101 gün önce,
"Beyzaaa ben çıkıyorum geç kaldım"diye bağırarak çıktım evden cevap beklemeden koşa koşa merdivenden indim. Otobüs durağında gördüğüm otobüs 15K'ydı "Allah kahretsin ya cebimde kalan son otuz lirayı'da taksiye vericem simdi lanet olsun.Hayır stajyer ögrenci olunca noluyo köpek gibi çalışıyoruz ne diye maaş verilmiyo anlamıyorum. Bugün konuşucam artık ama müdürle" konuş Eylül konuş aynen haftada 4 gün ayni şeyleri söylemiyosun sanki.Dediğim gibi son otuz liramı elim titreye titreye taksiciye uzattım.Her sabah bu şirketin önüne gelince hayran hayran binaya bakmadan yapamıyorum alışkanlık oldu resmen kendimi toparlayıp turnikeye kartımı okutup içeri geçtim bugün iki büyük toplantı var ve stajyer avukatlar toplantıya giremiyolar. Toplantıya girebilmek için savaş vermem gerekiyor sanırım ne kıl bi patronumuz var anlamıyorumki. Yok ben şirketteyken üst kata stajyer çıkmicak yok soru sormaları yasak manyakmısın amına koyayım sen anandan avukat olarakmı doğdun bende Eylülsem o toplantılara girerim.
Düşüncelerimden sıyrılıp masama oturdum bilgisayarımı açıp ilk iş meğilere bakmaya başladım. Yine yine saçma işler müdürüymüşüm gibi çevirileri yollamışlar Allahım dilekçe çevirmek ne ya ben dilekçe yazmalıyım. 12 dilekçeyi,düzeltiyorum Almanca, Fransızca,İtalyanca ve İngilizceden oluşan 12 dilekçeyi Türkçeye çevirmeye başladım. 3 saatin sonunda 9 tanesini bitirip kafamı kaldırmamla Mertle göz göze gelmem bir oldu "ay sen nesin ya bu ne yakışıklılık yine simsiyah takım elbisesini giymiş ay inşallah düğünümüzdede giyersin Mertcim." İç sesimi savuşturarak gülümsedim.
"Günaydın Eylül bu ne neşe" aynen kardeşim baya neşeliyim.
"Dur kız kardeş deme lazım olur"
İç sesime yumruk atmak istiyorum şuan.
Merte dönüp "sorma canım 4 ayrı dildeki dilekçeleri Türkçeye çeviriyorum nasıl mutlu olmayayım hayır stajyer avukatmıyım çevirmenmi belli değil bukadar çeviriyi farklı şirkette yapsam kaç para kazanırdım haberin varmı senin." Okadar hızlı konuştumki derin bi nefes almak zorunda kaldım. Mertse karşımda kahkaha atıyodu. "Dur öyle gülme yine odaktan çıktım.""Ya Eylül sende olmasan çekilmez bu şirket" ya ne demessin."ne diceğim Mert şu yurt dışından gelen iki büyük dava Fransız ve Alman iki şirket o toplantıya girmem lazım."
Gözlerini fal taşı gibi açmış bana bakan Merte baktım. Sanki İstanbulu baştan feth edelim dedim çocuğa. "Nasıl yaparız hiç bir fikrim yok ama bende girmek istiyorum"deyince yüzüne dikkatlice baktım kızarmış gibiydi sandalyeden kalkıp Mert'e yaklaştım elimi anlına koydum ee ateşide yok. Naptımı anlamaya çalışan Merte bakıp gülmemek için dudaklarımı dişledim." Kıpkırmızı oldun oğlum bu ne hâl bi an ateşin çıktı sandım" deyip yerime geçtim derin bi nefes aldı sanki bişey saklıyomuş da rahatlamış gibi.Mavilerini gözlerime dikip bikaç saniye oyalandıktan sonra gülümseyip masasına geçti. Sanki bişey düşünüyo gibiydi.
Mert burda çalışan avukattı yeni mezun olup direk burda işe başlamıştı koskaça SCALES AND BALANCE ' de ilk iş deneyimini alıyodu umarım bende burda kalırdım.Diğer çevirileride tamamlayıp bikaç dilekçedeki hataları farkedip postitlere düzenlenmesi gereken yerleri yazip dosyaların arasına koydum.Saate bakıp öğle arasına 5 dakika kaldığını görünce dosyalarımı alıp bölüm şefinin yanına geçtim. Ali abi muhteşem bir müdür ve ev sahibidir. Benim hem müdürüm hemde ev sahibim işte burda staja alınmamın yüzde elliside Ali abinin referans olmasından kaynaklı. Eh zaten diğer yüzdesi benim üstün zekam sayesinde. şuraya bi piç gülüşü bırakalım.
"Patron bunlar meğildeki çeviriler." Deyip dosyaları masasına bıraktım."Kızım nezaman bırakıcaksın aniden gelmeyi" "patron beni en iyi sen bilirsin hâlâ alışamadıysan ben napayim" gülümseyip arkamı dönücekken Ali abi muzip bi ifadeyle "kızım bak bırak git avukatlı çevirmen ol anasını satayım ne diye burdasın" demesiyle suratımı astım adam haklı oğlu haklı resmen.,"neyse patron ben yemeğe çıkıyorum." Deyip yanından ayrıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bilmiyorum
ChickLit"Tüm duygular yeterince fazlalaşırsa zıttına dönüşür." Fazla nefretten aşk, Fazla mutsuzluktan sonra mutluluk, Fazla mutluluktan sonra mutsuzluk gelir. Herşeyin fazlası zararmıdır? Onu bilmem ama sana olan duygularım hep çok fazla Merih çok fazla a...