Bölüm 4- Seri Katil

140 7 1
                                    

Derin derin nefes alıp veriyordum. Birden içimi heyecan basmıştı. Bu çocuğu görünce neden böyle oluyorum ben ya! Daha demin öldürmek isterken bir anda değişen duygularıma bir kere daha sövdüm. Sakin ol Laden! O bir pislik!

Yavaş adımlarla Aras’a doğru ilerledim. Bana olan bakışları gene ürkütmüştü. Soğuk ve sert bakışlı Aras… Bu çocuk neden böyleydi. Bir an beni cebinden bıçak çıkarıp öldürecekmiş havası vardı. Acaba seri katil falan mı?

Beni görünce arabanın içine elini atarak çantamı çıkardı. Iphone’m ,  kredi kartlarım , yeni aldığım deri çantam kalp kalp.  Sevincimi bastırmaya çalışarak Aras’a yanaştım.

“Evimi nerden buldun?”

“Bulamayacağım bir şey yok. Sen olmayan beynini zorlamasana”

“Ne?” Bir an afalladım.

“Çantamı ver hemen sonra defolup git “ Çantamı almaya çalıştığımda elini yukarı doğru kaldırdı ve almamı engellemeye çalıştı ve tebrikler başarılı oldu.  Benden boyu açık ara farkla yüksekti.

“Aras ne yapmaya çalışıyorsun” Yüzüme bakarak sırıttı ve ilk defa gamzelerini gördüm. Yüz hatları belirginleşmişti ve seri katil gidip yerine kusursuz Aras olmuştu. Sadece bir gülümseme bir insana bu kadar yakışabilir miydi? Kendine gel Laden. Bu çocuk tam bir pislik!

“Yanlış hatırlamıyorsam bugün ders çalışacaktık hıı?”

“Doğru hatırlıyorsun,  ilginç beynin bazen çalışabiliyormuş” Yüzüme alaycı gülümseme yayıldı.

Aras’ın gülümsemesi gitmişti ve daha demin ki seri katil geri dönmüştü. Sert bir şekilde çantamı bana fırlattı. Tam göğsüme acı yayıldı. İçinde bir sürü şey vardı ağırdı zaten.

“Mal mısın sen ya? Kafan mı güzel neyin kafasını yaşıyorsun Aras?” Daha neler söylemek istiyordum da içimde bırakmak en iyisi.

“Senin gibi çocuklarla uğraşacak zamanım yok” diyerek arabasına bindi. Kapıyı sert bir şekilde çarptı. Gaza basarak gitti.

Sen kime çocuk diyorsun ya! Beyin miyopu.

Söverek eve doğru ilerledim. Evin anahtarını çıkararak kapıyı açtım. Evde her zaman ki gibi annem yoktu.  Babamı çok özlüyordum. Salona geçtim ve hemen telefonu elime alarak babamı aradım. Babam Almanya’da çalışıyordu ve bana çok uzun süre kalmadan geleceğini söylemişti. Bu söyleyeli  dört yıl olmuştu ve her konuşmamızda kısa zaman da döneceğini söyleyip beni geçiştiriyordu. Ben artık büyümüştüm ve annemle kalmak istemiyordum.  Birkaç çalış sonrası babam telefonu açmıştı.

“Prensesim”

“Artık ne zaman geleceksin?” diyerek girişmiştim çünkü nasılsın iyimisin okul nasıl gibi sıkıcı muhabbete girmeyecektim.

“Heyy  sakin ol tatlım. Geleceğim birkaç güne. Gerçekten bu sefer geçiştirme falan yok prenses” demişti o her zaman ki tatlı ve yumuşak sesiyle. O an anladım ki babamı gerçekten çok özlemiştim.

“Söz mü?”

“Söz bir tanem söz”

“Tamam o zaman gelmeni dört gözle bekliyorum…  Seni çok seviyorum baba”

“Bende seni çok seviyorum  prenses ama şimdi kapatmalıyım toplantıya girmem gerek” diyerek telefonu kapatmıştı. İçimde bir boşluk olmuştu ve kendimi kanepeye doğru bırakmıştım. İçimdeki o boşluğun gitmesi uzun sürmemişti çünkü aklıma mal Aras gelmişti. Bu çocuğun benimle alıp vermediği neydi anlamadım ki!!!

AŞKA BİR KALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin