Gömleğinin düğmelerini tek tek ilikledi jeno. Ve derin bir nefes verip aynada ki yansımasına gülümsedi. Bugün onun için çok önemli bir gündü. Eğer bugün ki mülakatı geçerse terfi alacak ve Amerika'da hayallerinin işine kavuşacaktı. Bugün her şey eksiksiz olmalıydı...
Üstündeki lacivert takımı düzeltti. Elini yeni boyattığı lacivert saçlarına geçirdi ve onlarında düzgün bir şekil almasını sağladı. Sonra ise elinin çekmecesine attı. Her zaman kullandığı parfüm kutusunu eline aldı. Ve birkaç kez sıktı. Ancak sorun şuydu ki, parfümü bitmişti...
Jeno şaşkınlıkla parfüme baktı. sonra ise bir kaç kere daha denedi. Bunda da başarısız olunca "Şimdi mi? Cidden mi? Tanrım beni neden sınayıp duruyorsun?!" dedi ve parfümü bir kenara fırlatıp evrak çantasını aldı. Daha mülakata saatler olmasına rağmen evden çıktı ve hızlı adımlarla yürümeye başladı. Koca caddede insanlara çarparak yürüyor ve dükkanları tarayıp yürümesine devam ediyordu.
Birden karşısına pastel renklerle dekore edilmiş şirin bir parfüm dükkanı çıktı. Dükkanın camları çizimlerle doluydu. Hayran gözlerle içeri girdi jeno. Böyle bir yeri daha önce nasıl keşfedememişti?
Nostaljik bir gramofon sesi hakimdi. Jeno kendine engel olamadan " Vay canına..." dedi sadece. Sonra ise parfüm tezgahının olduğu yerden bir şarkı mırıltısı gelmeye başladı. Jeno sesin olduğu yere gözlerini çevirdiğinde nefesi kesilecekmiş gibi hissetti. Zaman bir an durdu onun için.
Tıpkı her klişe filmde olduğu gibi...Karşısında ona gülümseyerek bakan silüet'in parlak karamel rengi saçları vardı. Üstünde beyaz pamuk bir kazak ve altında buz mavisi kot vardı. Gözünde ince çerçeveli gözlükleri ve kulağında mütevazı halka küpeleri ile farklı görünüyordu.
İnci tanesi gibi bir teni ve kirazın en güzel tonunda hafif dolgun dudakları onu öne çıkarıyordu. Kim görse nefesi kesilmezdi ki?Jeno heyecanla yutkundu ve elini uzatıp" Ş-şey merhaba!" Dedi. Karamel saçlı çocuk gözlüğünü düzeltti ve hafifçe tebessüm ederek iki eliyle jeno'nun elini samimice sıktı. O farkında değildi ama jeno şimdiden elini sarıp sarmalayan kibar ellerle kafayı yiyebilirdi.
Karamel saçlı çocuk jeno'nun ellerini bıraktı ve samimi bir sesle "Size nasıl yardımcı olabilirim? Dedi. Jeno ise önce heyecandan ne diyeceğini bilemedi. Sonra ise
Bugün ne oluyordu bu çocuğa böyle?
"Ş-şey...b-ben"
Jeno kekelemeye devam ederken önünde ki nefes kesici çocuk daha da yaklaştı. Jeno yutkundu ve şaşkınca gözlerini sonuna kadar açtı. Çocuk burnunu birkaç kez çekti. Sonra da gülümseyerek ona baktı. "Siz 317 numaralı parfümü kullanıyorsunuz anlaşılan." Dedi. Ve arkasını dönüp merdivene çıktı. Merdiven jeno'ya tehlikeli görünmüştü. Bu yüzden çaktırmamaya çalışarak tezgahın iç tarafına geçti. Karamel saçlı çocuk hızla parfümü ararken merdiven sallanmaya başlamıştı. Jeno'nun korkusu artarken ses çıkarmamaya çalışarak duruyordu. Karamel saçlı çocuk gülümseyip konuştu.
"İşte burada, 317 numaralı parfüm- AH!"
Birden merdiven kapanmış, Karamel saçlı çocuk tam aşağı düşücekken kendini jeno'nun kucağında buluvermişti. İkiside şaşkınlıkla birbirine bakıyordu, klişe bir romantizm filminde gibi hissettikleri âşikardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No.317 || Nomin
FanfictionNostaljik bir gramofon sesi hakimdi. Jeno kendine engel olamadan " Vay canına..." dedi sadece. Sonra ise parfüm tezgahının olduğu yerden bir şarkı mırıltısı gelmeye başladı. Jeno sesin olduğu yere gözlerini çevirdiğinde nefesi kesilecekmiş gibi hiss...