1.9

10K 944 1.6K
                                    

☀︎︎

Bbijikseul:
Hyung emin misin?
Sıkıntı çıkmasını istemem
Hem zaten biliyorsun söylemek istemiyorum

Bangchris:
İtiraz yok Felix
Ya şimdi ya hiç
Hayır Hyunjin ile normalde de konuşuyorsun neden böyle bir aksiyona girdin anlamadım
O yüzden de Yong olarak mı Felix olarak mı bilemem ama geliyorsun şimdi
Sen geleceksin diye çocukları gönderdim

Hwanghyun:
Teşekkür ederim Hyung..
Gerçekten çok teşekkür ederim 🥺
Geliyorum hemen!

―☀︎︎―

Hava henüz yeni kararmaya başlamıştı. Hastanenin önünde öylece dikilerek önündeki koca binada gezdirdi gözlerini. Biraz daha bekleyebilirim diye düşündü. En azından hava kararana kadar. Bu yüzden de zaman geçirmek için hastaneye on dakika uzaklıktaki markete doğru adımladı.

Marketten Hyunjin için iki paket her zaman aldığı krakerlerden, Bangchan yemek konusunda istediklerini yapabileceklerini söylediği için iki paket hazır erişte ve iki kutu çilekli süt alarak ayrıldı. İçeride oldukça zaman geçirmiş olacaktı ki hava şu an daha da karanlıktı ve artık hastaneye gidebileceğini düşündü.

Kafasındaki şapkasının üzerine hoodiesinin kapşonunu da örttükten sonra yüzündeki maskeyi düzeltti son kez. Dadan girmeden önce kendine elindeki güneş gözlüğünü takması gerektiğini haturlarırken emin adımlarla 224 numaralı odaya doğru ilerledi.

Hemşirenin de yardımı ile odanın önüne ulaştığında gözlüğünü gözüne taktı. Boğazını temizleyip kendini hazır hissettiğinde kapıyı tıklayarak açtı ve içeri küçük bir adım attı. Arkasından kapıyı kapattıktan sonra içeri doğru ilerlemeye devam etti. İçinde tuhaf bir his vardı ve be olduğunu anlamlandıramasa da içindeki heyecanı bastırmaya çalıştı.

İçerden çıt çıkmıyordu. Bir an odanın boş olduğunu düşünse de yatağın üzerinde öylece uzanmış uyuyan Hyunjin'i gördüğünde gülümsedi. Sarı saçları yastığın üzerine dağılmış dudaklarını büzmüş bir şekilde uyuyordu. Üzerindeki örtüyü büyük ihtimalle uyku haliyle dağıtmıştı. Bakışları bacağındaki sargıyı gördüğünde gözlerinin dolmasına engel olamadı.

Eğer o gün kendisine sorduğunda maça çıkma bu tehlikeli deseydi belki de bunların hiçbiri yaşanmamış olacaktı.

Gözlerini kırpıştırıp ağlamasını durdurmaya çalışırken elindeki poşeti koyu yeşil tonlarındaki tekli koltuklardan birine bıraktı. Sweatin kollarını yukarı çekerken sessiz olmaya özen gösteriyordu da. Kendini diğer bir boş koltuğa bırakıp marketten aldığı çikolatasını yerken uyumaya devam eden Hyunjin'in uyanmasını bekledi. Fırsattan istifade ederek de karşısındaki çocuğun yüzünü inceliyordu.

Uyurken bu kadar masum durması kıkırdamasına sebep oldu. "Keşke Felix olarak seni yakının olabilseydim ama ben bir aptalım ne yapabilirim ki." diyerek arkasına yaslandım ve çikolatasına devam etti. Bangchan'a bir söz vermişti ve bu gece onun yanından bir dakika olsun ayrılmaya niyeti yoktu da.

Yarım saat kadar sonra Hala Hyunjin'i izleyen Felix gençteki kıpırdanmaları fark ettiğinde hemen yerinde ayaklandı ve maskesini düzeltti. Çikolatasını yerken çıkarttığı gözlüğü de geri takıp yatağa yanaştı.

Hyunjin yavaşça gözlerini açarken karşısında gördüğü yüzünün her yeri kapalı kişi ile şaşkınlıkla dudaklarını araladı. Ne olduğunu anlamadan, panikle komodindeki telefonuna uzanırken aynı zamanda küfürlerini ihmal etmiyordu da. "Siktir hırsız, hayır katil. İmdat, imdat yardım edin!"

6 Dakika 45 Saniye | Hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin