19.06.2021
~•Choi Jisu•~
~•Büyücü•~
Selam! Sizleri meraklandırmadan kaldığım yerden devam ediyorum!
Wooyoung'un ateşi çıkıyor, nöbetler geçiriyordu. Şifacı gelmiş şuan kontrol ediyordu. San'da yanındaydı. Anne ve babalarına şifacı dışarıda kalmalarını söylemişti.
Şifacı San'a tek kaşını kaldırıp baktı. "Kızgınlığa ne zaman girecek?"
San utanarak "Şuan kızgınlıkta efendim" demişti. Şifacı ona ters ters baktı.
"Peki yavrum hiç ilişkiye girdiniz mi?" San sahte bir şekilde güldü.
"Tabii ki de girdik! Biz eşi-" şifacı tek elini kaldırdı.
"Bana doğruyu söylemen lazım San. Yoksa size yardım edemem." San derin bir nefes alıp şifacıya baktı.
"Biz hiç birbirimize dokunmadık. Dokunmayı da geçtim aynı yatakta yatarken bile araya yastık koyarız. O kızgınlığa girdiğinde evde olmam. İlk defa bugün öpüştük ve ona sarıldım. İyi hissetmesi için yapmıştım. Böyle olacağını tahmin etmemiştim..."
Şifacının ağzı açık kaldı. 2 yıldır evliydi bu çift sonuçta. Aralarında nasıl bir şey olmazdı? Şifacı hızla ve panikle konuşmaya başladı.
"San bugün ilişkiye girmelisiniz. Mühürünüz daha tamamlanmamış bile! 2 yıldır onu nasıl bekletebildin?! Omegaların ne kadar hassas olduğunu bilmen gerekiyor! Üstelik o kadın bile değil! Daha dikkatli olman gerekirken sen resmen onun canını hiçe sayıyorsun! Bugün ilişkiye kesinlikle girmelisiniz! Anlıyorsun değil mi?! Ben ailenizi de alıp gidiyorum! Bugün! Yarın değil Choi San!"
Şifacının sinirle odadan çıkmasıyla ellerini saçlarından geçirdi. Yatakta terler içinde yatan bedene baktı... O kötü birisiydi ölse bir şey olmazdı San'a göre ama anlaşma...
Yavaştan yatağa ilerleyip Wooyoung'u altına aldı. Gece uzun olacaktı...
Wooyoung sabah gözlerini açtığında çıplak olduğunu fark etmesiyle korkuyla gözlerini açtı. Yanında onu izleyen San'a döndüğünde sırıttığını gördü. Oh hayır! Olamaz!
San ona alayla güldü. "Günaydın! Nasılmış benim güzelim?" Wooyoung tek kaşını kaldırıp anlamayarak ona baktı. "İyisin iyi. Bir yerin ağrıyor mu?"
Wooyoung üzerini kapatmaya çalışarak San'dan biraz uzaklaştı. "San?"
San hala gülümsüyordu ve bu Wooyoung'un daha da korkmasın sağlıyordu. San Wooyoung'a yaklaşıp önüne gelen saçları geriye attı. Sonra alnını öptü.
Wooyoung başta korkup gözlerini kapatsada alnındaki dudaklara tekrar kafası karışmıştı.
"Korkma benden. Ben kötü biri değilim." Wooyoung daha ne olduğunu anlamadan kendini San'ın kucağında buldu. Alt taraflarındaki ağrı ile yüzünü buruşturdu.
San onu iyice kendine çekip sarıldı. Wooyoung hala ne olduğunu anlamasada tekrar uykusu gelmişti. San'a iyice sokulup gözlerini kapattı. San'a ne olduğunu bilmiyordu ama şikayetçi değildi.
Bir süre öyle kaldılar. Kapının çalmasıyla San Wooyoung'u yatağa bırakıp üzerini giyinmeye başladı. Üstünü hızlıca giyip eşinin alnını öptü ve kapıya bakmaya gitti.
Kapıyı açtığında karşısında sağ kolu Seonghwa'yı gördü. Elindeki poşeti San'a uzattı. "Akşam gelen şifacı gönderdi. Wooyoung'a dikkat etmen gerekmiş. İstersen Hongjoong'u göndereyim?"
San poşeti alıp kafa salladı. "Biliyorsun ben bu tür şeylerden pek anlamam. Hongjoong gelirse belki daha iyi olur? Üstelik akşam sende gel. Yemek yeriz?"
San'ın davetiyle Seonghwa gülümsedi. "Anladım ben seni dostum. Tamam seni yanlız bırakmam. İstersen bende kalayım? Omegalar arasında yanlız hissetmeni istemem." Seonghwa San'ın derdini anlamıştı. San mahçupça gülümseyip kafa salladı.
Seonghwa, Hongjoong'la beraber geleceğini söyleyince kapıyı kapatıp tekrar odasının yolunu tuttu. Wooyoung yatakta değildi. Banyoya gitmiştir düşüncesiyle banyo kapısını tıklattı.
İçeriden su sesi geliyordu ama Wooyoung ses vermiyordu. Elindeki poşeti kenara koyup içeriye girdi. Wooyoung şarkı mırıldanarak duş alıyordu.
"Çünkü bela olduğunu biliyordum hayatıma ilk girdiğinde"
San, Wooyoung'un yanına ilerlerken üzerini çıkardı.
"Bu yüzden utanıyorum kendimden. Beni daha önce hiç bulunmadığım yerlere uçurdun..."
San arkadan Wooyoung'a sarılıp kulağına şarkıyı fısıldamaya başladı. "Beni düşürene kadar. Bela olduğunu biliyordum hayatıma ilk girdiğinde. Bu yüzden utanıyorum kendimden. Beni daha önce hiç bulunmadığım yerlere uçurdun..."
Wooyoung'u kendine çevirip alınlarını birleştirdi. İkisi beraber söylemeye başladı.
"Şimdi ise soğuk, sert zeminde yatıyorum! Bela! Bela! Bela!"
San, Wooyoung'un belini sıkıca kavrayıp onu kucağına aldı ve onu duvara yasladı. Wooyoung'da bacaklarını San'ın beline doladı.
San yavaşça birleştirdi dudaklarını. Çok uzun tutmadılar. Wooyoung, San'ın ensesinde ki elini saçlarına çıkarırken gözlerini araladı. Direkt San'ın gözlerine baktı.
San ona biraz daha yaklaştı. "Wooyoung... Biliyorum evlenmemiz tanışmamız hoş bir şekilde olmadı. Ama ben bundan sonra seninle mutlu olmak istiyorum. Sana zarar veren değil, seni her şeyden koruyan kişi olmak istiyorum. Benim tatlı belam olur musun?"
Wooyoung olayların gerçekliğini sorguluyordu. 2 yıldır evlilerdi ve tek konuşmaları sabah günaydınıydı. Çoğu zaman San onu bile demiyordu.
Wooyoung'un gözleri çoktan dolmuştu. San tebessüm edip gözlerini öptü. "Söz veriyorum seni üzmeyeceğim Wooyoung"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Omega [WOOSAN]
FanfictionMerhaba! Choi sürüsüne hoşgeldiniz! Size Choi sürüsünü tanıtmama izin verin lütfen! Oh pardon ben kendimi tanıtmadım... Ben Jisu. Choi San, yani sürünün liderinin, kardeşi. Size abimden bahsetmem gerekirse onun eşi ile olan ilişkisi dikkatinizi çeke...