Sevgili Salak Günlük,
Sosyal bilgiler öğretmenim Bay VanDoy (Vandoy) hiç gülümsemiyor.Biliyorun,buna inanmak çok zor,çünkü herkes bir şeylere gülümser,değil mi?
Örneğin; Isabella (İzabella),erkek kardeşlerinin başı belaya girince gülümser.Angeline,diyelim bir çağlayandan ya da tek boynuzlu attan ne kadar daha güzel olduğunu düşününce gülümser.Ben ise tek boynuzlu bir atın bir tekmede Angeline'i çağlayandan aşağı savurduğunu düşününce gülümserim.Ama Bay VanDoy hiç mi hiç gülümsemiyor!Acaba diyorum,büyük olunca tıpkı dişlerini,saçlarını ya da moda duygunu kaybettiğin gibi mizah duygunu da mı kaybediyorsun?Sosyal bilgiler sınıfımızda şimdi hayvan sosyal grupları üzerinde çalışıyoruz;yani karıncaların,şempazelerin ve kuşların nasıl bir arada yaşadığını ve birbirlerine hoşgörü gösterdiklerini öğreniyoruz(Ben kendi payıma karıncalardan o kadar nefret ediyorum ki sanırım karınca bile olsam üstüme basmaktan kendimi alıkoyamazdım.)
Isabella sadece belgesel kanallarını izleyerek ev ödevlerimizi yapabileceğimi söylüyor.Oysa bu kanalları her açışımda ders için gereksindiğimiz şeyler değil de bir çitanın şirin küçük bir ceylanı kovaladığı bölümler gösteriliyor hep.
Isabella diyor ki eğer şirin küçük bir ceylan olsaymış ve çitanın geldiğini görseymiş,çok hızlı koşmasın diye başka şirin küçük bir ceylanın incik kemiğini tekmelermiş,çita da Isabella yerine onu yakalarmış.
Akıllıca,ha? Öte yandan ben eminim ki eğer Isabella şirin küçük bir ceylan olarak doğmuş olsaydı,bugün Afrika'daki bütün şirin küçük ceylanlar şimdi çitaları avlayıp yiyordu.Aynı zamanda fillerle insanları da.Gerçekten ama gerçekten,Isabella küçük şirin bir ceylan olarak doğmadığı için yeterli sıklıkta şükretmediğimizi düşünüyorum.Isabella meselesine gelince,bugün yeni ayakkabılarımı fark ettiğini fark ettim ve ayakkabıların beni nasıl 20 yaşında gösterdiğini fark ettiğini de fark ettim.Bundan eminim.Onun fark edilmemeye çalıştığını da fark ettim ve kibarca davranıp bunu yaptığını fark etmemiş gibi durdum,çünkü arkadaşlar böyle yapar.
Salak Günlük,sana Isabella ile nasıl arkadaş olduğumuzu anlatmış mıydım? Birden oldu.İnsanların İlk Görüşte Hoşlanma dediği şeyden.Daha ikinci sınıftaydım.Okulun ilk gününde öğretmenimiz Bayan Baker (Bekır) hepimizden ayağa kalkıp adlarımızı söylememizi istemişti.Isabella ayağa kalktı ve, "Benim adım Isabella Vinchella (Vinçela)." Dedi. Lewis Clarke (Levis Kılark) kıkırdadı.
Isabella'yı Lewis'in üstünden almak için üç öğretmen ve sınıfın yarısı uğraştı.Onu şişko küçük bir ksilofonmuş gibi çalıyordu sanki (Belli yerlerine yumruk attığı zaman Lewis daha tiz sesler çıkarıyordu.)
Şiddet hiçbir zaman cevap değildir,tabii,eğer sorunuz,"Hey Isabella, cevap ne?" Değilse.Onun,parmaklarınızı içine sokmamanız gereken tehlikeli bir tür küçük fare kapanına benzemesine hayran kalmıştım.Ona da söyledim,bu tanımı beğendi.
Hemen arkadaş olduk,o gün bugün de arkadaşız.Ancak Isabella bazen fare kapanından çok,parmaklarınızı içine sokmamanız gereken bir atom bombasına benziyor.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Salak Günlük
Teen FictionBu kitap gerçek bir masaldan alınmıştır...Yazarı "Jim Benton'dur." Ayrıca ben bu kitabı okurken çok eğlenceli anlar paylaştım...Eminim siz de okurken çok eğlenir ve beğenirsiniz!