2

108 18 89
                                    


Yine Seungmin için sıradan bir gündü. Kahvaltısını ettikten sonra masasının başına oturdu, bilgisayarını açıp sosyal medyada gezinmeye başladı.

Seungmin'in  mesleği mankenlik idi, yaptığı işinden gayet memnundu. Çünkü yıllarca annesi bu işi yapmış ve yapmaya devam ediyordu. Seungminde annesinden etkilenip bu işi yapmaya karar vermişti.

Çok sıradan bir hayat yaşıyordu, ne bir kaos vardı ne de bir heyecan.

Babam küçük bir restoran satın almıştı bile, kahvaltımızı yapıp dükkanâ gitmiştik.

Babam restoranın mutfağına geçmiş orayı temizlemeye başlamıştı, ben ve Felix'te  masaları ve sandalyeleri yerleştirmeye başlamıştık. 15 dakika sonra kargo geldi, bir kaç kutu bırakmış  ve gitmişti.

Kutuları açtık içlerinden dekorasyon eşyaları, mum ve led ışıkları çıkmıştı.

Aldığımız şeyleri güzelce yerleştirmiş, son  olarak yukarıda teras gibi b
vardı oraya çıkıp, masaları ve sandalyeleri yerleştirdik.

Akşam olmuştu çoktan, biz hala restorandaydık. Yemek spariş edip akşam yemeğimizide yemiştik.

Minho ile konuşmaya devam ediyorduk okuldan sonra bayağı kaynaşmıştık, güzel bir arkadaştı benim için.

Restoranın önüne çıkmış, etrafı inceliyordum, manzara çok güzeldi, restoranın biraz ilerisinde  küçük bir sahil vardı, oraya gitmek istemiştim, güzel gözüküyordu.

"Baba ben karşıda ki sahile gidiyorum"

"Tamam, chan dikkatli ol"

"Tamamdır, dikkat edeceğim"

Askıda asılı duran montumu aldım çünkü hava biraz esiyordu, dışarı çıktım ve 10,15 dakika yürüdükten sonra sahile varmıştım. Biraz ilerleyip etrafa bakındım çok az insan vardı,sakin ortamları severdim.

Bir yere yerleştim, yıldızları izlemeye başladım, bence yıldızları izlemek huzur verici sanki başka bir dünyada yaşıyormuşsun gibi, kötü insanlar yok, kötü olaylar yok, kötü olan hiçbir şey yokmuş gibi geliyordu, çok güzel bir histi bu.

Aradan 30 dakika falan geçmişti, hala oturmuş etrafa bakınıyordum ki, yanıma birinin geldiğini hissettim kafamı çevirip baktım siyah saçlı,siyah gözlü, tahmin ettiğim kadarı ile 1,70 boylarında biri idi.

"Yanına oturabilir miyim?, tek takılmayı pek sevmiyorum da"

"Tabi ki oturabilirsin, bu arada adın nedir?"

"Seungmin, Kim Seungmin, senin adın ne?"

"Christopher Bang Chan"

"Memnun oldum"

 
"Bende"

Seungmin kafasını biraz yukarı kaldırmış yıldızları izlemeye başlamış aynı zamanda da  Chan'a sorular yöneltiyordu.

"Öğrenci misin?"

"Yanii"

"Yani derken?"

"Uzun hikaye aslında anlatsam mı bilemedim"

"Anlat lütfen"

Seungmin gözlerini Chandan yana çevirmiş bakmaya başlamış, Chan'ın anlatmasını bekliyordu.

Seungmin'in gözlerine bakakalmıştım, gözlerinin içi parıldıyordu, tıpkı  bir yıldız gibi, çok güzeldi.

Neyse,bütün olanları anlatmıştım, Seungmin'in yüz ifadesinden anlaşılıyor ki biraz şaşırmıştı.

"Başkan olduğu için her şeyi yapabileceğini zannediyor, nefret ederim bu tür insanlardan"

"Bende sevmiyorum, çok egoist oluyorlar"

Kafasını sallamış beni onaylamıştı.

"Okuldan da atıldığın için bayağı üzüldüm, sen yapman gerekeni yapmışsın, ama adaletsizlik işte ne yaparsın... "

"Zaten okulu pek seven birisi değilim, sırf babam üzülmesin diye gidiyordum çünkü bizim okumamız için elinden gelenin fazlasını yapıyor, emeklerini boşa çıkarmamalıydım ama sonunda okuldan atıldım.. Bence haklı olduğum halde. Neyse ki babamda bana hak veriyor çok üzmedi kendini"

Seungmin yüzünü asmış bir şekilde bana bakıyordu, üzüldü galiba birazcıkta olsa.

"Neyseee, Seungmin sen öğrenci misin?"

Bana bakarak konuşmaya başlamıştı.

"Yok hayır öğrenci değilim ben, mankenlik yapıyorum"

Chan Seungmin'in vücudunu biraz süzmüş aslında belliydi mankenlik yaptığı, çok güzel bir vücuda sahipti.

"Vay, çok güzelmiş, nasıl başladın peki bu mesleğe?"

"Benim annemde mankenlik yapıyor, hep annemle annemin mankenlik yapacağı yere beraber giderdik, ortamı çok güzel olurdu, çok güzel gözükürdü herşey ve bunlar benim çok hoşuma gitti. Küçük yaşlarımda da bir kaç kez çocuk mankenliği yapmıştım. Öyle yani"

Seungmin ile yaklaşık 1 saat kadar sohpet etmiştik, iyi birine benziyordu, soft birisiydi.

"Sen buralarda biryerlerde mi yaşıyorsun?"

"Hayır, burada küçük bir restoranımız var, yeni satın aldık düzenlemeye çalışıyoruz onun için geldik buraya"

"Anladım"

"Sen buralara yakın bir yerlerde mi yaşıyorsun peki?"

"Evet evim 20 dakika uzaklıkta, elimden geldiğince hergün buraya gelir vakit geçiririm"

"Güzelmiş, huzur veriyor burada oturmak"

Seungmin kafasını sallamış beni onaylamıştı demek ki onuda rahatlatıyor burası.


Seungmin ayağa kalkmıştı,Chan kafasını ona çevirip bakmıştı.

"Eve mi gidiyorsun?"

"Evet fazla geç olmadan gideyim eve"

"Beraber gidebiliriz istersen"

Chanda ayağa kalkmış Seungminin ona bir cevap vermesini bekliyordu.

"Seni eve bıraltıktan sonra tekrar restorana geçeceğim sonrasında eve gideriz herhalde, işleri bitmiştir babamların. Hem benim için hiç ama hiç sorun olmaz"

Seungmin gülümsemişti, böyle konuşmam hoşuna gitti sanırsam.

"Tamam tamam, çok istiyorsun herhalde gidelim o zaman"

Beraber Seungminin evine doğru yürümeye başlamıştık. Yolda yürürken tek bir kelime bile konuşmamıştık.

Evlerinin önüne gelmiştik, evine girmeden önce numarasını almayı akıl edebilmiştim.

"Hey Seungmin, numaranı alabilir miyim?"

"Tabi ki"

Telefonumu ona uzatıp numarasını kaydetmesini beklemiştim. Numarayı kaydettikten sonra  telefonu bana uzatmış;

"İyi geceler Chan"

"Sanada Seungmin"

İkimizde gideceğimiz yerlere yönelmiş ve yürümeye başlamıştık.

Şükür bitirebildim bu bölümü, bayağı yoğundum şu sıralar bölüm geç geldi özür dilerim bunun içinn💖

Umarım beğenirsiniz bu bölümü, keyifli okumalarr

Yazım yanlışlarım var ise belirtin hemen düzeltırım asklar

Dikkat edın kendınızee






Evren senin gözlerinde | ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin