"Annem ve babam taktir aldığımı görünce ne yapacaklar acaba? Hele babamin bana alacağı o pembe bisiklet. . Sevinçten ruhum dışarı çıkmış , göklerde uçuyordu. Elimde tüm dersleri beş olan karnem ve taktirim" hızlı ve sekerek yolda yürüyerek eve doğru gitmeye başladım. Hem ıslık çalıyor hemde önlüğümün cebine ellerimi sokarak yürüyordum. Öğlenin sıcağı terletiyordu bedenimi. Yollar bitmek bilmiyordu bir türlü. Sokaklardan geçerken kocaman sis çökmüştü havaya ve yanık yanık kokuyordu. Allah Allah bu yangın nerden çıkmış acaba? Evin oraya bir sokak kalmıştı o sokağıda çıkıp evimize baktım. Evimizin önü çok kalabalık ve kocaman duman, sis bürümüştü. Bu dumanda neyin nesiydi ? Ağaç mı yanmıştı. Aksini düşünmek bile istemiyordum. Eve iyice yaklaştım , yaklaştıkça kalbim sıkışıyordu. Göğsümde bir sızı. Karnıma birşey saplanmış gibiydi , nefesim kesiliyordu, adım attıkça canımdan can gidiyordu , damarımdaki kan çekilmiş gibiydi. Donuyordum hava çok sıcak tı ama ben donuyordum gittikce eve yaklaştıkca titriyordum.
Evimiz alev alev yanıyordu. Annem nerdeydi babam nerdeydi. Gözlerim istemsizce doluyordu , kesin bu kalabalığın içindedir , çığlık atarak "anne babaa nerdesiniz , "evimiz yanıyordu herkes ağlıyordu...kıza birşey diyemiyorlardı. Bunu nasıl söyleyeceklerdi. Küçük kız dilini yutmuş gibiydi. ortada dona kaldı. Karnesi ve takdiri yere düştü. Kalbi sıkışmıştı. Şimşek hızıyla çarpıyordu. Fısıltıyla"anne, baba"dedikten sonra eve koştu. Evin etrafı insan kaynıyordu. Küçük kız çantasınıda yere fırlattı" Anne, baba" diye feryat etti. Küçük bedenine çok ağır gelmişti bu acı. Koşarak içeri girmeye çalıştı ama izin vermediler. Bir atakla ellerinden kaçıp cama yaklaştı.
"Annem babam nerde " diye bağırdım . Annem babam orda olamazdı. Kesin dışardalardır. İnsanlar yüzüme baktıkça ağlıyorlardı. Koşup eteklerine yapıştım. "Annem nerde cevap versenize hastenedemi iyimi durumları? " hiç cevap vermiyorlardı. Yaşlı kadın beni kendine çekip sarılmaya çalıştı. Ellerini ittim. Hem ağlıyordum hemde neler olduğunu anlamıyordum" herkes koşuyordu ellerinde suyla "annem babam nerde dedim size" diye insanlara kükredim. Cevap vermeyip ağlayınca insanlar, deliye dönüp saçlarımı yoluyordum. İnsanların arasından çıkıp kapıya koştum. Dudaklarım titriyordu. Diğer yanım kabul ederken diğer yanım yalanlıyordu. Kapıyı yumrukladım"Anne aç kapıyı ben geldim bak taktirimide aldım karnemde peki. Anne açsana. Pekiya aldınızmı pempe bisikletimi. Baba yoksa sakladınmı babaaaaa" diye haykırarak kapıya tepik yumruk girişiyordum. Dudaklarımdan tükürükler yere düşüyordu. İçim , taa ciğerlerim yanıyordu. Yüreğim parçalara ayrılmıştı. "Anneciğim hadi aç kapıyı ne olursun aç. Bak saçımıda çözmedim sen çözüp tararsın diye. Bak harçlığımada abur cubur almadım. Mendilimide kaybetmedim. Anne bana şakamı yapıyorsun. Yoksa gine bir şikayet duydundamı açmıyorsun kapıyı. Özür dilerim anne bugün hiçbirsey yapmadım uslu uslu sıramda oturdum. Aç kapıyı anne seni çoooook özledim aç lütfen.....aççç".
Etraftaki insanlar küçük kızın beline sarılıp çekmeye çalıştılar. Kız kapıya mıhlanmış gibiydi. Kuş kadar hafifti bedeni Oysaki . Canı ateşlerin içinde yanıyordu. Canından can gidiyordu , Hayır diyordu inkar ediyordu , daha 10 yaşındaydı Afra nasıl kaldırsın bu ufacık bedeni bu acıyı. Koca dünyada yapayalnız dı. Elleri yara bere içindeydi. Elindeki karnesi , taktiri dile gelsede konuşsaydı , nasılda çalışmıştı ilk karnesi ilk sevinciydi babası ona bisiklet alacaktı. Afra nın gücü bitmişti yere yığıldı, iki büklüm yere yalpalandı , minik avuç içlerinde yumak yumak saç telleri . Hangi insan evladının içi yanmazdıki bu kıza. Rengi beti benzi solmuştu " anne annemm babam nerdesiniz ben geldim , nolur kapıyı açın , annem nolur beni bırakmayın" diye Fısıltıyla ağlıyordu, göz pınarları kurumuştu , elleri donmuş , hareket etmiyordu. "anne
Derken küçük kız yavaşça kendini bıraktı gözlerini yumdu. Yumsada bu acı geçecek miydi , kim saracaktı yaralarını. Kime anne , baba diyecekti. Ateş onun hayatınıda yakmıştı, geriye sadece Külleri kalmıştı