Êzidîler, yaklaşık 800 bin nüfusa sahip olan ve tamamı Kürtlerden oluşan dini bakımda Êzidi inancına mensup kişilerin oluşturduğu topluluktur.
En başta belirtmekte fayda varki Êzidi ile Yezidi birbirine karıştırılmamalıdır. Yezidilik ile bir alakaları bulunmamaktadır. Yezid, din tarihinde kötülüğün simgesidir ve Êzidi inancına mensup Kürtler ile bir alakarı bulunmamaktadır.
Êzidilik inancına bazı bölgelerde Kürtler Yezdîlik inancı ismi ile de kullanmaktadır. Burada ki Yezdî ile Yezidi kavramları yine birbirine karıştırılmamalıdır.
Êzidîlik , İslam dininden evvel Zerdüştîlik’ten sonra ortaya çıkmış bir dîndir. İsmini Kürtçe, Farsça ve benzer İranî dillerde “Tanrı” anlamına gelen “Yezdan” (Ézdan) isminden almaktadır. Allâh-û Teâlâ için“Xwedâ” (Hüdâ) isminin yanısıra “Yezdan” ismi de halen dahi Müslüman Kürdistan ve İran coğrafyalarında kullanılmaktadır. Yezdî (Ézidî), yani “Allâh’a (Yezdan) bağlı olan” anlamına gelmektedir.
Bugün halen Türkiye, Kürdistan, İran, Irak, Azerbaycan, Pakistan, Afganistan gibi ülkelerde kullanılan ve “Tanrı” anlamına gelen “Hüdâ / Xwedâ” ismi, öz Kürtçe bir kelimedir ve “Kendi kendini var eden, kendinden var olan” anlamına gelmektedir. Yani “başka bir güç tarafından yaratılmamış, varlığı kendinden olan” anlamını taşımaktadır.
Êzidîlik (Yezdîlik) isminin ve bu dînî topluluğun, yanlış bir şekilde Türkiye’de ve özellikle de İran’da pekçok insan tarafından zannedildiği gibi, Kerbelâ katliâmını gerçekleştiren Yezid bin Muaviye ile uzaktan yakından bir alakası yoktur. Tamamen isim benzerliğinden dolayı böyle bir algı oluşabilmektedir. Dediğimiz gibi, ismini Muaviye’nin oğlu Yezid’den değil, “Tanrı” (Allâh, Hüdâ) anlamına gelen “Yezdan” isminden alır. Zaten İslam’dan çok önce doğmuş bir dîndir.
Bu dîn ve dînî topluluk için – özellikle Türkiye’de Müslüman Kürt ve Türk halkları tarafından – yanlış bilinen ve asılsız olan “şeytana tapanlar” ithamının da aslı astarı yoktur. Ézidîler Şeytan’a tapmazlar, iftiradır; tıpkı Müslümanlar, Hristiyanlar, Yahudîler ve Zerdüştîler gibi Allâh’a taparlar. Fakat onlardan farkları şudur: Cennet’te Şeytan’ın lânetlenmesi ve kovulması hadisesine inanmazlar ve bunun, insanlar tarafından Şeytan’a atılmış bir iftira olduğuna inanırlar.
Şeytan’ın (Ézidîler “Melek Tawus” derler) günâhsız bir melek olduğuna inanırlar. Meleklerin en başta gelen özelliği “günâh işlememek” olduğuna göre ve Allâh-û Teâlâ melekleri bu özellikte yarattığına göre, kendisi de bir melek olan İblis nasıl olur da günâh işleyebilir?
Ézidîler’e göre kötülük, insanın kendi içindedir. İnsan, kendi yaptığı kötülüğün sorumluluğundan kurtulmak için, kendi iradesiyle işlediği suçların günâhını Şeytan’ın üzerine yıkmaktadır. Halbuki o günâhları insanlara Şeytan işlettirmiyor, insanlar o günâhları kendi iradeleriyle işliyorlar.
“Tek tanrılı” bir dîndir ancak diğer “tek tanrılı” dînler olan İslam, Hristiyanlık, Musevîlik ve Zerdüştîlik’ten farkı, “peygambersiz bir dîn” oluşudur. Ézidîler’in peygamberi yoktur ancak “peygamber derecesinde gördükleri” şeyhleri vardır. Ayrıca kutsal kitapları da vardır ve ismi “Mushafa Reş” (Kürtçe’de “Siyâh
Mushaf” demek)’tir.
Ézidîlik’in bir özelliği de, dünyada sadece Kürtler arasında var olan bir dîn olmasıdır. Kürtler dışında bu dîne mensup hiç kimse yoktur yeryüzünde. Zaten 50 milyonluk Kürt milletinin içinde bile toplam nüfûsları 1 milyon bile değildir.
Laliş veya Lalişa Nûranî Irak kuzeyinde, Hêwler ile Duhok arasında Musul şehrinin yaklaşık 60 km kuzeybatısında bulunan küçük bir vadi olarak kayıtlarda yer bulmaktadır. Kürt Êzidililiğinin ana figürü olan Şeyh Adî'nin (Şêx Adî) mezarının bulunduğu yer olan Laliş bu sebeple Êzidiler için büyük önem arz ediyor.
Êzidilerin bayramları yılda iki kez olmaktadır. Ağustos ayında 3 gün , Ekim ayında da 10 gün süreli bayramları olmaktadır. Ekim ayındaki uzun süreli bayramda hacı olabilmek için yılda ortalama 20-50 bin arasındaki Êzidi Laliş’in yolunu tutmaktadır.
Tüm Êzidilerin hayatlarında en azından bir kere Laliş'e doğru altı günlük bir hac yapmaları ve Adi'nin kabri ve diğer kutsal buldukları mekânları ziyaret etmeleri beklenirmiş. Bildiğiniz gibi Işid'in saldırılarında Êzidilerin kutsal mekanlarıda bombalandı.
Diğer bir önemli özellikleri, dışarıdan kimseyi dînlerine kabul etmemeleridir. İnsan istese de Ézidî olamaz. Ézidî olmak için Ézidî anne – babadan doğmak gerekir. Dîne girmek mümkün değildir ancak dînden çıkmak çok kolaydır. Örneğin; en büyük günâh “insan öldürmek”tir ve – her ne amaçla olursa olsun – cinayet işleyen kişi dînden çıkmış sayılır. Bu hassasiyet, sadece insanlara karşı değil, diğer canlılara (hayvanlar ve bitkiler) karşı da aynı şekildedir.
Gıda (yemek) haricinde, yani hayatın devamı amacı dışında hayvanları öldürmek, bitkilere (ağaçlara ve çiçeklere) zarar vermek haramdır. 6 milyar nüfûslu yerküresinin belki de en “çevreci” ve “doğa dostu” topluluğudur, Ézidîler.
Doğaya, ekolojiye, yabanî hayvanlara, bitki örtüsüne ve su kaynaklarına hiçbir şekilde zarar vermezler. Hatta zarar verenleri kendi aralarından dışlar, dînden aforoz ederler. Tarihleri boyunca hiç kimseye bir zararları olmamış, başka toplumlara ve insanlara en ufak bir kötülükleri dokunmamış, hatta bırakın diğer insanları, yabanî hayvanlara ve bitkilere bile zarar vermekten kaçınan, kendi içlerinde kapalı bir toplum olarak yaşayan ve bütün Müslüman, Hristiyan komşularının ve onlarla insanî münasebetleri olan herkesin de rahatlıkla şahîdlik ettiği üzere oldukça sıcak ve insanperver olan bu küçük dînî azınlık, bugün ne yazık ki IŞİD denilen, dünyanın ve tarihin en barbar çetesinin, hiçbir acıma duygusu olmayan katiller sürüsünün korkunç tehdidi altında.
Kürdistan’a saldıran IŞİD barbarları, Şengal (Sincar) bölgesinde binlerce Ézidî’yi – sırf dînleri farklı diye – vahşî bir şekilde katletti, gelen haberlere ve bilgilere göre kadınlarını “cariye” yapıp köle pazarlarında sattı. Onlardan geriye kalan binlerce çocuk ve bebek, açlık ve susuzluktan öldü.
Bu dramı anlatilbecek bir kelime bulamıyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZİDİLER KİMDİR
Ficção HistóricaÊzidîler, yaklaşık 800 bin nüfusa sahip olan ve tamamı Kürtlerden oluşan dini bakımda Êzidi inancına mensup kişilerin oluşturduğu topluluktur. En başta belirtmekte fayda varki Êzidi ile Yezidi birbirine karıştırılmamalıdır. Yezidilik ile bir alakal...