1

188 27 81
                                    

Okulumu değiştirmiştik, nedeni ise başka bir eve taşınmamızdı. Okulu pek sevmesem de gitmek zorunda idim, sırf babam için.

Evimize taşınmıştık, gayet merkezi bir yerde bulunuyordu. Günlerden pazartesiydi, hepinizin de tahmin edeceği gibi okul vardı.

Kahvaltımızı ettikten sonra Felix ile evden çıktık, okullarımız birazda olsa yakın olduğu için onu okuluna bıraktım ve bende okuluma doğru gittim.

Okula vardığımda zil çalmıştı, bende sınıfa doğru gittim ve sınıfın kapısının önünde öğretmeni beklemeye başladım. Sonuçta ilk kez geliyordum okula, sınıftaki kimseyi tanımıyordum.

Sınıfa girdiğimizde, öğretmen kendi masasına geçip, bana bakarak

"Hadi kendini tanıt."  dedi.

"Merhaba ben Christopher Bang Chan."

"Bu kadar mı?"dedi öğretmen

Bang kafasını sallayarak, öğretmenini onayladı.

"Peki Bang, şuraya oturabilirsin. "

Öğretmen eli ile sarı saçlı çocuğun yanındaki boş yeri işaret etmişti.

Chan oraya oturup, etrafına bakınırken yanındaki çocuk ona dedi ki

"Selam ben Minho."

"Memnun oldum Minho."

"Bende."

Ders bitti ve teneffüs zili çaldı, bazıları dışarı bahçeye çıkarken bazıları da sınıfta oturmuş sohbet ediyorlardı.

Birden sınıfın kapısından kızıl saçlı biri ve yanındaki arkadaşları  girmiş ve ön sıralarda oturan bir çocuğu yakasından tutup sınıftaki dolaplara doğru fırlatmışlardı. Kızıl saçlı çocuk elindeki sütünün ağzını açarak çocuğun kafasından aşağıya dökmeye başlamıştı. Aynı zamanda kızıl saçlı çocuğun yanındaki arkadaşları o zavallı çocuğa tekmeler savuruyorlardı.

Sınıftaki arkadaşlara baktım, herkes önüne dönmüş ve bu olaya karşı ses çıkarmıyorlardı.

Daha fazla dayanamadım ve ayağa kalktım, tam onların yanına gidecektim ki Minho kolumdan tuttu.

"Yapma otur yerinde, hiç bir şey yapma."

"Nedenmiş o  sesiz kalamam bu duruma."

"O kızıl saçlı çocuk başkanın oğlu, karışırsan çok kötü şeyler olabilir."

Minho'ya bakıp kolumu sertçe çektim.

"Buna sesiz kalamam Minho, çocuğa resmen zorbalık yapıyorlar."

Diyip dolapların olduğu yöne doğru gittim.

Karşımdaki kızıl saçlı çocuğa bakıyordum, hala adını bilmediğim çocuğun kafasına süt dökmeye devam ediyordu.

Kızıl saçlı çocuğa bir tane yumruk attım, yere düşmüştü. Ardından yerde duran sütü aldım ve kızıl saçlı çocuğun kafasına döktüm.

Kızıl saçlı çocuğun yanındaki arkadaşları onu alıp bir yere götürdüler.

Sonrasında bende yerde oturan çocuk ile biraz konuşup, lavaboya götürdüm.

Ders zili çalmıştı, herkes yavaş yavaş sınıflarına doğru ilerliyordu. Aradan biraz zaman geçti ve öğretmen sınıfa girip ders anlatmaya başladı. Bir kaç dakika sonra sınıfın kapısından biri gelip bana seslendi. Nöbetçi öğrenci olsa gerek.

"Chan, müdür seni odasına çağırıyor."

Öğretmene baktım, kafasını onaylar şekilde salladı, bende ayağa kalkıp müdürün odasına doğru yöneldim.

Odaya varmıştım, kapıyı tıklatıp girdiğim zaman, gördüğüm manzara ile biraz şaşırsam da belli etmemeye çalıştım.

Odada babam, tahmin ettiğim kadarı ile başkan denilen o şahıs, kızıl saçlı çocuk, müdür ve bir kaç tane koruma vardı.

Başkan konuşmaya başladı;

"Neden oğluma vurdun?"

"Oğlunuz sınıftaki bir arkadaşa zorbalık yaptı. "

Adam güldü, pis bir kişiliğinin olduğu açıkça belliydi.

"Hemen ayaklarına kapanıp özür dile."

Bayağı sinirlenmiştim, kendisi suçlu ama benden özür dileyip, ayaklarına kapanmamı istemesi çok mantıksız.

Sinirlendiğimi belli etmemek için elimi yumruk yaptım.

"Hayır beyefendi özür dilemeyeceğim, onun suçu. O zavallı çocuğa bunları yapmamalıydı."

Başkan tek kaşını kaldırmış bir şekilde;

"Emin misin? "

"Evet."

"Peki."

Babama döndü ve şunları söyledi;

"Sung Yeol  kovuldun."

Babam başkanın yanında çalışıyordu.

Gözlerim büyürken kafamı babama çevirmiştim, sadece kafasını eğmiş ve yere bakıyordu.

Başkana nedensiz bir şekilde karşı gelmemiş ve sadece susmuştu.

Birkaç dakika sonra başkan odadan çıktı. Bende babamla birlikte okuldan çıkmıştım. Okuldan da kovulmuştum, benim için bir sorun olmazdı ama babam bayağı üzülmüştü.

Okulun bahçesinden çıkarken babama sordum;

"Ne yapacaksın?, artık bir işinde yok."

Babam arkasına dönmüş bana doğru yaklaşarak;

"Biriktirdiğim bir miktar para var onunla bir restoran satın alıp işleteceğim."

Kafamı yere eğmiştim, babam benim yüzümden işinden atılmıştı.

Babam sırtımı sıvazlayarak;

"Üzme kendini, ben inanıyorum ki açtığımız restoran çok büyük olacak, başka şubelerini açacağız hatta mükemmel olacak. "

Eve doğru ilerlemeye başlamıştık, babamın yanında çalışacaktım bende. Babamın o dedikleri şeyden sonra içime su serpilmişti, birazda olsa rahatlamıştım.


Şey selam, bu benim yazdığım ilk ficim, umarım beğenirsinizzz

Kendime bu konuda pek güvenemiyorum ama neysee

Olaylar vs. yavaş yavaş ilerleyecek umarım güzel olur

Diğer bölümde de biraz Seungminin hayatından bahsedeceğim

Sonrada bir şekilde Chan ve Seungmini karşılaştırıp bir şeyler yazıcam öyle yanii ÜAÇWĞWMEĞMCKS

keyifli okumalar hepinizee 💖

-By Ava


Evren senin gözlerinde | ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin