𝙎𝙝𝙤𝙩𝙤 𝙏𝙤𝙙𝙤𝙧𝙤𝙠𝙞 𝙓 𝙊𝙠𝙪𝙮𝙪𝙘𝙪 ;; Türkçe

𝐊𝐚𝐫𝐭𝐨𝐩𝐮 𝐒𝐚𝐯𝐚𝐬𝐢! ;; B14

heyoo tünaydın darlinglerim ♡♡ 2.7k olduk bruh çok teşekkürler aşklarım benim için çok şey ifade ediyor ♡ öncelikle kitap 14 bölüm, 15-20 bölümde tamamlamayı düşünüyorum kitabı çünkü üç kitaba bölüm yazmak zor bi de çok üşengeç birisiyim de orayı anlamışsınızdır zaten <3

tanjironun bu güzeller güzeli resminin tadını çıkarın ♡♡♡
seni seviyorum, darling, çok güzel hatta mükemmel birisin ♡
artık bi türlü atamadığım yeni bölümümüze geçelim :D

- - - -

[Y/N]'in Ağızından (yeneden yazmak istemiyorum cringe watty hikay- tamam sustum)

Öğle yemeği sırasında herkes camların başına üşüşmüştü, kar tanelerinin yere düşüp yeşil çimen üzerinde beyaz bir örtü oluşturmasını heyecanla izliyorduk. Hepimiz dışarı çıkmak için nedensizce istekliydik, ama buna zamanımız bile yoktu çünkü daha sadece öğle yemeğindeydik. "Çok güzel değil mi, Shoto?" diye sordum yanımda oturan sevgilime. 

Gözleri büyüdü, daha çok soru sorar gibi "Uhh, evet?" dedi. Bunu her zaman çok tatlı bulurdum, kıkırdayıp elini tuttum. "İğrenç." dedi arkamızdan bir ses, ama kim olduğunu anlamak için bakmama gerek yoktu.

"Hadi ama 'Bakubro', sadece el ele tutuşuyorduk!" dedim, Eijiro'nun ona taktığı lakaba vurgu yaparak. Ben bunun komik olduğunu düşünürken Bakugo gözlerini devirdi, ve bir şekilde gitti yanımızdan. Shoto beni yakınına çekiyordu, sırtımı onun göğüsüne dayıyordum. 

"Hey, arkadaşlar!" dedi heyecanlı bir ses, Izuku'nun sesi. (aa mrb brokoli abi) "Ne yapmalıyız sizce?" diye sordu, hepimiz omuz silktik, devam etmesini bekleyerek. "Bir kar topu savaşı tabii ki!" gülümseyerek devam etti. "Hepimiz minik takımlar oluşturarak bir savaş yapabiliriz, ne dersiniz?"

"Eğlenceli, ben varım!" diyor Ochaco.

"Ben de." diye katıldı Tsuyu.

"Biz de varız!" dedim, Shoto ve beni kastederek.

"Harika, gelin bi' öbürlerine de soralım ve onların da fikirlerini alalım!" demesiyle hepimiz ayağa kalkıp sınıfın geri kalanına yürüyoruz.

"Bu kadar heyecanlandığını hiç görmemiştim." diyor Shoto, bu da beni güldürüyordu elbette.

Birkaç dakika sonra hepimiz iki kişilik mini-takımlarımızı oluşturmuştuk. Shoto ve ben, Tsu ve Ochaco, Denki ve Eijiro, Ojiro ve Toru, Kyoka ve Momo. (momojiro shipliyorum belli oluyo mu) Hepimiz heyecanla günün bittiğini gösteren zilin çalmasını bekliyorduk. O zil çaldığında, Shoto'nun masasına yöneldim, o ise tüm kitaplarını çantasına aktarıyordu.

"Herkesi bu kartopu savaşında ezip geçmeye hazır mısın?" diye sordum sırıtarak. 

"O kadar özgüvenli olmamalıyız bence, gizliliğin kraliçesiyle karşı karşıyayız; Hagakure."

Aslına bakarsam, haklıydı. "Ama onun tamamen ç- uhh, kıyafetsiz olması için hava çok soğuk." dedim, Shoto'nun masumluğunu bozmamaya çalışarak. O ise sadece güldü. (hehe çünkü masum değil)

Yatakhanelere gidip ellerime eldivenlerimi geçirdim ve boynuma atkımı doladım, Shoto ile okuldan çıktık. "Hazır mısın?" diye sordum ona heyecanımı gizlemeyerek. "Tabii ki!" diye yanıtladı o da, gülümsüyordu.

Deku'nun işaretiyle hepimiz ormana koştuk, bir yere saklandık, takımlar birbirlerini bulmaya çalışıyorlardı. Bir kar topu savaşı olsa bile hepimiz kendimizi çok kaptırmıştık istemeden, ama buna kötü bir şey denilebilir mi orasından emin değildim.

Denki ve Eijiro geliyorlardı. "Burada saklanıyor olabilirler!" dediğini duyabiliyordum Eijiro'nun. "O kadar salak değillerdir ki! Bence bu bir t-" diye cevapladı Denki, ama lafını tamamlayamamıştı çünkü biz onları kar toplarına boğmuştuk.

On dakika sonra hepimiz karlara bulanmıştık, burunlarımız ve eldiven takmayanlarımızın elleri kızarmış ve uyuşmuştu. Okulumuzun içine tekrar girerken kıkırdıyorduk, kazananımız belli bile değildi.

Kazananımız yoktu ama en azından harika bir arkadaşlığımız vardı.

- - - -

tamam, tamam. kartopu sahnesini tam yazmadığım için kızmayın çünkü çok gereksiz ve çok aşırı romantik bir kısım olacaktı, romantik şeyleri pek sevmem. evet bu kitabı yazarken o tarz kısımlarda da cringe oluyorum <3 

kendine çok iyi bak darling! <3