Lanet gün

15 3 18
                                    

Ben Duru. Yine her sabah olduğu gibi o lanet alarm sesiyle gözlerimi açtım. Önceki günlerden farksız olan o rutin sabaha uyanmıştım. Pencereden sırıtan güneşe okkali bir küfür savurduktan sonra sert adımlarla odamdan çıkıp banyoya girdim.

Berbat görünüyordum. Akşam arkadaşlarla içkiyi çok kaçırmış olmalıyım ki bir sik hatırlamıyordum. Tek hatırladığım denizden esen tuzlu melteme karışmış o odunsu koku ve gözlerim kararırken belimden sıkıca kavrayan kaslı kollar..

Oh tanrım neler diyorum rüya olmalı. Ama nasıl rüyaysa hakkını vermeliyim çok gerçekçiydi.

Ben aynaya bakarken daldığım sırada telefonumun kulak tırmalayan o sesini işittim. Sabah sabah kim arıyordu aq.

Ceren kankitolloşkom arıyor..

Bıkkın bir alo döküldü dudaklarımdan. Ama Ceren benim aksime sesi sanki atlı kovalamış gibi soluk soluğa geliyordu.

"Duru neredesin? Hemen okula gelmen gerekiyor.. ALOO"

"Bağırmasana kızım yeni kalktım evdeyim noldu?"

"OKULA YENİ ÇOCUK GELMİŞ GÖRMEN LAZIM TAŞŞ!!!"

"Banane kızım allah sahibine bağışlasın."

"Aman be knk sende sap geldin sap gidiceksin nolur birkere atılgan olsan"

"Tamam Ceren hazırlanıp çıkıyorum sıkma adamı"

"ÖPTÜMMMM :***"

Deli kız diye mırıldanıp yüzümü yıkadım. Yüzüme nemlendiricimi sürüp dudaklarıma en sevdiğim kirazlı lip glossumu sürüp banyodan çıktım.

Alt kata indiğimde annemin hazırlayıp bıraktığı tostu mideye indirdim.

Tekrar odama çıkıp formamı giyip saçlarımı taradım. Parfümümü de sıktığımda hazırdım.

Taksiyi arayıp adres verdikten sonra okul çantamı kontrol edip sırtıma attım.

Okula vardığımda Cerenin koluma yapışıp tuvalete çekiştirmesini sorgulamadım. Çünkü her sabah aynısını yaşıyorduk..

Oflayarak yeni çocuk hakkında konuşmasını dinledim. 10 lafından 12si genelde çocuğun taş olmasıyla alakalıydı. Her an o taşı kafasına çarpabilirdim.

Ders zili çaldığında matematik sınıfının yolunu tuttum. En bayılmadığım dersti. Zaman geçmiyordu daralıyordum ve en önemlisi bir sik anlamıyordum.

Sırama geçip ders kitaplarımı çıkartırken gözüm dedikoducu kız grubuna takıldı. Muhtemelen yeni çocuk hakkında konuşuyorlardı.

Onlar çocukla ilgili iğrenç fantazilerini konuşurken bende unuttuğum matematik ödevini yapıyordum. Pardon YAPAMIYORDUM.

Cerenin matematiği her zaman çok iyiydi ama hanımefendi gazetecilik istediği için sözel seçti ve ayrı düştük :(

Ben ödeve gömülmülmüşken sınıftaki tüm ses birden kesildi. Erdem hoca geldi düşüncesiyle selam vermek için ayağa kalktığımda tüm gözler bana döndü.

Sadece ayakta olan bendim. İnsanlara bakarken olayı anlamaya çalışıyordum. Birden tüm gözler benden kapıya çevrildi ve herkesin gözlerinden kalpler çıkmaya başladı.

Bende o yöne döndüğümde daha önce hiç görmediğim bir çocuk aval aval bakınıyordu. Sanırım bu taş dedikleri çocuktu.

Hemen arkasından Erdem hocada göründüğünde bu sefer herkes ayaklandı.

Hoca oturun işareti yaptığında durumu daha yeni sindiriyordum. Rezil mi olmuştum az önce? Of siktir.

Erdem hoca boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Evet arkadaşlar okulumuza yeni gelen Talat arkadaşınızla tanışın. Kendisi özel okuldan geliyor, ortama alışması biraz zor olabilir lütfen ona yardımcı olun."

İçimde ela ile talat el ele diye dalga geçerken birden yan sıradan bir kız "ben ben yardımcı olurum" diye atladı ve ondan sonra herkes hep bir ağızdan aynı şey için bağırmaya başladı.

Bu yakışıklı çocuk görünce tutuşan kızları hiç anlayamayacaktım. Sınıfın diğer erkekleride benimle aynı fikirde olmalı ki hepsi göz deviriyordu.

Hoca sınıfı sustururken adı Talat olan taş çocuğumuz önde yanı boş olan bir kızın yanına oturdu. Teneffüste herkesin o kızın başına toplanacağına kalıbımı basarım.

Ders nihayet bitti ama bu kurtulduğum anlamına gelmiyordu because birtane daha matematik versi vardı shit!

Tam tahmin ettiğim gibi zil çaldığında herkes kızın yanına toplandı. Bir grup çocukla konuşmaya çalışıyor bir grup kızı çekiştiriyordu. Allahta onlara akıl versindi yani.

Sınıftan çıkıp Cerene bakınmaya başladığımda her zamanki buluşma yerimizde yoktu.

CE-EEE

Ceren birden arkamdan gelip beni sarstığında bu kızın cidden sıyırdığına o an ikna oldum.

"Ne yapıyorsun kızım mal mısın?"

"Nie öyle dediniz biyfendi almdm gücendm"

Sabır çekerek tuvalete doğru ilerledim. Gidip elimi yüzümü yıkayıp sakin kalmam gerekiyordu yoksa elimden bir kaza çıkacaktı.

Tuvalete girdiğimizde yine farklı bir manzarayla karşılaşmadık. Dedikoducu kız grubu ve taş çocuğumuzun yanına oturduğu kız..

Yüzüme su çarpıp bu salak ortamda fazla oyalanmadan çıktım. Cerenide alıp kantine girdiğimizde orada da bir koyun sürüsü gibi topluluk görünce en sonunda dayanamayıp "ne bu görmemişler gibi çocuğa üşüşmeniz amcıklar" diye kükrerken buldum kendimi. Evet gerçekten o söz benden mi çıkmıştı¿ ağlamk istiyordum.

Ceren kocaman olmuş gözlerle beni süzdükten sonra beni bahçeye çekistirmeye başladı.

Allahtan zil çaldı da iki saat onun çenesini çekmekten kurtuldum.

Ona ters bir bakış atıp kolumu çektikten sonra seri adımlarla sınıfa yürüdüm.

Acele işe şeytan karışır diye bir söz vardır bilir misiniz? Kelimenin tam anlamıyla şuan o cümlenin vücut bulmuş hâliydim.

Hızlı hızlı merdivenleri çıkarken ayağım takıldı ve geriye doğru sendelendim. Ben allahıma kavuşacağım diye içimden hatim indirirken güçlü kollar bedenimi sardı ve ardınden burnuma çok tanıdık gelen o koku ilişti..

Denizden esen tuzlu melteme karışmış odunsu koku..

"Dikkat et güzelim"

LANET BODYBOYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin