3

14 0 0
                                    

Bilinmeyen: Okulda yoktun ya bugün...

Bilinmeyen: Her şey sıkıcı geldi.

Bilinmeyen: Spor dersine bile çıkmadım.

Bilinmeyen: Koydum kafamı sıraya yattım tüm gün.

Bilinmeyen: Evine gelmeyi hayal ettim, kaç defa bilmiyorum...

Bilinmeyen: Ama gelemedim.

Bilinmeyen: Çünkü ben korkağın tekiyim gün ışığı.

•görüldü (16:52)

-Gün ışığı yazıyor...-

Gün ışığı: Evet öylesin, korkağın tekisin.

Gün ışığı: Bana bir daha yazma lütfen, rahatsız oluyorum.

•görüldü (16:55)

-Bilinmeyen yazıyor...-

Bilinmeyen: Evren sen misin?

Bilinmeyen: Sen bunları yazacak biri değilsin ki.

Bilinmeyen: Ne oldu sana?

Gün ışığı: Ne olduysa oldu, sanane!

Gün ışığı: Hem... Tanışıyor muyuz biz?

Bilinmeyen: İsmimi biliyorsun ama fazla yakın değiliz okulda.

Bilinmeyen: Sadece gerekli olduğunda konuşuruz birbirimizle.

Gün ışığı: Ok.

•görüldü (16:58)

Bilinmeyen: O ok senin bir yerlerine girsin geri zekalı.
-Gönderilmedi-

-Bilinmeyen çevrimdışı-

-Gün ışığı çevrimdışı-

Deniz telefonu kapattı ve sinirle haykırdı parkın ortasında.

-Konuştuğu kişi ya Evren değildi ya da onun aşık olduğu Evren 1 yıl içinde çok değişmişti... Deniz seçeneklerden hangisini seçeceğini kestiremiyordu.-

Ayağa kalktı ve bir Tekel Bayi'ye yürümeye başladı.

-O, Evren ile ilk konuşmalarını böyle hayal etmemişti. Evren'in kalbi çok güzeldi. Onun böyle sözler sarf etmesi Deniz'in ruhuna dayanılmaz bir acı veriyordu.-

Çok geçmeden karşısına çıkmıştı aradığı yer. İçeriye girdi ve iki şişe içki aldı kendine. Bayi'den çıkarken kendisine çapkın bir şekilde göz kırpan genç adamı görmezden geldi.

Adam arkasından seslendi... O kadar yüksek sesle bağırmıştı ki genç kızın kulakları çınlamıştı.

Kız arkasını dahi dönmedi çocuğa.

Çocuk aynı ses tonuyla söylendi kıza.

"Çok hızlı içme hepsini, fena sarhoş eder insanı."

Kız adama cevap vermedi, cevap verirse yüz bulacağını biliyordu çünkü. Susmak bilmezdi sonra, kendini bir halt sanırdı...

Hızlı bir şekilde devam etti yoluna.

Bir yandan da sinirleniyordu kendisine... İki şişe içkiye 400 TL vermişti. Tam bir aptallık. Üstelik normalde ağzına bir kere bile içki sürmemişti.

Yolun kenarına oturdu Deniz. Gündüz vakti yolda içki içen bir genç kız... İyi bir örnek olduğu söylenemezdi.

Birinci şişeyi içti hızlıca, kafasına kaldırdığı gibi bitmişti zaten...

Hem ağlıyordu hem de ikinci şişenin kapağını açmaya çalışıyordu. Kapağı açtığı sırada yer ayağının altından kayıyormuşcasına hareket etmeye başlamıştı...

Genç kız kahkalarla gülmeye başladı. Neydi ki bu? Neden güldüğünü bile bilmiyordu. Gözyaşları kahkahalarına karışmıştı adeta.

Ayağa kalktı ve yürümeye başladı. Etraftaki insanlar çok kötü bakıyordu ona.

Deniz ise her şeyden habersiz bir şekilde kendini arabaların önüne attı.
Arabaların üzerine geldiğini fark etmiyordu.

Arabalar dönüyordu... Etraftaki her şey dönüyordu o sırada. Ve bir korna sesi duydu. Kulağı acımıştı. Yere çöktü ve eliyle kulağını kapattı. Gülüşleri içine kaçtı o sırada... Sadece yanağından süzülen damlaları hissediyordu.

Okulunun hemen karşısında olay çıkarmak istemediği kesindi...

Arabalar kornalarını son sesle çalıyorken Deniz belinde bir el hissetti.

Gözlerini açmak istemiyordu. Nereye gittiğini bilmiyordu ama birisi onu karşıya geçirmişti, öyle hissetti. Düzgün yürüyemediğine emindi...

Yanındaki her kimse hiç konuşmuyordu. Deniz gözleri kapalı bir şekilde biraz daha yürüdükten sonra ellerini çekti gözünden ve koluna giren çocuğa baktı.

Her taraf bulanıktı onun gözünde, yüzünü bile göremedi çocuğun. Gözlerini kıstı biraz yanındaki çocuğu görebilmek için...

Göremedi...

Konuşmakta buldu çareyi.

"Sen kimsin be, nereye gidiyoruz ki biz?"

Konuşamıyordu. Zihninden geçen cümle ile söyledikleri çok farklıydı.

Çocuk çenesini tutup yukarı kaldırdı kızın aşağı düşen yüzünü...

"Deniz sen gerçekten iyi değilsin. Evime gidiyoruz, dinlenmen gerek."

Duyduğu sesle birlikte genç kızın içinde ölmüş olan her şey yeniden canlandı birden.

Kız, çocuğa doğru baktı kısık gözlerle...

"Senin evde olman lazım şu an."

Kız birden bağırmaya başladı. Evren engelleyemedi kızı...

Delicesine bağırıyordu sokakta.

"Ya evde olman gerekiyor senin ya, çocuk döverim seni. Evren! Bırak beni ya iyiyim ben. Sen kendine bak be aptal. Bırak yürürüm ben kendim."

bebeğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin