p5q

504 48 46
                                    

"Draco! Güzelim,nerdesin? Ses ver!"

"H-Harry!"

Harry sesin geldiği yöne koşmuş ağaçların arasında yerde oturan bedeni görmüştü.

"Draco! Tanrım iyi misin?"demiş Draco'nun çenesinden tutarak suratına bakmasını sağladı. Mavi gölzerinin etrafı kanlanmış dudakları ısırmaktan yarılmıştı. Giydiği beyaz sweatshirt çamura bulanmış saçları kirlenmişti.

"N'oldu güzelim?"dedi Harry onun ıslak yanaklarını okşarken.

"Bi-biri... O bana dok-dokunmaya kalktı! Ben! Ben bilerek itmedim..."

"Bebeğim? Sakin ol ve bana güzelce anlat. Kim sana dokunmaya kalktı? Sikerim onun belasını."

Draco tekrardan hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlarken Harry onu kucağına almış yavaşça ormandan çıkmıştı. Uçurumun oradaki bedeni görür görmez siniri bedenini esir almıştı.

Draco hala ağlarken Harry onu arabasının arka koltuğuna yatırmış geleceğini söyleyip kapıyı kapatıp kafası kanayan bedene yaklaştı.

"Kimsin sen orospu çocuğu?"demiş üstüne çıkıp yarı baygın bedeni dövmeye başladı. "Sen kimsin de benim kraliçeme dokunmaya kalkarsın?!"demiş ayağa kalkıp tekme savurmaya başlamıştı. En sonunda bayılan orta yaşlı adamın yüzüne tükürüp babasını aramıştı. Babası bu işi halledeceğini söyleyip Draco'yu evine,akşam yemeğine davet ettiğini söylemiş görüşmeyi sonlandırmıştı...

3 SAAT ÖNCE

"İki erkek mi? İğrenç!"

"Sarışın olan orospu olmalı."

"İbneler."

"Tanrı bizi bunlardan korusun."

Evet Harry kafeyi kapattırmasına rağmen beşli müşteri gelmiş masalardan birine kösülmüş fısıldadıklarını sanıp saçma salak cümlelerde bulunuyorlardı... Draco orospu lafını duyar duymaz gözleri dolmuş başını öne eğmişti. Ardından daha fazla dayanamadan hızla eşyalarını toplamış Harry'nin bağırışlarına rağmen oradan uzaklaşmıştı.

Bir taksi çevirmiş uçurumun oraya gitmek istediğini söylemişti şoföre...

En sonunda uçurumdan iki-üç metre uzağında taksiden parayı ödeyip indikten sonra uçurumun kenarına oturdu. Elbette intihar etmeyecekti. Aptal insanlar için ölmek,aptalcaydı. Sadece dalga sesleri ve toprak kokusu onu sakinleştiriyordu.

"Selam güzellik. Eğlenelim mi biraz?"

Gelen iğrenç sesle gözlerini kocaman açıp oturduğu yerden kalktı. Tam adamın yanında geçip gitmeye çalışıyordu ki adam onu tutmuş öpmeye çalışmıştı. Draco yine ağlamaya başlarken adamı sertçe iktirmiş yere düşmesini sağlamıştı. Adamın kafası taşa çarparken bir çığlık atmış ağaçlık bölgeye ilerlemişti. Telefonunun bildirim sesi ile telefonunu açmış Harry'nin mesajını görür görmez daha da hızlı koşmaya başladı.

En sonunda ormanın göbeğine gelmiş bir taşa takılarak yeri boylamıştı. Sürekli bildirim sesi yüzünden sarsılan telefonu almış Harry'den yardım istemenin mantığını tartmıştı beyninde. En sonunda yutkunup elinin tersi ile gözyaşlarını temizlemiş parmaklarını klavyeye dokundurmuştu...

prom queen/drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin