1.Bölüm

78 6 0
                                    

Yeni hayat...yeni hayat....yeni hayat...

Bu iki kelime bana İzmir'den İstanbul'a taşınacağım gerçeğini hatırlatıyor. Şimdi siz diyeceksiniz ne alaka? Hemen merakınızı gidermek amacıyla kendimi tanıtayım.

Selam ben Aydan. Aydan Sarpman. Sarpman Holding'in mimarıyım. Daha doğrusu eski mimarı. Hayır,işimden atılmadım. Sahibi olduğum bir şirketten kendimi nasıl kovabilirim ki! Evet annem ve babam 1 sene önce vefat ettiler. Onların yerine benim geçilmem istendi ama ben hisselerimi bir süreliğine amcama devrettim. Ayrıyeten torpil olmaması için o şirkette mimar olmayı da bıraktım. İstanbul'a taşınıp yeni bir iş bulacağım ve kendi alnımın teriyle kazandığımla yaşayacağım. Hatta bugün ÜÇ SAAT SONRA UÇAK VAR!!!!

Ah salak kafam nasıl unuturum! Hemen hazırlanmam lazım. Yatağımdan kalkıp Usain Bolt hızıyla banyoya koştum ve rutin işlerimi halledip aynı hızla odama girdim. Dün akşam ayarladığım kıyafetleri üzerime geçirip saçımı yaptıktan sonra valizimi alıp şoförümüz Ahmet Abi'ye arabayı hazırlamasını söyledim. Yine Usain Bolt hızıyla mutfağa koştum ve ağzıma bir şeyler tıkıştırıp dışarı çıktım. Ahmet Abi arabaya valizlerimi yerleştiriyordu. Hemen arabaya bindim ve Ahmet Abi'yi bekledim. Ahmet Abi'de binince hareket etmeye başladık. İzmir'i çok özleyecektim. Ama amcam İstanbul'daki şirkette olduğu ve orada yaşadığı için kolaylık sağlayacağımı umuyordum.

Ben kara kara ne yapacağımı düşünken araba durdu. Geldiğimizi anladım ve arabadan indim. Ahmet Abi'de bagajdan valizlerimi çıkartıyordu. Yanına gittim ve ona sarıldım.

"Yaa! Ahmet Abi ben seni çok özleyeceğim!"dedim dudaklarımı büzüp. O da kahkaha atıp:

"Üzülme deli kız. Görüşürüz arada seninle. Unutma beni olur mu?"

"Asla!"dedim ve yanaklarına en sulu öpücüklerimi bıraktım. Valizimi alıp bekleme salonuna doğu ilerlemeye başladım. Hemen check-in yapıp iç hatlar yolcu girişi bölümüne gittim.

Yaklaşık 15-20 dakika beklememizin ardından uçağa alınmaya başlandık. Benim yerim 26-C idi. Ne yazık ki filmlerdeki gibi benim şansıma hiç pencere kenarı gelmiyordu. Ama bu benim uyumama engel mi? Hayır. Doğru cevap. Hadi ben yattım.

***

Yaklaşık 1 saatlik İzmir-İstanbul yolculuğunun ardından sonunda İstanbul'daydım. Bu İstanbul'a 2. gelişimdi. İlk gelişim üniversite içindi. Bu da iş için. İlk gelişimde hiç gezememiştim ama bu sefer gezmeyi düşünüyordum. Yani bir rehberle tabiki.. Buralara çok...fransızdım.

Uçaktan inip valizlerimi aldım ve bir taksi çağırıp buradaki evimin adresini verdim. Taksi hareketlenmeye başladığında hayatımı düşündüm. Aslında 1 sene öncesine kadar gayet güzel bir hayatım vardı. Yani annem ve babam ölmeden önce... Onlar öldükten sonra ben ben değildim. O her yere neşe saçan kız gitmiş, soğuk mu soğuk bir kız gelmişti. Şu an eskisi kadar soğuk değilim ama annemle babam ölmeden önceki halimle aynı değildim. Öyle olabileceğimi de sanmıyordum. Her şeyi zaman gösterecekti.

Taksici evimin önüne geldiğinde bir miktar para uzattım ve teşekkür ederek indim. Valizlerimi de aldıktan sonra kapıyı açıp içeri girdim. Burası bayağı bir tozlanmıştı. Temizlik yapsam iyi olacaktı.

***

İki saatlik temizlik ve bir saatlik toparlama işinden sonra banyo yapıp üstümü değiştirdim ve dışarı çıktım. Sahilde biraz yürüyüş yapsam iyi olacaktı. Yorulmuştum ama uçakta uyuduğumdan dolayı uyuyamıyordum. Bugün bir ilki gerçekleştirecektim. Fotoğraf çektirecektim. Hem de kendi isteğimle. Her zaman normalde zorla fotoğraf çektirirdim. Ama bugün farklı olacaktı. İstanbul faklı bir Aydan Sarpman'la karşı karşıyaydı. Aslında sahil ilk fotoğraf çekimi için gayet güzel bir yerdi. Ama selfie değil de arka çekim yaptırmak istiyordum. Bunun için önüme gelen birini durdurdum. Bir erkekti. Üstüne giydiği buz mavisi gömleğinden taşan kasları nefes kesiyordu. Yavaşça bakışları kaslarından kaldırıp yüzüne baktım. Fazla yakışıklıydı.

"Şey...aa... ben fotoğrafımı çekmenizi isteyecektim."

"Benden mi?"Ona mal mısın? bakışlarımı yollayıp "Evet."dedim ve telefonu ona uzattım. Bana garip bir bakış atıp telefonumu aldı ve "Peki."dedi. Kayalıklara geçip oturdum ve telefonumun kamerasına baktım. Fotoğraf çekme sesini duyduğumda kayalıklardan kalktım ve teşekkür ederek ondan telefonumu almak için hamle yaptım. Ama vermedi.

"Telefonumu alabilir miyim?"

"Beni....tanımıyor musun?"

"Aa...ne tanıyacağım be! Delinin zoruna bak. Hayır,sizi tanımıyorum. Şimdi telefonumu alabilir miyim?"

"Hayır."

"Ne demek hayır ya! Versene telefonumu!"diyerek arkasına uzanmaya çalıştım ama izin vermedi. Üstüne üstlük beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Bağırmaya başladım ama kulağıma eğilip "Sana akıl alamayacak şeyler yaparım."demesiyle sustum. Şu an yanımda silahım bile yoktu ve bu adam isterse bana her şeyi yapabilirdi. Beni bir ara sokağa sokup duvara çarptırdı.

"Bana bak kızım! Eğer.bir.aha.bana.bagırırsan.sana.yapmadık.şey.bırakmam!"demesiyle erkekliğine dizimi geçirdim ve telefonumu elinden aldım.

"Noldu! Gel şimdi de yap bakalım bir şey yapabiliyorsan!"diye bağırıp koşmaya başladım. Tekrar sahile geldiğimde yanıma bir kız koşarak geldi.

"Bittin sen!"

"Noluyor be!"

"O adam Alaz Demirkan. Sana yapmadığını bırakmaz. İşte şimdi bittin sen. Yürü seni görmesin."diyerek beni kolumdan sürüklemeye başladı. Şu anda tek bildiğim bir şey vardı.

Bir FOTOĞRAF benim hayatıma etmişti!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 09, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FOTOĞRAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin