1.3

9.7K 998 1K
                                    

Minnoş not: Şu hayatta en sevdiğin şeylerden biri ne biliyor musunuz? Aptal aşıklar gibi sürekli yazdıklarımı sırf yorumlarınızı okumak için baştan okumak. Bu yüzden de minnoş yorumlarınızı seviorm 🤧

☀︎︎

"Hadi arkadaşlar biraz tempo hadi. Az bir zamanımız kaldı. Nefes almaya bile izniniz yok şu an."

Felix oturduğu tribünden hoşlandığı çocuğun antrenmanını izliyordu. Şu an bulunduğu yerde Yong olarak değil de Felix olarak oturuyordu. Bu, onu rahatlatan tek şeydi.

Bomboş salonda tribünlerin en üstünde tek başındaydı. Ne kadar o mesafeden Hyunjin'i izlemek bir miktar zor olsa da diğer oyuncuların içinde resmen ben buradayım diye göz kırpıyordu uzun olan. Üzerindeki basketbol şortu, kolsuz tişörtü, sıkıca tepede topladığı sarı saçları ve olmazsa olmazı saçları arasındaki siyah bandanası... parlıyordu sanki orada. Bu yüzden de Felix gözlerini bir an olsun ayırmadan çocuğu izlemeye devam etti. Sırf bunun için okuldan kaçmıştı sonuçta.

Hiç yerinden kıpırdamadan geçen bir saatin sonunda koçtan gelen su molası haberi ile yerinde kıpırdandı Felix. Belki yine önceki gibi yanıma gelir ve benimle konuşur, diye düşündü.

Tam da tahmin ettiği gibi Hyunjin suyunu içerken tribünlerde gördüğü sarışın çocuk ile gülümsemiş boynundaki havluyu kenara bırakıp orada oturan çocuğun yanına çıktmıştı hızlı adımlarla.

Felix, Hyunjin'in kendine doğru geldiğini fark ettiğinde hemen gözlerini kaçırıp sahanın kenarında oturan diğer oyunculara göz gezdirdi. Onu izlediğini anlamasını istemezdi çünkü.

Hyunjin'den gelen "Hey." sesi ile yutkunup hafifçe gülümseyerek başını ona doğru döndürdü. "Hey."

"Bu sanırım seninle ikinci karşılaşmamız değil mi?"

Aptal, diye içinden geçirdi Felix. Karşısındaki çocuğun bu halleri onu eğlendiriyordu.

"Galiba evet öyle."

"Bizim okuldan değilsin diye hatırlıyorum. Çünkü öyle olsan senin gibi birini kesinlikle tanırdım."

Gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu kısa olan. Yanındaki çocuk kesinlikle yavşağın tekiydi ve nasıl ona aşık olduğunu sorguluyordu bazen. Bu da o anlardan biriydi mesela. "Hayır, burada okumuyorum. Yalnızca sizin antrenmanlarınızı izlemek için geliyorum."

Hyunjin başını anladığına dair sallarken kaşlarını çatıp iyice çocuğa yaklaştırdı yüzünü. "Neden kendi okulunun antrenmanlarını izlemiyorsun da buraya geliyorsun?"

Felix, seni izlemeye geldim diyemezdi. Bu yüzden kısaca düşünüp bakışlarını sahada gezdirdi. Gözüne takılan kişi ile hiç düşünmeden sorusuna "Soobin." diyerek cevap verdi.

"Soobin mi? Onun için mi buradasın?"

Kimin adını söylediğini idrak ettiğinde dilini ısırıp gözlerini kaçırdı. Konuştukça battığının farkındaydı. "Yani.. Evet. Çok iyi bir oyuncu ve onu izlemek için geliyorum." Hayır buradaki hiç kimse Hyunjin'den daha iyi olamazdı. Bu yüzden konuştukça battığını hissediyordu.

Her zamanki gibi.

"Oh anlıyorum.. Ona aşık mısın yoksa? Aranızı yapabilirim. Çok yakın olmasak da onunla sohbetimiz var." Hyunjin'in bu dediği ile Felix gözlerini şaşkınlıkla genişletti ve ellerini olumsuz anlamda sallayarak Hyunjin'e döndü. Aynı zamanda dudaklarından birbiri ardına çıkan "Hayır, hayır.." sözcüklerine rağmen Hyunjin oturduğu yerden kalkıp Soobin'e gelmesi için el kol hareketi yapmıştı.

6 Dakika 45 Saniye | Hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin