[3] 🌼

13 3 6
                                    

İyi okumalar ballarım 🥳

@barınçağlayans size takip isteği gönderdi

Barın benim hesabımı nerden bulmuştu ki? Neden bana istek atmıştı? Yoksa benim ben olduğumu öğrenmiş miydi? Ama nasıl öğremebilirdi ki? Benden başka kimse Barın'a yazdığımı bilmiyordu. Çalan telefonumla düşüncelerimden sıyrıldım. Annen arıyordu.

"Efendim anne"

"Simay derhal eve geliyorsun?!" diye bağırdığında ona haber vermeden Berfin de kaldığım aklıma geldi.

"Son zamanlarda iyice sorumsuz olmaya başladın. Bu evin kuralları var!" dediğinde geliyorum deyip telefonu kapadım.  Berfin uyanmış etrafa bakıyordu. "Ne ölmesi bayılmışım" deyip güldüğünde bende güldüm. Manyak ya. "Annem aradı acil gitmem gerek." dediğimde yastığı kafasına bastırıp çığlık attı. "Daha kahvaltı yapacaktık beraber" diyerek ayağa kalktı ve yanıma atladı. "Gitme Simay bu evde kimse beni anlamıyor sensiz ne yaparım ben, nerelere giderim, ne yer ne içerim ha?" dediğinde göz devirdim "kızım gurbete gitmiyorum eve gideceğim. Yarın beraberiz zaten okulda" deyip yataktan kalktım. Berfin'in kıyafetlerinden seçip giyindim. "Hadi ben kaçarr. Yoksa annem eşek sudan gelene kadar dövecek beni" diyerek aşağı indim.

"Gidiyor musun Simaycım?" dedi Hale abla mutfaktan çıkarken. Kimse görmeden çıksaydım daha erken ulaşabilirdim eve. "Annem acil çağırdı da Hale abla. Gitmem lazım o yüzden" diyerek gülümsedim. " A öyle mi. Sen çok o zaman. Ama sonra bir daha gel olur mu?" dediğinde başımı sallayıp görüşürüz diyerek kapıya ilerledim. Berfin'e bakınırken çarptığım bedenle önüme döndüm. "Kusura bakma Ulaş abi" deyip yanından geçecekken kolumu tutup gitmemi engelledi. "Simay bana abi deyip durma. Ayrıca yürürken önüne bakamıyor musun sen?" diye kızdığında kaşlarımı çattım. "Özür diledim ya işte abi. Acelem var zaten" diyerek kolumu çektim. Berfin'in gördüğümde hızla sarılıp "kaçtım ben" dedim ve evden çıktım.

Ulan arkadaş bir tane mi taksi geçmez bu ne biçim iş! Annem beni mahvedecek. Kesecek beni. Kuşbaşı yapacak etimi! En sonunda gördüğüm taksi ile adeta kendimi yola attım. Binip yolu tarif ettim ve telefonu elime aldım. Ulaş Abi mesaj atmıştı. Ne alakaydı ki? Benim numaram onda yoktu.

Ulaş Abi : Simay. Bir daha ben evdeyken bize gelme. Hatta mümkünse dışarıda falan buluşun.

Simay :  Pardon da sana mı soracağım Ulaş Abi. Bana olan bu tavırlarını anlayamıyorum gerçekten. Bu hiç hoşuma gitmiyor.

Ulaş Abi : Abini s.....

Ulaş Abi çevrimdışı.

Bu neydi şimdi? Ben ne yapmıştım da bana böyle bir mesaj atmıştı. Sinirle gözlerimi kapatıp açtım. Taksiden indiğimde bu konuyu sonra düşünmeyi aklımın bir köşesine yazdım. Kapıyı aöıpueve girdiğimde annem koltukta oturmuş hizmetliler etrafında kolonya tutuyorlardı. "Anne! Ne oldu? İyi misin sen?" diyerek koşa koşa yanına gittim. Annem çalışanlara bakış atıp nazikçe kovdu. "Simay ben delireceğim birazdan! Git üzerini giyin! Şirkete gidiyoruz!" dediğinde kaşlarımı çattım. "Şirkette ne işimiz var anne? Babama mı uğrayacağız?" deyip yüzüne bakmaya devam ettim. "Baban kadar başına taş düşsün Simay! Kalk dedim! Yolda anlatırım. O sekreter kadını yolacağız" diye bağırıp kalktı. Arkasından şaşkınca bakarken olayı çok kurcalamadım. Birilerini yolmak feci işime gelebilirdi şu an.

°°°°°°°°°°°°°°°°°° °°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Şu an ağacın arkasına saklanmış limanı izliyorduk. Tam bir dizi sahnesi yaşıyorduk. Babam teknede esmer bir kadınla konuşuyordu ve annem yanımda sinirden deliriyordu. Olacaklardan korkuyorum dersem yalan olmazdı. Annem hareketlendiğinde tuttum. "Anne napıyon kurban olayım?" dediğimde hışımla bana döndü. "Simay bırak kolumu bir tane de sana çarpmayım!" deyip kolunu çekti. Arabaya bindiğinde bende peşinden gittim. Babam kadını bir taksiye bindirip göndermişti. "Taksiyi takip et Ömer" deyip yerine iyice kuruldu annem. Şu an ondan korkuyordum. Ağzımı açıp bir şey desem beni burada parçalayabilirdi. "Anne acaba yargısız infaz yapmasak mı? Hani bir açıklaması da.." derken annem lafımı kesip öyle bir bağırdı ki ağzımı gösterip fermuar işareti yaptım. "Simay kes sesini! Şu an sana ihtiyacım var ve seni de yolmak istemiyorum. Sus ve otur!" deyip önüne döndü. Ben ne diye ağzımı açmıştım ki. Canıma susadım herhalde. "Geldik efendim" diyen Ömer ile arabadan indik.  Annem ışınlandı desem daha doğru olur hatta. Annem kadının peşinden şirketin önüne geldi ve arkadan kadının saçlarına yapıştı. "Sen kimsin be kadın! Kimsin sen! Sen benim çoluğumun çocuğumun rızkını mı yiyeceksin. Paçoz kadın! Parçalarım seni, rezil ederim" diyerek kadının saçını ordan oraya çekiyordu. Şoktan çıkıp ben de desteğe gittim. " Sen benim annemin tırnağı olamazsın beeee. Pis kadın! Kötü kadın!" diyerek kadını bildiğiniz yere ittim. "Napıyprsunuz siz!? Manyak mısınız!?" diye bağırıp çevredekilerin desteği ile yerden kalktı. Tipi öyle kaymıştı ki gülmekten yerlere yatabilirdim. Tabii ortam ve zaman müsait değildi.
"Simay! Ayla! Ne oluyor burada!?"

Ben babamın sesini mi duymuştum? Hayır ya! Annemle aynı anda konuştuk.

"Baba"
"Hakan!"

"Simay hemen eve gidiyorsunuz! Sizinle sonra görüşeceğiz" Babam öyle bir bağırdı ki ne annem ne de ben ona itiraz edecek cesareti bulamamıştık. İkimizde paşa paşa şirketten ayrılıp arabaya bindik. "Kız çok mu abarttık acaba" dedim annemi dürterken. Annem ise bana öyle bir baktı ki ışık hızıyla önüme döndüm. Ne demiştim sanki? Ya sabır.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

"Kızım çok şükür okula gelebildin. Arıyorum açmıyorsun, mesaj atıyorum bakmıyorsun. Dedim öldü herhalde gerizekalı!" diyen Berfin' e bakıp sus da anlatayım aptal diye bağırdım. Olayların ardından babam eve gelmemişti ve ben de okula gitmem gerek deyip annemi tek bırakmıştım. Belki böyle olaylardan uzak kalırdım. Berfin'e olayları anlatıp tepkisini bekledim." Kızım hadi annen yanlış anlamış belki bir şeyleri sinirlenmiş. Sana ne oluyor. Salak mısın koskoca şirkette kadını yolmak ne" deyip kahkaha attığında ben de sırtım. Cidden saçma bir şey yapmıştık. Kantinde etrafa bakınırken ufacık bir an Barın ile göz göze geldim. Barın ile göz göze mi geldim? Heyecanla birden ayağı kalktım. Berfin mal mısın bakışı atarken yerime tekrar oturdum. "Simay kafan mı güzel? Napıyon" dediğinde ona bakıp "ha üstümde böcek var gibi hissettim de bir an" deyince omuz silkip telefonuna döndü. "Ben bi lavaboya gidiyorum" dedim ve kalktım. Barın da ortadan kaybolmuştu zaten. Ellerimi yelpaze gibi kullanarak yüzümü biraz olsun serinletmeye çalışıyordum ama nafile. Hiçbir etkisi olmuyordu. Kantine döndükten sonra derslere girmiştik. Monoton bir gündü her zaman ki gibi.

Eve gitmeye ne kadar korksam da gelmiştim. Şu an kapının önünde eve girip girmemek konusunda kendimle tartışıyordum. Mecbur girecektim. Eve girip salonu yokladım. Annem koltukta oturmuş elleri ile oynarken babam da ortada volta atıyordu. Odama kaçmaya çalışsam başarma olasılığım yüzde kaçtı. Ben salak salak düşünürken adımı duymam ile aydınlandım.

"Simay! Derhal buraya gel!" diyen babamı daha fazla kızdırmamak için gidip koltuğa oturdum. "Ya siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz ! Benim iş yaptığım adamın karısını nasıl o hale getirebilirsiniz! Amacınız ne! İşimiz bozuldu. Ha tabi siz rahatsınız eve para getiren var değil mi!? Hadi annen tamam. Yanlış anlamış sinirlenmiş. Senin aklın yok mu kızım! " diye bağırdığında irkildim. Olay nasıl bana kalabiliyordu şu an? Annem ayağa kalkıp babama yaklaştı." Hala bir açıklama yapmadın Hakan " deyip kollarını birleştirdiğinde babam sabır dilercesine tavana baktı." Ulan adamla yatta toplantı yapıyorduk. Eşi şirkete gitmek görmek istedi. Toplantı bitene kadar beklemek istemedi. Adam telefonla konuşuyor diye taksiyi ben çağırdım kadında teşekkür etti gitti. Siz ne sandınız!? Ben seni aldatacak bir insan mıyım? Çok darıldım çok. İkinize de! " diyerek salondan çıktı babam.

Bu olaylar baya kötü olmuştu. Babam şirkete gidip geç döneceğini söyleyerek giderken annem de kendi iş yerinden aramaları üzerine oraya gitmişti. Uzun zamandır telefonumu elime almadığımı fark edip telefonuma uzandım. Belki Barın mesaj atmıştır dedim ama nerde. Ulaş abiden bir mesaj vardı

Ulaş Abi: Yarım saat sonra sahilde buluşalım. Seninle konuşacaklarım var.

Umarım davranışlarından ötürü benden özür dilerdi. Yoksa durumlar daha kötü bir hal alacaktı. Daha yarım saat vardı fakat ben evde öyle çok sıkılmıştım ki erkenden gidip yürüyüş yapmak istedim. Sahile geldiğimde rahatlamıştım. Suyun sesi ve o hafif, serin rüzgar mükemmel bir ikiliydi. Yere bakarak yürürken koşarak yanımdan geçen bir adamın bana çarpması ile adeta yere yapmıştım. Kolumun üstüne öyle sert düşmüştüm ki acısından her an ağlayabilirdim. Nasıl kalkacağımı düşünürken önüme uzatılan el ile bakışlarımı kaldırdım.

İyi misin?

Gözlerim şok içinde açılırken konuşmayı unutmuş gibi yüzüne bakıyordum. Onun burada ne işi vardı?

Yeni bir bölümle geldiiim 🥳

Sizce Simay ve Annesi, Hakan Bey'e kendilerini nasıl affettirecek?

Ulaş sizce Simay ile ne konuşacak?

Ve

Sizce Simay'a yardım eli uzatan kim olabilir?

Sonraki bölümde neler olacak bakalım :)

AY IŞIĞI ~YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin