Merhaba! Umarım kitabımı seversiniz:)
Her gün bir bölüm yayımlayacağım.
Keyifli okumalar dilerim..."Kolyeyi taktıktan sonra Tüylerinin aniden diken
diken olmasıyla donup kalmıştı. Arkasında hissetiği bir beden yada ruh ikisinden biri. Her neyse o bile bunu bilmiyordu. Ne arkasına dönebiliyordu ne de dönmeye cesaret edebiliyordu. Arkasına döndüğünde karşılaşacağı şeyden korkuyordu ama merakını da gidermek istiyordu. Yavaşça kafasını sağa doğru çevirdi. Görebildiği tek şey karaltıydı. Tamamen arkasına dönmesi gerektiğinin farkındaydı ama hala yapacak cesareti toplayamamıştı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve aniden arkasını döndü."Taehyung başına giren ani bir ağrıyla yatağından fırlayarak kalktı. Komodinin üzerindeki ağrı kesiciyi hızlı bir şekilde eline alarak ağzına attı. Yaptığı şeyin farkına vararak ağzından geri çıkardı ve bardağa su doldurdu. Su doldurduktan sonra ilacı tekrar ağzına attı ve üzerine su içti. Başını ellerinin arasına alarak acının hafiflemesini bekledi. Bir süre sonra acı hafiflediğinde derin bir nefes alarak yavaşça vücudunu yatağa bıraktı. Her gece olan bu durum onun canını çok sıkıyordu. Normalde 2 aydır azalan bu aniden gelen gece baş ağrıları son bir haftadır yaşadığı stresten dolayı tekrar baş göstermişti. Kendini rahatlatmaya çalışarak gözlerini tekrar yumdu ve uyumaya çalıştı.
Sabah telefonundan çalan alarmın sesiyle elini telefona attı ve susturdu. Gece olanları hatırladı ve tüm nefesini oflayarak dışarı saldı. Gece aniden uyanmaları yüzünden uykusunu tam alamıyordu ve bu onu gün içerisinde etkiliyordu. Tekrar uyumayı her ne kadar istesede bugün şehir dışına taşınacaktı ve bu yüzden kalkmak zorundaydı. Yataktan hızlıca kalktı ve direk banyoya girdi. Hızlıca bir duş aldı ve tam çıkmak üzereyken bugün şort giyeceğini hatırladı ve lanet savurarak duşa geri girdi ve bacaklarını jilet ile aldı.
Son bavuluda taksiye bindirdikten sonra arkasına dönüp eve baktı. Normalde duygusal bir an yaşaması gerekirdi fakat bu evi hiç sevmemişti. Sonunda burdan kurtuluyorum diyerek taksiye bindi ve havaalanına gitmesi için komut verdi.
Uçağa binmiş kemerini bağlamış durumda oturuyordu. Sadece 4 saatlik bir yolculuktu ama şimdiden sıkılmıştı. Uçağın havalandığına dair bilgilendirme yapıldığında kafasını koltuğa yasladı ve gözlerini yumdu.
Uçaktan indi. onu alacak olan arkadaşına gelmemesini söylemişti. Konum atmasını istedi. Taksiye bindi ve konumu taksiciye gösterip arkasına yaslandı.
Kapıyı 3. Kez çalışında sonunda birileri açmıştı. Sıkılmış olan surat ifadesini silip yerine mutlu bir ifade takındı. Çünkü kapıyı açan kişi en yakın arkadaşı Jimin'den başkası değildi. Hızlı bir şekilde üzerine atladı ve ağlamaya başladı. En son 1 yıl önce görüşmüşlerdi ama arkadaşlıkları hala aynı samimiyette devam ediyordu. Sarılmayı bırakıp gözyaşlarını sildi ve eve doğru adım attı.
'Sanırım bir kaç gün burada kalabilirsin? Değil mi?' Dedi Jimin'nin annesi elisa teyze. Kafamı olumsuz anlamda sallayarak ' hayır buna gerek yok sadece bu gecelik kalsam yeterli. Evimi tutmaya gideceğiz birazdan zaten' dedim. Bana garip bir bakış atarak ' evrakları tamamlaman bir kaç gününü alacak ama? O zamana kadar nerede kalmayı düşünüyorsun acaba? Dedi. Bu kadar salak olamam diye içten içe kendime kızıp 'ah aklımdan tamamen çıkmış sürecin bu kadar uzun olacağı' dedim. 'bir kaç gün bizdesin o zaman?' dedi onay beklercesine benden. Okey işareti yaparak onu onayladım. Sohbetten sıkılmış olacak ki Jimin ayağı kalkıp' hadi gidip sana bir ev bulalım. Çünkü evrakları ayarlamak uzun sürecek dedi. 'haklısın' diyerek ayağa kalktım ve kol çantamı elime alarak kapıya doğru yürüdük.
Emlakçı son evi gösterdiğinde hala içimde eksik olduğunu düşündüğüm birşeyler vardı. Daldığımı Jimin'nin beni dürtmesinden anladım ve silkelenerek ismini hatırlayamadığım emlakçı adama döndüm. ' bu gösterdiğiniz evler güzel fakat bunlar benim bütçemi aşıyor. Daha uygun bir ev yok mu acaba?' diye sordum. ' elimde olan en iyi ve en uygun evler bunlardı' dedi kestirip atarak. İlgisizliğine sinir olarak ' pekala bizde başka emlakçılara bakalım belki aklımıza uyan bir ev buluruz' diyerek gülümsedim ve arkamı döndüm. Bizi elinden kaçırmak istemediğini belli edercesine "durun tamam bir ev daha vardı hatırladım şimdi"dedi. İsteksiz görünüyordu ama ev uygunsa tavrı umrumda bile değildi." Tamam hadi oraya gidelim " diyerek evden çıktım.
"""""
Evin önüne geldiğimizde ev dışarıdan eski bir eve benziyordu. Umrumda değildi. Sadece başımı sokabilecek ucuz bir ev istiyordum. Kapının kilidini açarak bizi içeri buyur ettiğinde eve adımımı atar atmaz eve daha önce girmişim gibi hissettim. Evin kasvetli bir havası vardı. Bana beynimin içinde yaşadığım şeyleri anımsatmıştı. Belkide o yüzden tanıdık gelmişti. Evi biraz gezdirdikten sonra fiyatı diğer evlere nazaran aşırı ucuz söylediğinde garipsedim ve sebebini sordum. " Sadece eski bir ev" "ama içinde eşyaları bile var. Diğer evlerde eşya bile yoktu" dedim sorgular biçimde." Eşyalarda eski bu yüzden bu kadar ucuz" dedi kestirip atarak. Fazla irdelememeye karar vererek" tamam bu evi tutuyorum" dedim heyecanla. Sonra elimi uzatıp sıkmasını bekledim. Karşılık aldıktan sonra dönüp Jimin'e sarılarak mutluluğumu onunla paylaştım. Evden dışarı çıkarken şimdiden hayatımı düzene sokmaya başladığım için içimde mutluluk kırıntıları oluşmaya başlamıştı bile...Diğer bölümleri görmek için lütfen kaydırın!