D1789

110 3 0
                                    

‘İkinci istasyona üç dakika, yirmi altı saniye uzaklıktayız Jack.’ Kulaklıklarından gelen kadın sesini duyduğunda Jenna'nın kendisini görebildiğinin bilinciyle başını salladı. Dünya’dan yola çıktığından beri baya sıkıcı bir yolculuk oluyordu. Sonsuz bir karanlıkta yol almak ve makinelerin her şeyi yapmasına izin vermek tek düzeydi. Uzay gemisinin ön panelinde bulunan onlarca düğmeye sırasıyla dokundu ve neşeyle gülümsedi. Gemi saniyeler önce, üç dakika mesafede olan istasyona yanaşmaya başlarken kulaklıktan gelen endişeli kadın sesi tekrar duyuldu.

‘Bunun gibi son teknoloji ürünü bir mekiği senin kullanmana izin verdikleri için, SpaceOp Şirketi yetkilileri kafayı yemiş olmalı! Bir daha bakım istasyonlarına yaklaşırken tam güç kullanma sakın! Bu çok tehlikeli, ayrıca bu bir emirdir asker!’

‘Tehlikeymiş…’ diye düşünmeden edemedi Jack. Kullandığı bir araştırma gemisiydi ve bu rotada bulunan son bakım istasyonu da şu anda bulunduğu yerdi. Bilinmeyene bir yolculuğa çıkmıştı ve açıkçası geri döneceğini de pek zannetmiyordu. Bir eşi, çocuğu, sevdikleri ya da yakını yoktu Jack’in. Hayatında en fazla iletişim kurduğu kişi, şu anda kulaklıklardan sürekli kendini azarlayan kontrol istasyonundaki Jenna’ydı. Hepsi o kadar. İşte bu yüzden araştırma işi için biçilmiş kaftandı.

Geminin titanyum yüzeyinde herhangi bir bakıma ihtiyaç yoktu. Bu yüzden istasyon görevlisi yakıt tankını, tehlikeli maddeyle doldurur doldurmaz, kalkış için izin verildi. Protokol gereği mikrofona yaklaştı ve tek düze bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

’24 Ekim 4016, ana ve üç adet yedek depoyu J10 yakıtıyla doldurdum. Yaklaşık iki dakika, otuz iki saniye süren bir duraklamanın ardından D1789 gezegenini keşif yolculuğuna kaldığım yerden devam ediyorum.’ Protokollerden nefret ederdi ama katlanılabilir olanlara uymakta da pek sakınca görmüyordu.

Motorlar neredeyse hiç gürültü çıkarmadan çalıştığında rotasını tekrardan yeni bulunan gezegene doğru yöneltti. Dünya nüfusu, Ay ve Mars üzerindeki kolonilere artık sığmıyordu ve yaşanabilir nitelikte olan gezegenlerin sayısı çok da fazla değildi. Bazı gezegenler metalleri ve ham maddeleri sağlayabiliyorlardı gerçi. Mesela Merkür’deki lav denizinin içinde oldukça zengin titanyum madenleri keşfedilmişti. Plüton’dan ise radyoaktif yakıtlar elde ediliyordu. Ama yine de yaşanabilir gezegenlere duyulan acil ihtiyaç, büyük şirketleri cezp ediyordu. İşte bu yüzden akıl almaz paralar harcayarak bu gemiyi inşa etmişler ve içine de kaybedecek hiçbir şeyi olmayan, yetenekli bir pilot yerleştirmişlerdi.

Yolculuğu iki saat kadar sorunsuz geçti Jack’in ama ters giden bir şeyler olduğunu anlaşmıştı. Kontrol panelindeki rakamları tekrar tekrar incelediğinde ise şaşkınlıkla mikrofona yaklaştı.

‘Jenna D1789 gezegeni son iki saat içinde yörüngesinde olağandışı bir şekilde hareket etti mi?’ sesi endişeliydi ve Jack neredeyse hiçbir zaman endişelenmezdi.

‘Hayır Jack. Normalin dışında hiç hareket yok. Ne oldu bir sorun mu var?’

‘Sorun şu ki üç saattir tam hızda yolculuk yapıyorum ve son bakım istasyonundan bu yana gezegene yaklaşmak yerine uzaklaşmışım.’ Elini hafif bir yumruk yaptı ve bir yandan konuşurken, bir yandan kontrol panelindeki rakam göstergesine vurmaya başladı. Geminin burnu tam gezegene bakıyordu bundan emindi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 10, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

D1789Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin