Zor oldu biraz ama gülümesedim. O kadar güzel bakıyordu ki onunla bakışmaya devam edersem ağlayacağımı biliyordum. Çıktık evden sersem sersem yürümeye başladık. Adını bilmediğim birinin elini tutmuş güven duygusunun verdiği heyecanı tadıyordum , ikimizde konuşmuyorduk ağzımı açarsam herşey mahvolucak gibiydi. Gökyüzüne kaldırdım kafamı oda ağlayacak gibiydi , halbuki fazlasıyla özgür değil miydi ? Güzel mavisi siyaha çalıyordu , belki de güneşe küsmüştü.
"Ben Bulut. " dedi.
Ne güzel isim diye geçirdim içimden , gökyüzüne bakmaya devam ettim , yüzüme düşen küçük su damlaları temizleniyormuşum hissi katıyordu bedenime , temizlenebilir miydim ki artık ?
"Dün geceyi hatırlamıyorum , nasıl tanıştığımızı ne yaşadığımızı."
"Eve dönüyordum , bağırmalarını duydum sonra yanına koştum tacize yada gaspa uğruyorsun sanmıştım , yanına oturdum hem içtin hem ağladın anlattın herşeyi , bana defalarca pişman olduğunu ama artık bunun bir faydası olmadığını söyleyip durdun. Seni eve götürmem gerektiğini söylediğimde gidecek bir yerin olmadığını söyledin ve bana gittik."
"Bu kadar mı , aramızda herhangi bir şey olmadı yani ? "
"Ne olmasını bekliyordun ki sarhoş bir kızla birlikte olucak kadar basit birine mi benziyorum ?"
"Özür dilerim kapıda öyle söyleyince."
"Dün bana ilk defa birine karşı bu kadar dürüst davrandığını söyledin , ilk defa birini duvarlarının içine almışsın."
Sustum , elini bırakıp ona döndüm ne oluyor der gibi baktı suratıma , sarıldım ve dudaklarına uzandım. Öptüm ama karşılık vermedi aldanmadım buna geri çekilip gözlerine baktım bir şeylere üzülüyormuş gibi baktı bana , pişman gibi. Düşünmeden hareket ettim yine , bir pişmanlık dalgası geçti içimden. Sarılmayı bırakıp özür diledim cevap vermedi. Fazlasıyla aptal hissettim , çaresiz. Ne yani yatağında uyandın ve elini tuttu diye senin hissettiğin şeyleri mi hissedecek salaksın Deniz. Arkamı döndüm yürümeye başladım , gelmiyordu orada öylece arkamdan bakıyordu. Gelsin diye yalvarmaya başladım içimden , gelmezse onu bir daha göremeyecektim biliyorum. Birini kaybetme korkusu yaşamadım daha önce , şuan sadece ismini bildiğim biri için yalvarıyorum. Bana benziyor oda işte , bir yanı yarım eksik hissediyor gözlerine bakınca anlıyorum , korkmuyormuş gibi bakıyor ama içi paramparça. Güçlü duruyor , yıkılmazmış gibi halbu ki en küçük fırtınada yıkılacak gemisi. İzin verirse ben sararım onun yaralarını , sevmeyi sevilmeyi beraber öğreniriz , aynı pencereden bakarız gökyüzüne , gel lütfen gel.
BULUT
"O kadar masum duruyordu ki karşımda. Yürümeye gücü yok koşup tutsam elinden , yapamam berbat bir dünyam var onuda çekemem içine. Gitmesine izin versem dün söyledikleri geliyor aklıma beni bırakma dediği anlar söz verdim o hatırlamıyor ama söz verdim hep yanında olucam dedim. Öptü beni bir şey bile söylemedim , canı yandı daha hayatıma girmeden yaktım canını. "
Düşünmeyi bırakıp arkasından yürümeye başladım.
DENİZ
Bitti işte masal , gelmiyor. Yanlızım daha önce olduğu gibi düşünemiyorum , gökyüzü ve ben başbaşayız birde gözyaşlarım. Yürümeye halim yok nefes alamayacak kadar yorgun hissediyorum. Eve dönüp eşyalarımı almalıyım , ve Deniz Hanım atıldığınız o büyük rüya misali maceraların en gerçekçi tekmesini yediniz dün. Güzelliğiniz pekte mühim değilmiş demek ki.
Kendi kendime kavga ederken belime sarılan Bulut'la irkildim , güzel dudaklarında kaybolurken buldum kendimi , öptükçe daha çok yüreğime dokundu , öptükçe umudum yeşerdi , parmaklarım saçlarının arasında en güzel masala sahne oluyordu. İçimde buruk bir sevinç vardı , kimseyi duymadan kimseyi görmeden orada dakikalarca sarıldık. Zamanın durması fikrine kadeh kaldırıyorum , ve birdaha böylesi güzel sarhoş olmayacağım. Tanrıyı hiç anlamıyorum neden böyle güzel şeyleri yasaklar , yada neden böyle güzel insanları üzer. Hayatıma hoşgeldin benim güzel şeytanım.
