Bahar aylarından biriydi. Etrafa gecenin karanlığını kıran ince bir ışık süzülüyordu. Genç kız yorgun düşmüş ayaklarınız toprakta sürüyerek yürüdü. Acı çekiyordu. O güçlü kalbi artık bu olanlara dayanamıyordu. 16 yaşındaydı ama yaşadıklarını hiçbir zaman kimseye söylemedi. Hep güçlü gözükmeye çalıştı. Şimdiyse uzaklaşmaya çalışıyordu. Koşmak, bağırmak ve delice ağlamak istiyordu. Evet, çok acıklı bir şey gibi anlattım sanırım ama bu kız sevdiği adamdan ayrılmıştı. Onun kavga ettiklerinde duyduğu hakaretlere dayanamayıp ayrılmayı seçmişti. Ama pişmandı. Kız, yolda yürürken aniden ağlamaya başladı. Ve birkaç dakika sonra bu küçük göz yaşları yerini büyük hıçkırıklara ve daha çok göz yaşlarına bıraktı. Ondan uzaklaşmaya, onu unutmaya çalışıyordu. Ama geçmiyordu. Bir türlü ondan uzaklaşamıyordu. Sanki onun yanında yürüyormuş gibiydi. Bu yüzden kalbini söküp atmak istedi. Çünkü o genç adam onun hala yanındaydı. Hatta içindeydi. O genç adam, genç kızın kalbi olmuştu. Onsuz yaşayamıyordu. Nefes alamıyordu. Ama bunu yapmayı öğrenecekti. Öğrenmek zorundaydı. Çünkü genç kız, adamı üzüyordu ve bu onun canını çok yakıyordu. Onun mutlu olması için ayrılması gerekiyordu genç kızın.
Hayata yeniden başlayan bir kız ve onun ufak tefek hataları, düşüp kalkmaları ve hayatı kazanması için elinden geleni yapması. Belki klişe ama bu onun hikayesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşe Kalka
RomanceYorumlarınız benim için değerli. Lütfen bir yorum bırakın ya da mesaj atın :)