Güneş ışığının yüzüme vurmasıy-
la uyandım. Elimi yanımdaki kutunun içinden telefonumu almak için uzattım ama telefonumun şarzı bitmişti. Ayağa kalkıp şarz aletimi arama-
ya başladım. Odam çok dağnıktı
burada şarz aletimi bulmam imkasız gibi bir seydi o anda babam aşağıdan bağırdı;
-hadi tatlım kahvaltı hazır.
Üstümü giyinip aşağıya indim.
Alex beni görür görmez havlayıp
üzerime koştu. Her böyle yaptığında aç olduğunu hissetiriyordu. Ona mama vermek için mutfak dolabını açtım ama maması kalmamıştı.
Bunu babama söylemiştim babamda tam bana alex için mama almam gerektiğini söyleyecekti. Alex in tasmadını
elime aldım ama takmamıştım
çünkü artık tasmaya gerek duy
muyordum. Ve dışarı çıkıp markete doğru yürümeye başladım. Markete yaklaşınca
karşımda birini gördüm. Aynı alex e benzeyen bir köpeyi vardı
alex bu köpeyi görünce gelen çocuğun üstüne koşmaya başladı
çocuk biraz tırsmıştı o anda bana seslendi;
-Hey köpeyine tasma taksan iyi
olacak yoksa kötü şeyler olabilir.
Ben o anda çocuğu inceliyordum.
Kahve rengi saçlarıyla koyu yeşil
gözleriyle tam bir harikaydı.
BRAD 'İN AĞIZINDAN
ona köpeyine tasma takmasını
söyleyince bana baktı bende ona
bakıyordum. Sarıdan kumrala
giden saçı ve kahve rengi gözüyle
gayet uyumluydu ve tatlı görünüyordu. Ve o anda bana
doğru yürümeye başladı köpeyi-ne tasmasını taktı ve bana gülümsedi
-gerçekten çok üzgünüm böyle
olacağını tahmin etmemiştim
bu arada benim ismim Emma
tanıştığınıza sevindim diyerek
elini sıktım
-bb benim ismim de brad memnun oldum
-köpeyin çok tatlıymış
-köpeyim mi ( ben kendim sanmıştım) diye içimden geçirdim
- evet köpeyin bende köpeyime
mama almaya gidiyordum o yüz
den şimdi gitmem gerek görüşürüz.