uyarı; yetişkin içerik.
Wherever you are, I always make you smile
Wherever you are, I'm always by your side
Whatever you say 君を思う気持ち
I promise you "forever" right now
I don't need a reason
I just want you, baby
Alright, alright
Day after day''sırılsıklam olduk.''
hyunjin uzun bir sarılmanın arkasından fısıldarcasına konuştu. chris yavaşça uzaklaştı hyunjin'den. ''gidelim mi?'' yüzüne su damlatan saçlarını geriye attı ve kafasını salladı hyunjin.
chris yavaşça ayağa kalktı ve elini hyunjin'e uzattı.
gerçek mi bu?
hyunjin sorguluyor, yaşadığı şeyleri sorguluyor ve hayal etmesi zor olan şeyleri şu an yaşıyor. sürekli kıskanırdı chris'in sevdiği kişiyi... kendisiymiş meğer, kendisini kıskanmış bunca zaman.
''keşke daha önce gelseydin.'' diye mırıldandı hyunjin. yağmur hâlâ yağıyordu, ama boş sokakta yürüyen iki genç bunu umursamıyordu. adımlarını daha yavaş atıyorlar, biraz daha el ele tutuşmak istiyorlar. arada yürürken birbirlerine çarpan omuzları, daha fazla temas istiyorlar.
gelişe göre daha az dolu olan tramvaya biniyorlar ıslak kıyafetleriyle, chris tebessüm ediyor ve sarışına bakıyor. vagonun sonlarına doğru tek kişilik, boş bir koltuk görüyor, yavaşça oraya ilerliyor hyunjin'in elinden tutarak.
''otur.''
''ama sen?''
''otur sen.''
''senin için yana kayarım.'' diyor hyunjin ve tek kişilik koltukta tek bacağının üstünde oturuyor. chris'i de elinden çekip oturtuyor. tek kişilik koltukta oturan iki gence bakıyor herkes. yargılıyorlar , yaşlı teyzelerin ağzından olumsuz sesler çıkıyor ama bu da umurlarında değil.
elini yavaşça chris'in omzuna atıyor desteklemek amaçlı, birbirlerinin gözlerine bakıyorlar ama tek kelime bile etmiyorlar. yüzleri yakın, yakınlıklarından dolayı hızlanan nefesleri birbirlerine çarpıyor.
yavaşça yaklaşıyor chris zaten kendine yakın olan yüze. tam dudağının kenarından.
bir ve iki.
iki kere öpüp geri çekiliyor.
hyunjin'in vücudundaki bütün kan yanaklarına çıkmış gibi, utandı. hafifçe gülümsedi ve yere baktı. omuzunda tuttuğu eli chris'in boynuna doluyor ve başını boyun girintisine sokuyor. ''kaç durak kaldı?'' diye fısıldıyor. ''bakayım; bir...iki. iki durak kalmış.''
birbirlerine soru sormuyorlar, birbirlerini çok iyi tanıyorlar; yıllardır sevgililermiş gibiler. chris gözlerini kapatarak hyunjin'in başına yaslamış başını ve öylece duruyor. daha bir hafta, ne bir haftası bir gece öncesine kadar karşısında olsa gözlerine bakamazdı ama şu an her şey tam tersiydi. istediği an ona sarılabilirdi, onu öpebilirdi. ve bir şey fark etti chris; daha önce bunları yapabilmek için her şeyini verirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
12345 / hyunchan ✔️
Fanfictionson kez; bir,iki,üç,dört ve beş..... hwang hyunjin! christopher bang -angst!-