Slmm yeni bir hikayeyle karşınızdayım.
Bu arada Bay Gizemli bitmedi. Ona da yeni bölümler atacağım.
Ama önce başlama tarihlerinizi alalım.Ve şimdi bölümümüze geçebiliriz.
💔
Orhan amca'nın yardımcılarının rahatsız edici sesiyle uyandım. Şuan ne yapıyor olduğumu sorarsanız yerdeki halının motiflerini inceliyorum. Boğazımda kurumuştu gidip su almam lazımdı. Bana ayrılan odanın kapısını açtım. Uzun ve geniş kolidorlardan geçtikten sonra merdivenlerden aşağıya indim ve mutfağa doğru ilerledim. Mutfaktan sürahiyi ve bardağı aldıktan sonra hızlı bir şekilde odama doğru ilerledim.
Hızlı olmam lazımdı çünkü okuluma geç kalmamam gerekiyordu. Bugün okulda belirli öğrencilerin önünde konuşma yapılacaktı ve bu konuşmaya ben de dahildim. O kadar susamışım ki odama gitmeyi beklemedim ve suyu bardağa doldurup içmiştim. Odama girdiğim de ise komidinin üzerine sürahiyi ve bardağı yerleştirip hazırlamış olduğum siyah balon kol detaylı uzun kollu bluz ile beyaz kot pantolon giydim ve ayağıma siyah topuklu ayakkabımı geçirdim. Makyajımı ve saçımı hafif dalgalı yaptım. Son olarak parfümde sıktım, siyah çantamı ve telefonumu alıp kapımı kapatıp, kilitledim. Tekrardan uzun ve geniş kolidordan geçtim, merdivenlerden aşağıya indim ve salonda ki yemek masasına doğru ilerledim.
Salonda Orhan amca masada oturmuş, arkasına da iki adamını almış. Afiyetle yemek yiyordu. Sanki evin içine yabancı biri gelecek ve taramalı tüfekle ona saldıracak. Öyle olamaz çünkü kapıda yirmiye yakın koruması vardı.
Evet bana iyilik yapmış olabilir ama o iyiliği kendi çıkarı içinde yaptı. Beni bu koca evin içine mahkum etti. Çok özür diliyorum herşey benim iyiliğim için. Komik.
Orhan amca'nın tam karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum. "Günaydın." dedim baygın bir tonla hoş her sabah yaptığım şeydi bu. Alışmış olması gerek. "Günaydın." diyerek karşılık verdi. Karnım pek aç değildi bende meyve suyumu alıp içmeye başladım. Orhan amca ise tabağındaki yeşil zeytini çatalına takarak konuşmaya başladı. "Nereye gideceksin, hazırlanmışsın pardon çok özür diliyorum bunu sormam bir hata sen çok bunaldın ve dışarıya çıkıyorsun öyle değil mi? Ve bende hayır diyorum!" demişti ukala bir şekilde ama yanılıyordu ben kafamı dağıtmaya değil okula gidiyordum. Göz devirdim.
Masaya meyve suyumu koydum ve "Hayır okula gidiyorum. Ve senden izin alacak değilim!" dedim ve ekledim. "Sana söylemiş olmaları lazımdı bu gün konuşma olacak ve bu konuşma belirli öğrencilerle yapılacak ve o öğrencilerin içinde ben de varım. Anlamadan bilmeden insan yargılama." dedim yüzüne tükürür gibi... Meyve suyumu içmeye başladım. Yüzü düşmüştü çünkü böyle bir cevap beklemiyordu. Ya da neden ona bahsedilmediğini sorguluyor olabilirdi.
"Samet!" diye bağırdı. Adam arkasındaydı niye bağırıyordu bu adam manyak mıydı neydi? Arkasında dikilen uzun boylu sarışın adam öne atılarak konuştu. "Buyur patron." onun aksine daha sakin konuşmuştu. Gerçi burada bağırılacak pek bir şey de göremiyordum. Aman boşver mafyacılık oynamaya devam etsinler.
"Mahine-" derken ayağıya kalkıp sözünü keserek konuştum. "Mavi! Sen bana bu adı vermedin mi?" Beni onaylar bir şekilde kafasını salladı. "O zaman benim adım Mavi, Anladın mı beni! Böyle hitap edicek herkes!" dedim. "Tamam sakin ol bak hatırlamak istemiyorsun biliyorum ama hayatın gerçekleri bu, oturda konuşalım hadi." dedi. Beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama yanılıyordu ben sakinleşmek felan istemiyordum.
"Hayır ben konuşmak felan istemiyorum. Bu konuşmada burada bitti. Ben çıkıyorum iyi günler afiyet olsun." dedim. Arkamdan "Okuldan dönünce spor hocan burada olucak biraz spor yaparsınız!" duymazdan gelerek arabaya doğru ilerledim.
💔
Çoktan arabadan inmiş, konferans salonundan içeriye girmiş ve bana ayrılan yere oturmuştum. Yani arkadaşlarımın yanına. Ben, Alara ve Berk'in arasına oturmuştum. Cansu Alara'nın yanına Kaan ise Berk'in yanına oturmuştu. Eğitmenler ve okulun müdürü en ön tarafa oturmuşlardı. O sırada yüzünü bile bilmediğim hatta hayatımda ilk defa gördüğüm uzun boylu kalem etek ve üzerine beyaz gömlek giymiş, gözlüklü ve kafasındaki kocaman topuzu olan kadın kürsüye çıktı.
"Tarzına sıfır veriyorum." dedi Cansu fısıldayarak Alara ise boş kalmadan onayladı. "Katılıyorum." Bunu dile getirmesem bile gerçekten kadın çok kötü giyinmişti.
Ben ve salondaki herkes bu kadının ne söyleyeceğini merak ediyorduk. "Biliyorsunuz ki bizim okulumuz her son sınıftaki başarılı öğrencilere başarılı mimarlar tarafından staj imkanı veriyor. Bu senede siz değerli ve gerçekten başarılara imza atıcak öğrencilerimiz için ünlü bir mimar kendi şirketini temsil etmek amacıyla burada sizlerle birazdan birlikte olucak." dedi. Hangi şirket acaba? Ve kadın o kadar başarılı öğrenci dedi ki ben bile başarılı olduğuma inandım.
"Bu kadın kim abi ya daha güzel biri yok muydu?" dedi Kaan, kıkırdamaya başladım. "Kadının güzel olsa napıcaktın gidip numarasını mı isteyecektin?" diye çıkıştı Berk, ama haklıydı Kaan, insan azıcık ünlü mimar gelecek diye güzel giyinirdi belki kısmeti çıkardı.
Daha çok gülümsemiştim. Onların yanında sert duramıyorum illaki beni güldürmenin yolunu buluyorlardı. Kısa bir aradan sonra kadın tekrar konuşmaya başladı. Gülümseyerek kadını dinlemeye başladım. "Ve evet şimdi sizlerle birlikte, Atalay Mimarlık Şirketinin sahibi Deniz Atalay...
Deniz Atalay
Atalay Mimarlık Şirketinin Sahibi..
Deniz Atalay
O buradaydı...
Karşımdaki kürsüde bana bakıyordu.
Gülümsemem bir anda şaşkınlığa dönmüştü. Beni nasıl bulabilirdi. Ben isim değiştirdim.
Mahinev değildim ben Mavi olmuştum. Beni bulması imkansızdı.
Alkış sesleri artıyordu ben ise olduğum yerden sadece gözlerine bakıyordum. O ise yanımdaki Berk'e...
Yan tarafımdan gelen sesle başımı o tarafa çevirdim. "Çocuk çok yakışıklı Allah var." demişti Cansu ve eklemişti. "Allah sahibine bağışlasın." diyip Alara ile birlikte gülmeye başlamıştı ben ise tekrar önüme döndüm. Vücudum kaskatı kesilmişti. Boğazımı bir el sıkıyordu. Nefes alamıyordum. Çıkıp hava almam lazımdı. Konuşma başlamasını önemsemeden salondan hızlı adımlarla çıktım. Tüm bakışlar bana dönmüştü ama umursamamıştım ve en önemlisi onun bakışları...
Beni umursamadan konuşmasına geri dönmüştü çünkü içeriden sesler hala geliyordu. Dışarıda taksiyi beklerken okulun duvarına yaslanıp yere çöktüm. Rahatlamam lazımdı. Ne zamandan beri tuttuğunu bilmediğim göz yaşım sonunda düşmüştü. Acaba beni tanımadımı hoş tanısaydı da bir şey değişmezdi. Ama tanımaması gerekir çünkü görüşmeyeli epey uzun bir zaman geçmişti.
7 yıl 1 ay
💔
Bu bölümü beğendiniz mi?
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazabilirsiniz.
Yorum atmayı ve yıldızımızı parlatmayı unutmayın.
Diğer bölüm 3 gün sonra gelecektir bilginize.
Öpüldünüz muahh 😘