2

713 64 28
                                    

Şöminede yanan odunların çıtırtılarının yayıldığı kulübede hemen şöminenin önündeki halıya oturmuş ve ıslak, turuncu tutamları omuzlarına dökülen beden şömineden gelen ısıyla yanakları bir pembeliği alırken bir tablo gibi gözüktüğünden habersiz, bakışlarını pencerenin ardında, çam ağaçlarının üzerine dökülen kar tanelerinde tutuyordu.

Dışarıyı beyaza boyayan karın rengi pencerenin şeklinde gözlerine yansıyor, turuncu saçları şömineden gelen ısı dalgasıyla kabarıklaşıyordu.

Kapıdan gelen bir tıkırtıyı duyduğunda onu yaklaşık altı ay önce buraya getirmiş olan bedenin geldiğini düşünerek bakışlarını oraya çevirdi.

Siyah saçlı olan çoktan ardından kapıyı kapamış ve üzerindeki karları silkeleyerek montunu çıkartıyordu. Burnuna ulaşan leylaklı sabun kokusu ve görüş açısına gören ıslak saçlar şöminenin önündeki bedenin banyo yapmış olduğunu anlamasını sağladı.

Kendisi de dışarda üşümüş olduğu için ikisinin göz temasını bozmadan yerde oturan bedenin yanına yerleşti.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum. Neden koltukta oturmuyorsun?"

Yerde otururken kendi sırtını yaslamış olduğu koltuğu kast ederek sorduğunda turuncu saçlı bedenin belinden tutarak bacakları arasında yer etmesini sağladı.

"Saçlarım daha hızlı kurusun diye."

Sırtı siyah saçlı bedenin göğsüne yaslanmış olan Hyunjin başını da geri yaslayarak yapılı omza yerleşmesine izin verdi.

Uzun parmaklar çoktan pembeleşmiş yanaklar üzerine ulaşıp parmak uçlarını yavaşça yumuşak tende gezdirirken siyah saçlı olan konuştu.

"Bu kadar yakın oturduğunda tenin kuruyor, hep biraz daha uzak otur diyorum."

Jeongin'in omzuna sinmiş olan beden yanağında gezinen yumuşak dokunuşlar ile karnında bekleyen eli elleri arasına alıp irislerini saçlarının renginde olan alevlerin üzerinde tuttu.

"Uyandığımdan beri yoksun nereye gittin?"

Jeongin'e kısa bir anlığına değen bakışları ile tekrar önüne döndü. Cadı avcısı olan dudaklarını omzuna yaslanmış başın şakağına bastırdığında kolları arasındaki bedenin cevabını beklerken merakının arttığını hareketlenen vücudundan anlayabiliyordu.

"Evine gittim."

Ateşin üzerinde oyalanan bakışlar hızla siyah saçlı bedenin gözleri ile buluştuğunda Jeongin merak parıltılarını seçebiliyordu ve bacakları arasında duran bedenin nasıl nefesinin kesildiğini hissedebiliyordu.

"Ailene iyi olduğunu söylemeye gittim."

Kızıl saçlı bedenin gözlerinden ailesini merak ettiğini ve minnettar olduğunu okuyabiliyordu cadı avcısı.

"Onlar iyi mi?"

"Senden bir haber alabildikleri için oldukça rahatlamışlardı ve endişelenmene gerek yok. Onlara seni sakladığımı ve iyi olduğunu söyledim."

Hyunjin gözlerinin dolduğunu hissederken ailesiyle birlikte yaşarken olan karmaşayı özlediğini itiraf edebilirdi.

"Onları özledim."

Jeongin, onun titreyen sesine ve dolu gözlerine rağmen ağlamamak için direniyor olduğunu görebiliyordu. Bu zamana kadar beklemesinin sebebi cadı olarak hedefe dönmüş bedenin ortadan kaybolmasıyla oraya gitmesinin şüpheli gözükebilecek olmasıydı.

Witch Hunter | HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin