"Hadi hadi hadi!"
Damiano bir hışımla Victoria'nın odasına tabiri caizse daldığında, uyuyan Victoria, uykusundan sıçrayarak kalktı. Bir kaç saniye ne olduğunu anlayamamıştı bile.
"Damiano!! Kapıyı çal! Neler oluyor!?"
Damiano onun aksine yaptığından gayet memnundu, hatta devam ediyordu. Elleriyle ona 'kalk' işareti yaptı.
"Hadi Vic, çalışmamız gerekiyor. Hadi kalk."
Oturur vaziyette duran Victoria'nın üzerinden yorganı çekiştirmeye başladı.
Victoria'nın asla olmadığı bir şey varsa, o da sabah insanı olmaktı. Ve bunu herkes biliyordu.
Erken kalkmayı sevmezdi, uyandırılmayı sevmezdi -özellikle bu şekilde-. Hatta kalktıktan yarım saat geçmeden konuşmayı bile sevmezdi. Bu yüzden de Damiano'ya sinirli bir şekilde bakmaya devam etti, bir yandan da gözlerini ovuşturuyordu.
"Tanrı aşkına David, saat kaç?"
Damiano onu umursuyor gibi görünmüyordu. Islık çalarak sonuna kadar kapanmış perdeleri açıp, odaya güneş ışığı girmesini sağladı.
"Sekizi on geçiyor."
"Kaçı kaç geçiyor!?"
Victoria gözüne güneş gelmesin diye eliyle siper yapmıştı ve ses tonunun yüksek çıkmasına engel olamamıştı. Neden bu kadar erken kalkması gerektiğini anlamıyordu.
Eline gelen yastığı Damiano'ya hızlıca fırlattı. O ise yastığı havada kapmış, tekrardan ona atmıştı.
"Stüdyo kaçmıyor Damiano, lütfen biraz daha uyuyayım."
Damiano Victoria sanki ona dünyadaki en salakça şeyi söylemiş gibi bakmıştı. Sonra da yanına gidip mızırdanan kızı tutup yatağından kaldırdı.
"Hayır canım, stüdyo kaçmıyor ama birincilik kaçıyor. Hadi ama Victoria, büyük finale iki gün kaldı. İki! Kazanırsak bunun bize ne kadar faydalı olacağını biliyorsun, o yüzden çalışmayı bırakamayız."
Victoria onun haklı olduğunu biliyordu. Eurovision'un finaline iki gün kalmıştı ve onlar, senelerdir şampiyon olamayan İtalya'yı sevindirebilirlerdi. Ayrıca hep hayal ettikleri gibi global bir grup olabilirlerdi.
Yenilgiyi kabul ederek başıyla onu onayladı. Zaten ne derse desin onu ikna edemeyecekti.
"Tamam, haklısın."
Damiano alt dudağını ısırarak gülümsedi. Onun elini öpüp kapıya doğru ilerledi.
"Diğerleriyle birlikte seni lobide bekliyoruz."
*
Victoria üstüne siyah bir büstiyer, kahverengi bir gömlek ve siyah bir kot giydiğinde hazırdı. Makyaj yapmamıştı çünkü hala tam olarak uyanık değildi, bu yüzden de enerjisi yoktu.Lobiye inmek için asansöre bindiğinde fotoğraf çekilip Instagram'a koymayı da unutmadı.
@vicdeangelis : zorla uyandırıldım @ykaaar 😾
Telefonunu çantasına atıp giriş katta indi. Grup onu koltuklarda bekliyordu. Komik bir şey anlatılıyor olmalıydı, Ethan ve Damiano gülüyordu.
Arkası dönük Thomas'a yaklaşıp onu yanağından öperek yanlarına geçti.
"Günaydın."
Kapıdan çıktıklarında siyah bir minibüs onları bekliyordu. Hotelin önünde iki, üç tane hayran vardı. Arabaya binmeden onlarla fotoğraf çekilip imza vermeyi ihmal etmediler.
"Eminim siz kazanacaksınız! Tüm İtalya olarak Cumartesi günü sizi izleyeceğiz!"
Ethan ve Thomas, bu tatlı hayranlarına teşekkür ettiler. Sonra da diğerleriyle fotoğraf çektiren Victoria ve Damiano ile birlikte araba bindiler.
Minibüsün içinde son bir aydır olduğu gibi yine Eurovision konusu vardı. Diğerleri konuşurken Victoria sadece esnemekle yetiniyordu. İçlerinde en heyecanlıları şüphesiz Thomas'tı.
"Sizce kazanabilir miyiz?"
Thomas bunu sorarken tırnaklarını kemirmeye başlamıştı bile. Ethan onun elini ağızından çekti.
"Sakin ol Tom. Elimizden geleni yapacağız."
Damiano kendini tutamayarak ekledi.
"Ve kazanacağız tabii ki. Bizden iyisi mi var dostum?"
Victoria onların bu hallerine gülmüştü. Uzaktan bakıldığında gerçekten üç küçük erkek çocuklarına benziyorlardı. Onları seviyordu. Onları anlatılamayacak kadar çok seviyordu. Resmen beraber büyümüşlerdi, aralarındaki bu bağ bu yüzdendi. Her şeyden önce, onlar çok iyi dostlardı.
Stüdyoya geldiklerinde hemen enstrümanlarının başlarına geçtiler. Leo'da onları orada karşılamıştı.
Leo grubun fotoğrafçısı aynı zamanda da yakın arkadaşlarıydı. Onlar çalmaya başladıklarında, Leo da Instagram için onları çekiyordu.
@thomasraggi__ : hazır mısınız? @eurovision
Damiano'nun bir kaç vokal egzersizinden sonra, grup Eurovision'da söyleyecekleri Zitti E Buoni şarkısını çalmaya başladı.
"Sono fuori di testa, ma diver... Durun durun."
Herkes çalmayı bırakıp Damiano'ya döndü. Bu dördüncü oluyordu. Ama Damiano bunun farkında değil gibiydi.
"Thomas, biraz daha hissederek çalmalısın. Yeteri kadar 'rock n roll' hissi vermiyor. Şampiyonluğa oynuyoruz, öyle değil mi? Tüm gücümüzü göstermemiz gerekiyor."
Thomas, baş parmağını yukarı kaldırarak onu onayladı. Damiano Ethan'a da bir şeyler söyledikten sonra tekrar şarkıya başladılar.
İşte, Maneskin buydu. Belki dışarıdan umursamaz, burnu havada gözüküyorlardı ama gerçek bambaşkaydı. Onlar yaptıkları işi gerçekten önemsiyorlardı, ve buralara kadar gelebilmek için çok çalışmışlardı. Ama hepsinden önemlisi, birbirlerine çok değer veriyorlardı.
İşte, Maneskin buydu.
HELLOOOO!! İkinci -teknik olarak üçüncü- hikayeme hepiniz welcome!! Bu bir Damoria hikayesi olucak anladığınız gibi. İkisini aşşırı shipliyorum ve SunsetAndThey inde yorumları üzerine dedim ki neden onlar hakkında fic yazmayayım??
Umarım hikayeyi beğenirsiniz, üçüncü kişi anlatımıyla yazdım çünkü benim için böyle yazmak daha kolay ve daha profesyonelmişim gibi hissettiriyor ahsjdkfk.
Neyse, öptüm o zamann <333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
truth or dare? [damiano X victoria]
FanfictionVictoria, yedinci shotını da hızlıca içtiğinde, etraf onun için daha da güzelleşmişti. Ethan ise, önünde duran boş bira şişesini hızla çevirdi. Şişenin uç kısmı, bir kaç saniye sonra Victoria'da durduğunda, heyecanla ellerini çırpıp arkadaşlarına b...