"jaem? yeni mi geldin?"
donghyuck yemek saatinden oldukça gecikmiş eşini beklemekten göz kapakları oldukça yorulmuştu. kolunun üzerine koyduğu başını kaldırmış uyku akan gözleri ile jaemine sesleniyordu.
"hmhm"
jaemin donghyucku onaylayıp yavaşça ceketini ve içinden çıkardığı araba anahtarını, cüzdanını ve gereksiz birkaç kağıt parçasını da bir kenara koyduktan sonra eşinin yanına yerleşmişti. ellerini naif bedenine sararken donghyuck da bir o kadar ona yaklaşıyordu.
"geç oldu odamıza gidelim mi?"
donghyuck uçuşmuş kafasının yerine gelse de yorgunluğunu atamıyordu gece boyu eşini beklemiş uykusu bastırsa da kendisini uyanık kalmaya epeyce zorlamıştı, eh pişman olduğu da söylenemezdi eşini epeyce seviyordu onun için her şeyi de yapabilirdi, yani sanırım.
"ben kıyafetlerimi değiştireceğim o zamana kadar bekleyebilir misin?"
"tabii, sorun değil."
yanağında hissettiği minik ama bir o kadar da donghyucku memnun eden öpücüğü onu güzel hissettirmişti.
verdiği sevginin kendine aynı şekilde dönmesi onu ayrıca mutlu ediyordu.
sonuçta donghyuck bu ilişkiye çok emek vermiş, ailesi ile arasında tartışmalar çıkarmış, iş hayatında sorunlar yaşamıştı.
tabii ikili de pes etmemişti daha özgür (ailelerinden uzak) bir şekilde yaşayabilecekleri ülkeyi, kanadayı seçmişlerdi.hayatlarında aldıkları en doğru karar da bu olabilirdi, jaemin iş konusunda şansı yaver gitmişti. kendi kurdukları hayatlarından büyük bir adım katetmişlerdi.
şimdi yaşadıkları seviyeye kolay gelmemişlerdi ikisininde çok payı vardı.
lakin donghyuck eşi yanında oldukça her türlü zorluğu aşabileceğini düşünüyordu.ee kanadaya geldikleri gibi de evlenmişlerdi, henüz çok uzun bir zaman da olmuyordu. yakın arkadaşlarının içerdiği küçük bir kutlama ile de resmi olarak evlilerdi.
yine de her şeye rağmen huzurlu ve mutlulardı.donghyuck yatağa girmeden yüzüğünü kutusuna koyarak her zaman gerçekleştirdiği rutini ile kutuyu abajurun yanına bırakmıştı. banyo ve uyku dışında donghyuck yüzüğünü çıkarmazdı aynı şekilde jaemin de iş görüşmeleri dahil her zaman takardı ona şans getirdiğine dair bir totemi bile vardı.
jaemininde gelmesiyle donghyuck da yatağa girmişti tabii birbiri ile uğraşmadan da duramıyorlardı.
jaemin donghyuckun zaafını bilip sürekli saçları ile oynuyor donghyuck da aynı şekilde ona karşılık verince işler garipleşiyordu."tanrım tamam tamam jaem bu kadar yeter"
donghyuck bir yandan gülmekten karnını tutuyor bir yandan da jaemine engel olmaya çalışıyordu. jaemin eşine hayır diyemezdi ellerini usulca çekmiş aynı şekilde yatağın sol tarafına uzanmıştı.
gün içinde ne kadar yorgun olursa olsunlar, ufak tartışmalar yaşansa da aynı yatağa girince bunlardan pek bir eser kalmazdı. yatağını bile paylaştığın birisiyle ne kadar uzak kalabilirdiniz ki?
belki de eşler için yatak ayırmak bu yüzden önem arz eden bir konuydu, kim bilir?ikili istese de birbirinden uzak kalamazdı orası ayrı bir konu olsun, donghyuck eşine sarılmadan rahat bir uyku bile geçiremezdi. bu yüzden şimdi abajurun hafifçe sarımsı bir ışık ile aydınlattığı odalarında, donghyuck eşine sımsıkı sarılıyordu.
"jaemin kapat telefonu uyuyalım"
"bekle birtanem bir görüşmem var şimdi seni bekleteceğim gibi sen uykunu aksatma ben gelirim tamam mı?"
"sensiz uyuyamadığımı biliyorsun"
"pekala, kısa tutmaya çalışacağım"
donghyuck eşinin bu hallerini sevmezdi. ona yeterli ilgiyi tam olarak veremediğini düşünürdü. bu iş konusu bazen onu rahatsız etse de sonuçta şu an yattıkları yatağa bile bu işe borçluydu, hâl böyle olunca donghyuck pek bir şey söylemezdi, sadece kendi kendine mırıldanırdı.aslına bakarsanız jaemin işine pek düşkün değildi şu an yazılım gelişmelerin üzerine çalışıldığı bir şirkette çalışıyordu.
hayatı rahat yaşamayı seviyordu.
ve şu an yaşadığı hayattan oldukça memnundu.
telefon görüşmesi bittiğinde sadece eşini görebilmek bile onu delicisine mutlu ediyordu.jaemin ve donghyuck kendi kendine yeten bir çiftti. birbirlerini oldukça sever, bunu belli etmekten asla da çekinmezlerdi. onlar birbirlerine sadık kaldıkları sürece hiçbir sıkıntı çekmeyecekleri de aşikârdı. huh belki sadık kalmayışları bile onları ayıramazdı. sonuçta onlar birbirlerini gerçekten seviyorlardı.
"ışığı kapatıyorum?"
"geç bile kaldın, kapat"
"iyi geceler güzel sevgilim"
donghyuck eşinin dudaklarına kondurduğu minik öpücükle, jaemin uyumak adına arkasına dönmüş eşinin saçlarını okşayarak uyutmasına izin verdi. ve donghyuck bunu tüm sevgisiyle yapardı.
size demiştim değil mi aynı yatağa girmek sorunların kökten olmasa da bir çözüm yolu olduğunu fakat bir sır vermem gerekirse bu bazen işe yaramayabilirdi.
belki de yarardı? tutarsızlık olması hoş.evet ben duramadim yeni bir fic yazdim.
acikcasi sunu soylemek isterim ki,
bu hikaye gerceklik iceriyor.
benim kendi hayatimdan bir parca.
icimde tutmak istemedim, aynisi olsun da istemedim devam ettiremezdim bu yuzden cogunlugunu degistirdim.
yine de umarim seversiniz✊😪
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i love your save burn :: nahyuck
Romance❝benim sırrım, benimle güvendeydi.❞ - - - @duckieln