ben bu gece günahkâr bir aşığım

1.4K 100 33
                                    

++

O günden sonra tam olarak bir hafta geçmişti. Fakat ben okula bir haftadır gitmemiştim çünkü fena halde rahatsızlanmıştım.

Ateşim çıkıyordu ve sürekli kusuyordum. Sanırım fazla soğuk durup üşütmüştüm.

Aç olduğumu hissetmiyor, belki iyi gelir diye birkaç lokma yiyor sonra yediğim lokmaları da çıkarıyordum.

Yavaş yavaş iyileşmeye başlamıştım. Bu yüzden yarın sabah okula gidecektim. Ayrıca Berk'i görürsem onunla konuşmak istiyordum.

Onun dediklerini öyle detaylı düşünmüştüm ki.

"Seni istiyorum ama korkuyorum, çünkü senin gibi temiz değilim ben. Ruhumda ki pislik senin tertemiz ruhunu kirletir. Bu yüzden uzak dur benden."

İşte kötü kişilikli biri aşık olursa durum buydu.

Beni istiyor ama kendi ruhu beni de kirletir diye korkuyor ve beni istemiyormuş gibi yapıyordu.

O beni sevmekten baştan beri nefret etmiyordu. Sadece numara yapmıştı.

Yarın sabah olduğunda hazırlanıp okula vardım ardından sırama oturdum az sonra öğle arası geldiğinde kafetaryaya indim.

Köşede ki bir masaya oturdum. Kafetarya da az kişi vardı. Çünkü genellikle öğrenciler öğle arasını yemek yemeğe ya da dinlenmeye değilde türlü şeytanlıklar yapmak için kullanırlardı.

Eğer okulun bir kere diline düşerseniz, yanmıştınız. Hiç kurtuluşunuz yoktu.

İstediğim kişiyi göremeyince yüzümü astım ve biraz daha gelmesini bekledim.

Az sonra içeri Berk ve tayfası girince onun okul formasının içinde ne kadar hoş durduğuna gözüm takıldı.

Beni görmemişti. Ama tayfasından birkaç çocuk beni görmüştü.

Okulda ki en ezik tiplerden biri olduğum için, bunu kabul ediyordum, Berk'in tayfası benimle uğraşırdı.

İki tanesi yanıma geldi ve pis pis sırıtmaya başladılar. Daha sonra diğer ikisi de, sadece Berk yoktu.

O da sırtı bana dönük bir masa da oturuyordu.

Çocuklar benle tek tek uğraşmaya başladılar. Saçımı sert bir şekilde çekip canımı yaktılar. Okul formamı yırttılar.

Kafetaryada ki herkes gülerek izliyordu, bir kişi hariç. Bense onları itmeye çalışıyor ve bağırıyordum.

En sonunda bir sandalye çekme sesi duyuldu. Berk'in oturduğu masaya baktığımda bana doğru sinirle geldiğini gördüm.

Kolumdan tutup tayfasını sert bir şekilde azarladı. Daha sonra elimden tutup beni okuldan çıkardı. Ardından arabasına bindirdi.

Ondan kurtulmaya bile çalışmadım. O elleriyle beni yönlendirdi bense onun işaret ettiklerini yaptım.

Bunları yaparken bir yandan da ağlıyordum.  Ben koltuğa oturdum ardından kemerimi bağladı. O da sürücü koltuğuna oturdu.

Ardından kemerini takıp yüzüme bakmadan arabayı çalıştırdı ve gaza bastı.

Biraz yol kat ettikten sonra, "Ağlama." dedi. Gözyaşlarımı elimle sildim ve hiçbir şey demedim.

"Nereye gidiyoruz?" Dedim. "Ruhen de bedenen de çok yıprandığının farkındayım. O yüzden seni rahatlatacağım." Dedi.

Az sonra evinin önünde durduk arabadan inip eve doğru yöneldik. "Buna gerek yoktu." Dedim.

Kolumdan tutup hiçbir şey söylemeden eve soktu beni.

"Şimdi yukarı çık, banyoda temiz havlu var. Git bir duş al. Ben senin için kapıya temiz çamaşır bırakırım." Dedi.

"Hiç gerek yok." Dedim. Gözlerini bana dikti ve kızgınca baktı. "Tamam." dedim. "Gidiyorum."

Yukarı çıkıp sıcak bir duş aldıktan sonra havluya sarıldım. Ardından kapıyı yavaşça araladım. Yerde duran çamaşırları aldım.

Bol bir tişört ve orta uzunlukta bir şort vardı. İç çamaşırı olarak kadın iç çamaşırı vardı. Annesinindir dedim.

Giyinip aşağı indim. Salonda koltukta oturup evin bahçesini izliyordu. Merdivenden yavaşça indim fakat beni farketmemişti.

Sanırım çok dalgındı. Yanına kadar gidip yavaşça oturdum. Oturduğumu hissettiğinde bana döndü.

Saçları hafif nemliydi ve çok hoş bir mentol kokusu yayılıyordu. Sanırım o da duşa girmişti.

Gözlerimi ondan çekip karşı koltuğa baktım. O koltuktu bu.

Berk'in o kızı öptüğü koltuktu.

Aniden yüzüm düştü, Berk bunu farkedip, "Ne oldu?" dedi. Omuz silktim.

Ardından karşı koltuğu gösterdim. "O kızı burada öpmüştün." Omuzlarımdan tutup beni kendine çevirdi.

Ardından yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. Şuan dokunduğu her yer yanıyordu.

"O olaydan bahsetmen beni çılgına çeviriyor." Dedi. Yavaşça gülümsedim.

Ardından ona yaklaşıp sarıldım. Aslında  ilk kez sarılmıyorduk ama sanki ilk kez sarılıyoruz gibi bir his vardı içimde.

Kollarını belime dolayıp beni daha çok kendine çekti. Aklıma gelen şeyle aniden ondan ayrıldım. Afallamıştı.

"Dün ne demek istedin?" Dedim. Ne demek istediğini az çok anlasam da ondan duymak istiyordum. Biraz sustu sonra cevapladı.

"Biliyorsun ki ben kötü biriyim. Yani zorbayım. Ama sana aşık oldum. Beni sevdiğini öğrendikten sonra seni terslemeyi düşündüm. Ama yanlışlıkla sana seni sevdiğimi söylemiştim. Bu yüzden seni sevmekten nefret ediyorum dedim. Seni terslemeye, kendimden nefret ettirmeye çalışıyordum ama olmadı. Beni o kadar zorladın ki." Diye uzun uzun konuştu ve  sonra uzun bir sessizlik oldu.

"Bana zarar versen de senden nefret etmem." Dedim. "Ayrıca senin kirli olarak gördüğün ruhunu ben kirli olarak görmüyorum. Eğer kirlenirsem bile bunu sorun etmem, çünkü seninleyim."

Gözünden yaş akmaya başladı. Gözyaşını sildim ve tekrardan sarıldık.

Biz gecenin günahkâr aşıklarıydık.

günahkâr aşık,, berk + aybike Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin