Social Phobia | Soonhoon

p

Jihoon sonraki bir ayını ekipmanları geliştirmesine harcadı. Dk dönüp ona katıldığında birlikte aynı odada çalışmaya başlamışlardı. Jihoon farkında değildi ancak gittikçe alıştığı bu yeni ortama kendini daha fazla ait hissediyordu. Gittikçe etrafında insanların olmasına alışıyor onlarla gülüp eğlenecek kıvama geliyordu.

Kendisi de bu duruma şaşırıyordu ancak fazlasıyla hoşnut olduğu için tepki vermiyordu. Hayatında ilk defa kendini bir aile veya arkadaş ortamında hissediyordu. Yıllarca kendine başına dönüp durduktan sonra böyle bir ortamda olmak kendini farklı dünyada gibi hissediyordu.

Fazlasıyla alışamadığı şey bazen yenen toplu yemeklerdi. Çoğunlukla herkesin farklı işleri olduğu için bazen göreve gidildiğinde birkaç gün gelmeyenler olduğundan herkes parça parça yerdi ancak arada herkes toparlandığında o kalabalık masanın bir köşesinde kendisi de otururdu. Bir de Hoshi ve varlığına alışamamıştı. Bazen onu gördüğü yerde yolunu çevirmekten kendini alıkoyamıyordu. İki defa araştırma ve takip görevi için saha ekibi gittiğinde fazlasıyla rahat etmişti.

O gün tüm gününü Dk ile çalıştıkları sistem üzerine geçirirken yemek yemek aklının ucuna bile gelmemişti ikisininde. Birbirleriyle bilgilerini paylaşıp iyice kendilerini geliştiriyorlardı. Jihoon geldiği süre boyunca sıkı sıkıya çalışıyor bir yandan da geceleri Sora için çalışıyordu. Çok bir ilerleme kaydedebildiği söylenemezdi. Yıllarının emeğini tekrar birkaç günde geri getiremezdi.

Dk omzuna dokunana kadar daldığı ekrandan ayrılamadı. Temastan hoşlanmadığını bilen herkes kolay kolay ona dokunmazdı ancak bazen böyle durumlarda başka çareleri de olduğu söylenemezdi.

"Woozi!"

Önünde ki bilgisayardan gözünü ayırıp ona bakmıştı ki Dino kapıdan ikisine bağırdı.

"Bu gece keyif gecesi hadi!"

Bir anda aceleyle söyleyip tekrar ortadan kaybolmuştu. Dk bilmediğini bilerek açıkladı ona.

"Arada eğlenmek için toplaşır bir şeyler içeriz. Diğerleri çoktan toparlanmıştır, bizde gidelim."

Jeonghan'ın ona verdiği öğütler üzerine olabildiğince her şeye katılmaa çalışıyordu. Bunu o istemişti. Eğer bu aptal kaygılarından kurtulabilmesi için istemese de korksa da kabul edip her şeye katılmak için çabalıyordu. Buranın bir parçası olmayı kendisi de istiyordu.

Her zaman yemek yedikleri masaya toplandıklarında bir sürü şey olduğu belliydi. Bir sürü şişe ve bardakta yanında cabasıydı. Herkes toplanmışken en sonda Dk ve Jihoon karşılıklı olarak yerlerini aldı. Herkesin önünde ağzına kadar dolu bardak vardı. Masanın başında oturan lider bardağını kaldırdı.

"Şerefe!"

Tam içecekti ki Jeonghan onu durdurdu. Bunun altından bir muzipliğin çıkacağı yüz ifadesinden belliydi.

"Hayır, bir dakika! Geleneği bozmuyoruz. Herhangi bir soru sormak bir bardak demek. Kim başlamak ister?"

Herkes bu durumdan hoşnutsuz halde homurdanırken Hoshi tek seferde dikti bardağı kafasına. Göz göze geldiklerinde boku yediğini biliyordu. Keşke gelmeseydim diye düşündü Jihoon. Jeonghan komut verdi.

"Başla Hoshi."

Hiç tereddüt etmeden tek seferde sorduğu soru ona yöneldiğinde ortamda tek minik tiz bile çıkmıyordu.

"Benden neden kaçıyorsun?"

Saçma sorusunu herkesin karşısında bodoslama sorduğunda Jihoon yerin içine girmek istedi. Herkes ona bakıyordu ve Jihoon'un buna verebileceği bir cevabı bile yoktu. Safra tadının diline kadar geldiğini tattı. Boş midesiyle kusması imkansızdı. Kurtarıcı ses yine Jeonghan'dan geldi.