Bay civciv:
Hey, Rosé!
Bugün neden kafeye gelmedin?
Hiç gelmemezlik yapmazdın.
Bir problem mi var?
Aşkından boğulan Rosé:
Ah, Park Jimin!
Oğlum hasta. Evde onunla ilgileniyordum.
Bay civciv:
Oğlum mu?
Oğlun olduğunu bilmiyordum.
Adı ne peki? Eminim ki çok sevimlidir!
Aşkından boğulan Rosé:
Adı Hank.
Evet, çok sevimlii. Onu görmek istersen bir gün kafeye getirebilirim. Ona bayılacaksın!
Bay civciv:
Ah, tabii. Kesinlikle görmek isterim.
Yarın görüşmeye ne dersin?
Aşkından boğulan Rosé:
Yarın mı?
Hank yarına iyileşmeyebilir, tedaviye ihtiyacı olabilir.
Onunla ilgilenmeliyim.
Bay civciv:
Peki Hank'i doktora götürmeye gidelim mi?
Hem onu görmüş olurum.
Aşkından boğulan Rosé:
Jimin! Bu harika bir fikir!
Bay civciv:
Yarın görüşürüz o zaman Rosé.
Aşkından boğulan Rosé:
Jimin.
Teşekkür ederim.
Sen bu dünyaya fazla iyisin.
////
Yeontan'ın babası:
Jimin.
İyi misin? Sandalyeden düşünce kafanı bir yere mi vuruyorsun sen? :D
Minik civciv:
Ya ne bileyim ben?
Oğlum falan deyince çocuğu var sandım.
İçimde bir buruklukla Rosé'nin evine gidiyordum.
Grup yöneticisi:
Ne oldu?
Yeontan'ın babası:
Bu saf Jimin yanıma geldi bugün.
Kucağında minik bir köpekle gözleri dolu dolu veterinere girdi.
Hoseoktir:
Jimin-ah. 🥺
Yeontan'ın babası:
Rosé'nin köpeğiymiş. Jimin öyle gelince ben de kötü bir şey oldu sandım.
Sadece hapşırıyormuş.
Ama asıl sorun o değil. Rosé iki dakika yanımızdan ayrılınca dedi ki Jimin...
Hank'i Rosé'nin çocuğu sanmış. Bir de bunu mutlu mutlu anlatıyor.
World wide handsome:
Gülmemeliyim, hayır gülmemeliyim.
Minik civciv:
Cam silme sesi geliyor.
Aa, pardon. Jin hyung gülüyormuş.
Swag reis:
Kimin öğrencisi? 🤭
Yeontan'ın babası:
Bu arada minik bebeğim Yeontan ve Hank çok iyi anlaştı.
Minik civciv:
Hey, Hank benim oğlum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Kuğu • Jirose
Fanfiction"Dün çok güzeldin. Tıpkı bir kuğu gibi. Siyah kuğu..." |texting|