Uyandığımda hastanede olmayı beklerken şuanda hiç bilmediğim bir odada yataktaydım. Ağrıdan başım çatlarken olanları kavramaya çalışıyordum. En son Taehyung'u görmüştüm, sanırım bana çarpan oydu. Olanları hatırlamaya çalışırken yüzümü buruşturdum. Doğrulmaya çalıştım fakat sırtım çok ağrıyordu ayrıca vücudumun birçok yerinde yara vardı. Aklıma bayılmadan önce olan şey gelince elimi kafama doğru uzattım tahmin ettiğim gibi sargı bezi vardı. Daha sonra gözlerimi kollarımda ve bacaklarımda gezdirdim. Dirseğimde ve dizlerimde yara bandı varken küçük sıyrıklarım çoktan kabuk bağlamıştı bile. Bıkkınlıkla tavanı izledikten sonra odayı incelemeye karar verdim. Benim odamın neredeyse 2 katıydı ve koyu renklerle donatılmıştı. Yatağın hemen yanındaki duvarda ve yatağın karşısında kapı vardı büyük ihtimalle bir tanesi banyo kapısıydı. Sağdaki pencerenin önünde ise yüksek bir komodin vardı. Bir şey dikkatimi çekti. Üstümdeki kıyafetler değişmişti? Ama hiçbir şey hatırlamıyorum ki. Ben düşüncelerime dalmışken kapı açıldı. Yabancı biriydi?
Jin: " Merhabaa!"
Tanımıyordum fakat samimi bir gülüşle bana selam vermesi hoşuma gitmişti. Kim olduğunu anlamaya çalışırken farketmeden kaşlarımı çatmıştım. O sırada telefonunu çıkardı birkaç şey yapıp geri cebine koydu.
Jin: "Hey bana öyle bakma! Taehyung getirdi seni buraya."
Taehyung getirdiyse üstümü de mi o değiştirmişti? Aklıma gelen şeyle yüzüm kızarırken Taehyung'un nerede olduğunu merak etmiştim.
Jimin: "Hyung nerde?"
Evet, yaşça benden büyük olduğu için Taehyung'a Hyung demeye karar verdim. Tepkisi nasıl olur bilmiyorum fakat pek sorun olacağını düşünmüyordum.
Jin: "Gelir birazdan, az önce uyandığına dair haber verdim."
Dedikten sonra yanıma yaklaşıp yaralarıma baktı. Birkaç yarama pansuman yaparken bıkkınlıkla neler olduğunu kavramaya çalışıyordum birkaç dakikanın sonunda kapı ikinci kez açılmıştı. Tahmin edebileceğiniz üzere bu sefer gelen Taehyung'du.
Taehyung: "Jimin! Nasılsın ağrın var mı?"
Ani telaşı yüzünden şaşırırken minik bir gülümsemeyle sorun olmadığını anlatmaya çalıştım.
Jimin:"İyiyim Hyung, sadece biraz başım ve sırtım ağrıyor."
Ona Hyung diye seslendiğimde beklemediğim bir şekilde kaşlarını çatmıştı. Sanırım bu kadar samimi değildik, kızmış olmalı.
Taehyung:"İyi bari, Jin yaraları ne durumda?"
Jin:"Pansuman bitti. Yaraları iyi birkaç güne iyileşir. Hergün verdiğim kremi sürerse daha hızlı iyileşir ama dinlenmesi gerekiyor kafasını yere çarpmış ondan dolayı okula gitmeyi aklından bile geçirme!"
Dediği şey ile kafamı eğerken sadece "peki" demiştim.
Jin yanımdan kalktıktan sonra Taehyung yanıma yaklaşıp yatağın köşesine oturmuştu.
Taehyung:"Jiminie istediğin bir şey var mı?"
Jimin:"Hayır, fakat bir şey sormak istiyorum."
Taehyung:"İstediğini sorabilirsin Jiminie."
Jimin:"Neden beni hastaneye götürmek yerine buraya getirdin ki? Neresi burası?"
Taehyung:"Öncelikle burası benim evim ve şuan benim yatağımda yatıyorsun, üstündekiler ise bana küçük gelen kıyafetler."
Söylediği şeylerle gözlerim şaşkınlıkla büyürken ilk soruma yanıt verdi.
Taehyung:"Seni buraya getirmemin sebebi ise Jin'in bu konuda uzman olması, yani en iyi tedaviyi o yapabilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise | vmin
FanfictionNasıl olur da Safkan bir delta basit bir omegaya karşı boyun eğer? #Rilya [omegaverse içerir!] TW / Ölüm, şiddet, argo kelime, cinsellik ve küfür!