Elindeki sayısız balon ve Elinden tutup çektiği genç kadın ile sahil yanında koşarken genç kadın nefes nefese ve gülerek konuşur
-Bunu yaptığına inanamıyorum!
Sarışın adam gülerek ona bakarken nefesini kontrol etmeye çalışır ve elindeki balonlara baktıktan sonra diğer eliyle onun kıvırcık saçlarını düzeltirken gözlerine bakar ve gülerek konuşmaya devam eder
-Üzgünüm sen istemiştin.
İkili birlikte yürürlerken sarışın adam onu çekerek ufak bir yokuşu çıkarır ve genç kadın karşısında gördüğü manzaraya bakakalırken Malfoy onu yavaşça ilerletir.
Genç kadın gözleri büyümüş etrafa bakarken Malfoy’u durdurarak konuşur
-Bunu nasıl bildin?
Malfoy gülümseyerek bakarken devam eder
-Unuttun mu Granger,karşında bir Malfoy var..
Elini sıkıca tutup ilerletirken girdikleri koca ışıklı lunaparka göz gezdirirler.Hermione küçüklüğünden beri sevdiği tek şeyin bu olduğunu Malfoy’un bilmesi onu şaşırtmış ve mutlu etmişti.Uzun zamandır birlikte olmalarına rağmen bundan ona hiç bahsetmemişti bile.O düşüncelere dalarken Malfoy onu dönme dolabın önüne getirmişti onu kendine çevirerek elindeki balonları aldı ve yavaşça bırakarak gökyüzüyle birleşmelerini izlerken kafasını aşağı indirdiğinde ona bakan bir çift göz ile karşılaştı ve onu önüne çekerken genç kadın mutlulukla etrafına bakıyordu.Malfoy onu hafifçe ilerlettiğinde ikisi birlikte dönme dolaba binmişlerdi bile.
En üste çıktıklarında bulundukları yerin manzarasına hayran kalmışlar keyifli dakikalar geçirmişlerdi.Malfoy ona pamuk şeker almış yemesini izlerken saçlarına bulaştıran Hermione’ye kahkahalarla gülmüştü. Atış yaparak hepsini tutturmuş ona ayıcık bile almıştı.Beraber muhteşem dakikalar geçirirken sıra aynalar labirentine girmeye gelmişti.Hermione girmek istememiş ancak Draco’nun isteğini geri çevirmemek için bir şey dememişti.Beraber hafif aydınlık aynalar labirentine girdiklerinde Hermione gözleri yarı kapalı ilerliyordu arkasından da Draco geliyordu.Bu büyük alanda ilerlerken sessizleşmişler hatta hiç konuşmamışlardı Hermione arkasına dönmeden konuştu.
-Buraya girmeyebilirdik..
Bir süre bekledikten sonra arkasından ses gelmeyen Hermione yürürken tekrar lafa girdi
-Draco?
Biraz daha yürüdükten sonra aniden durarak gözlerini açtı ve arkasını aniden dönerek etrafına baktı. Draco yoktu telaşlanarak bakarken loş ortamda önünü görmek biraz zordu aynalara baktığında kendini değişik konumlarda görüyor bu onun daha çok telaşlanmasına neden oluyordu.
-Draco?!
Aynaları eliyle yoklayarak ilerlerken daha çok telaşlanıyordu.Etrafına baktığında aynalardaki yansımalar onu rahatsız ediyordu.Sakince bakmaya karar verdiğinde kendini sabitleyip kafasını kaldırdı.Arkasını yavaşça dönmeye başladı.
Döndüğünde aynadaki siyah yansımayı gördü çığlık atarak koşmaya başladı.Etrafına bakmadan ilerlerken bileği yanıyordu.O koşarken yerdeki mumları farketmemişti bile.Hızla yolun sonuna geldiğinde bacakları titriyordu zorlandı ve aniden yere düştü.Başını kaldırdığında yanına gelen Draco’yu görerek sarıldı.Genç adam telaşla ona bakarken eliyle yüzünü okşadı.Hermione etrafına baktığında çift kişilik bir masa ve etrafında onlarca mumu gördü güllerle süslenmiş aynaların ortasındaki bu yer göz kamaştırıcı görünüyordu.O sırada bileğinin yandığını bu kez daha fazla hissetti Hermione.Kolunu açtığında her zaman gördüğü manzara ile karşılaştı.Draco eliyle Hermione'nin bileğindeki ölüm yiyen dövmesinin üzerinden geçtiğinde gözlerine baktı ve Hermione onu boynundan tutarak kendine çekti ve dudakları birbirine değdiğinde olanlar sanki hiçbirşey yaşanmamış gibiydi.Hermione’nin gözünden yaşlar döküldüğünde Draco geri çekilerek devam etti
-Böyle kanıtlamamalıydın Hermione..Beni öldürmeyeceklerdi..
Hermione sözünü bitirmesine izin vermez tekrar onu çekerken hiçbirşey umrunda değildi…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dramione-Mirrors
Fanfiction"-Böyle yapmamalıydın!Kanıtlamamalıydın! Beni öldürmeyeceklerdi Hermione.. Hermione sözünü bitirmesine izin vermez onu kendine bir kez daha çekerken ne yaptığı, ne yaşadığı,hiçbirşey umrunda değildi.." Hiç ummadığınız bir Dramione sonuna ne dersini...