MultiMedia'da Rüzgar..
Yine o lanet telefonun sesiyle uyandım.Daha yeni taşındığımız eve alışamadan okula yazılmak zorunda kaldım halam yüzünden.Ben 14 yaşındayken babam ve annem kavga etmişlerdi,o zaman ayrıldılar istemiyordum ayrılmalarını.Sonra zorla pikniğe gittik..Ben istemiştim annem istemiyordu.Keşke gitmeseydik lanet olsun o gün ölseydim de gitmeseydim.O gün onları barıştırmak için götürdüm oraya. Daha sonra denize girmek için zorladım. Tam girdik ve fırtına başladı. Ahh düşünmek bile istemiyorum. Maddi durumumuz baya bir iyiydi.Babam İzmir/Çeşmenin bilindik adamlarındaydı,hatta birçok şehirde şirketleri vardı gelirimiz bayağı iyiydi.Ailemi kaybettikten sonra halamlar da kalmaya başladım bir gün düşünürken aklıma geldi 16 yaşındayım tek başıma kalabilirim dedim.Ve bu fikrimi halama anlattım.Halam istemiyordu tek kalmamı ama olması gereken buydu.Şirketler halen işliyordu.Yüksek bir gelirim vardı.Ve ben özel okulda okumak istemiyordum.Halam beni zorla yazdırdı.Ben o egolu insanlarla birlikte olmak istemiyordum.Ama halamı kırmak istemedim.Yeni okul.Yeni ev.Yeni insanlar.Ve bu hayat yeniden başlıyor tüm maceralar beni bekliyor.Yatakta bunları düşünerek oyalanırken saati hatırladım. Hemen yatak örtümü ayaklarımla iteleyerek yataktan kalkmayı başardım. Bu gün ilk okul günüm. Heyecanlı mıyım tabi ki hayır. Üzerime formalarımı giyindim ve saçlarımı salaş bir örgü yaptım. Siyah saçlarımın üzerine bu çok güzel gitmişti doğrusu.Merdivenleri yavaş yavaş iniyordum ayaklarım geri geri gidip yatağa girmek istiyordu. Ama halam peşime şoför takmıştı resmen ve onunla gitmessem kesin haber verirdi halama. Siyah deri montumu giyindim. Dün akşamdan hazırlamış olduğum çantamı -ki çok düzenliyimdir- alıp tek kolunu koluma geçirdim. Kapıyı açtım ve arabaya gittim.Bindiğimde araba gayet orta hızdaydı. Kesinlikle halam şoföre iyice söylenmiş gibi görünüyordu. Ama bir şey demedim o hız uykumu ne kadar getirsede umursamadım çünkü okula evim yakındı. O yüzden çok geçmeden okula varmıştık. Arabadan indim. Şoför arabadan inmiş hala bekliyordu. Bende hızlı adımlarla okula geçtim. Bir an önce sınıfa gitmek istiyordum. Onca merdiveni tırmanarak sonunda sınıfın olduğu kata ulaştım çıktım ve en arka sıraya geçtim. Sınıf tamamen dolmaya başlamıştı ve tek benim yanım boştu. Resmen biri daha gelmesin diye dua ediyordum ki bir kız kapıdan içeriye girdi. Ahh tanrım bu ne güzellikti öyle valla kız olmama rağmen ben bile bakıyordum. Kıskanmadım da değildi. Her neyse o boş boş oturacak bir yerler ararken çantamı yanımdaki sıraya koyup kollarımı sıraya yaslayıp gözlerimi yumdum. O sırada Hafif naif cılız ve şımarık bir sen tonu kulaklarımı doldurdu ''Merhaba yer kalmamışta yanına oturabilir miyim?'' İçimden gülmek gelirken bu isteğimi sıkıca tutup kafamı kaldırdım ve çantamı hızla çekip oturduğum sıraya astıktan sonra tekrar kafamı sıraya gömdüm. ''Şeyy ben Cansu.'' cevap vermedim. Ne var? Arkadaşlık etmeyi sevmiyorum niye ısrar ediyorsun ki? ''Senin adın ne?'' ardından gözlerimi devirdim ve ''İdil.'' dedim kısık bir sesle.
''Memnun oldum'' derken içeriye suratı kırış kırış beyaz kısa saçlı toz pembe diz altı etek ve beyaz gömlek giymiş üzerine de toz pembe ceket atmış birisi girdi. Hoca olduğunu tahmin ediyordum ki öyle çıktıda. Ders Tarihti sıkıcı olduğundan uyumaya karar verdim. Ama Cansu uyumamma izin vermiyordu bildiğin. Konuşup duruyordu. Cansu konuşup dururken kapı açıldı ve içeriye siyahlar içerisinde 2 erkek girdi öyle erkeksi duruyorlardı ki Cansu bile konuşmayı bırakmış onlara bakıyordu. Peki ya bu kadar serseri iseler özel okulda ne işleri vardı.
Peki ya bunlar kimdi?
Öğretmen ilk gün olduğu için azarlamadı.
Bizim arkamızda duran benim göremediğime lanet ettiğim sıraya oturdular.
''Nasıl oldu da göremedim o sırayı ben?''
''Açıkçası bende görmemiştim İdil. Takma .''
Ve bir ses doldurdu kulaklarımı öyle ergenlerin ki gibi değildi bu ses.
Çok erkeksi bir şekilde çıkıyordu.
''Sırayı çok istiyordun galiba.''
Arkamdan söylendiğini anlamıştım. Ama hiç arkamı dönmeden ve merakımı ezerek konuştum.
''Sende bizi dinliyordun galiba.''
Ne kadar güzel olsam da veya ne kadar kız olsam da ben sert bir kızdım ve bir erkek için hemen salyaları mı akıtamazdım. Güçlü bir kızdım ben. Tüm bu olanlardan sonra güçlü olduğuma inanmaya başladım. Tam bunları düşünürken aynı ses yine kulaklarımdaydı.
''Sinirli kızlara bayılırım.Sert başlamak istiyorsan öyle olsun.''
O konuşurken yanındaki çocuğun kıkırtılarını duydum. Sinirle arkamı döndüm ve ona sinirli bir bakış yolladım.
''Ne zannediyorsun sen beni be?''
Oda gülmeye başladı. Sinirlerim alt üst olurken Cansu beni önüme döndürdü ve konuştu.
''Bunları umursuyor musun kızım sen. Kendine gel boş ver. Aptal serserilerin teki işte.''
Cansu ellerini sandalyeye yaslamış rahat bir biçimde otururken arkadaki çocuk kolunu tuttu ve sıktı Cansu ani bir halde çığlık attı. Tüm sınıf bize bakarken çocuk fısıldamaya başladı.
''Aptal serseri haa''
derken koluna bir yumruk indirdim. Zaten o sırada öğretmen yanımıza geliyordu. Ben vurduğumda Cansu hızla kolunu çekip ovuşlamaya başladı.Öğretmen arkamızdaki çocukları dışarı yollarken Diğeri kulağıma eğilip
''Bende Rüzgar memnun oldum.'' diye fısıldadı.
Diğeri de yavşak bir gülüşle ''Meriç'' diyerek sınıftan uzaklaştılar.
Cansu ile aynı anda birbirmize bakmıştık.
Her ne kadar çok konuşsa da içim ısınmıştı bu kıza.
Ders zili çalmıştı sonunda
''Haydi İdil oturma boş boş kantine gidip bir şeyler yiyelim hem konuşur tanışırız.''
''Konuşmaya çok mu meraklısın sen?''
''Evet''
Tam kantine doğru iniyorduk ki koridorda birisinin çelme takmasıyla yere yapışmam bir oldu.
Ve ardından bir kahkaha evet tanıyordum. Bu bu Rüzgarın sesiydi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Ulaşılmazı
ChickLit''Yaşadığım bütün kayıplardan sonra sanki bir erkek gibi kendimi dövüşe sarmıştım. Hatta en iyisiydim bile diyebilirim. Ne zaman sinirlensem ölene kadar dövüş yapasım geliyor. Kötü ne varsa içine sarmaya başlamıştım. Kurtulamazdım artık. Cansu bil...