jungkook, still with you
🌼
Taehyung duvara asılı tabloların arasında gezinirken Jeongguk'a ait olanın önünde durarak batmakta olan güneşe yüzünü dönmüş iki erkek siluetine baktı, dalgalı deniz çıplak ayaklara vuruyordu.
Onların ikisi olduğunu biliyordu, omuzları birbirine değen iki bedenin saçları rüzgârda dağılıyordu. Parmakları içe kıvrılarak yumruk olurken gözlerinin dolmasına engel olamıyordu, Jeongguk'u çok fazla seviyordu ve bazen bu sevgi tüm vücudundan taşıyordu.
Onu ilk tanıdığı an zihninden silinip gitmiyordu, üniversitenin kafeteryasında oturmuş halde elindeki kitabı incelerken masadaki boş sandalyenin geriye doğru çekilmesi ile çıkan ses sinirini bozmuştu. Bakışları kitaptan kalkarak sandalyeye oturan kişiye baktığında elindeki buzlu kahveyi tutan beden sırıtarak ona bakarken "Kimsin?" diye sormuştu, onum verdiği cevap tüm hayatını değiştirmişti.
"Ben Jeon Jeongguk ve senden çok hoşlanıyorum."
Jeongguk böyleydi ve zaman içinde alışmıştı Taehyung, bir anda sever ve bir anda vazgeçerdi. Her günü farklıydı, onun bu halleri ve heyecanları ilk başta onun başını döndürerek mutlu etse de zamanla sorgulamalara sebep oluyordu. Taehyung kendisinin de bir anda sevilmekten vazgeçilen kişi olmaktan korkuyordu.
Onun umursamaz tavırları canını yakmaya devam ederken bir ilişki içinde gibi hissetmiyordu, Jeongguk'un yanında dolaşan ve bazı anlarda sevgilisi gibi davrandığı kukladan farksızdı. İnsanlar bunun farkında olarak üzerine gelirken Jeongguk'un ne zaman kendisinden sıkılacağına dair bahis açtıklarını bilmek gururunu kırıyordu.
Taehyung sevgilisi için gururunu, kalbini, ruhunu defalarca kez göz ardı etmek zorunda kalmaktan yorgundu, kim olduğunu unutarak sadece onun sevgilisi sıfatı ile var olmak onu bitiriyordu. Jeongguk sevgisinden biraz kırıntı bile gösteriyor olsa bunların hepsine katlanabilirdi lakin yoktu, sevgisine dair hiçbir şey yoktu, daha ne kadar kendi kendine evcilik oynamaya devam edebilirdi?
Düşünceler belinden karnına doğru dolanan kollar ile bölünürken Jeongguk'un ona kaç kez bu kadar içten sarılma verdiğini düşünmeye çabaladı ilişkileri boyunca. Saçlarında hissettiği dudaklar, Jeongguk'un burnunu kırıştırmasına sebep olacak yoğun parfüm kokusu ve ilk kez onun kollarında güvende hissettiği anlar.
İnsanların bakışlarının onların üstünde olduğunu biliyordu zira Jeongguk ona insanların içinde ilk kez böyle sarılıyordu. "Onlar biziz." dedi Jeongguk tabloyu işaret ederek, dudakları gülümseme ile kıvrılırken doğru tahmin etmiş olmanın verdiği bir haz duygusu vardı. "Taehyung." Jeongguk kulağına eğilerek adını fısıldadığında sıcak nefesi teninin gıdıklanmasına sebep oldu, kolları arasında yüzünü ona dönerken kimse umurunda değildi.
Jeongguk'un dudakları ilk hemen gözünün altında kalan bene, ardından burnunun ucundakine ve en son dudağının kenarında kalan bene değdiğinde iç geçirdi, onun dokunuşlarını seviyordu. Jeongguk kendisine nadir dokunurdu ama ne zaman tenleri birbirine değse Taehyung bir şeylerin ikisini de yaktığını bilirdi. Bu yüzden üç yıl boyunca Jeongguk'tan göremediği sevgiye rağmen onunla olmaya devam etmişti, tenleri içindeki hisleri asla saklayamazdı.