Ada Çınar;
Alarmın sesini duymam ve yerimden irkilmem bir oldu. Oflayarak kalktım ve ayaklarımı yere sarkıtıp 5 dakika boyunca halının desenlerini inceledim. Halının desenlerini inceleme işim bitince kalkıp kısa bir duşa girdim. Çıktıktan sonra dolabımı açmam ve kapatmam bir oldu çünkü dolabım aşırı dağınık dolabımı yavaşça tekrardan açıp dikkatlice içinden bir kot pantolon ve bir tan bluz çıkardım ve hemen dolabın kapağını kapattım. Yatağımın üstündeki telefonumun saatine baktım ve şok oldum çünkü saat 08.30'du ve benim 09.00 da iş yerinde olmam gerekiyordu. Hızlı bir şekilde dolaptan çıkardıklarımı üstüme geçirdim ve koşarak aşağı indim, tam mutfağa girecekken vaktimin olmadığı aklıma geldi ve kapıya doğru yöneldim. Evden nasıl çıktım ve buraya nasıl geldim bilmiyorum ama odamın kapısını açtım ve masamın hemen yanında arkası dönük biri vardı. Geç kalmıştım! hızlı bir şekilde masam yerleştim ve yönümü adama doğru döndüm
''15 dakika geç kaldın'' adam sert bir şekilde konuşunca az da olsa irkildim
''Özür dilerim ilk defa oldu bir daha olmaz. Başlayalım isterseniz?'' Adam bana cevap vermedi ve yavaş, yavaş beni süzmeye başladı. Bakışları çok rahatsız ediciydi
''İsminiz nedir?'' adam sert bir şekilde bakışlarını yüzüme çevirdi ve biraz da yüzümü süzdükten sonra yine set bir şekilde cevap verdi
''Deniz''
''Peki rahatsızlığınız nedir?'' adam sert bir şekilde ayağa kalktı ve bir anda bağırmaya başladı
''SEN BANA DELİ MUAMELESİ YAPAMAZSIN'' dediğinde üstüme yürümeye başladı ve bir anda boğazıma yapıştı tam o sırada kapının açılma sesini duydum ve arkadaşı ya da başka biri çocuğu üstümden almaya çalıştı. Tam gözüm kararıyordu ki boğazımdaki baskı gitti ve şiddetli bir şekilde öksürmeye başladım. Kendime geldiğimde adama baktığımda elleri titriyordu ve hızlı nefes alıp veriyordu ve yanındaki adama bağırmaya başladı
''Kadına bak bana gelmiş deli muamelesi yapıyor'' dediğinde olduğum yerden bir adım atıp konuşmaya başladım
''O zaman neden geldin buraya'' dedim kendime hakim olamayarak. Bu sefer yanındaki adam konuşmaya başladı
''Onu buraya zorla ben getirdim'' dediğinde bende adama dönüp konuştum
''Bu seansı sizinle devam ettirsek çünkü arkadaşını-'' adam sözümü kesti
''Olur'' dedi ve yanındaki adam arkadaşından sert bir şekilde kolunu kurtardı
''Ben kendim çıkarım size gerek yok'' dedi ve kapıyı sertçe kapatarak çıktı
''Kusura bakmayın kendisi biraz sinirlidir'' dedi
''Onu anladık zaten'' dedim ve tekrardan yerime oturdum ''Buyurun sizde oturun'' dedim ve sandalyeyi gösterdim adam bana gülümseyerek baktı ve sandalyeyi çekip oturdu
''Arkadaşınız sinir hastası olduğunu anladım ama sanki başka bir derdi var gibi gözüküyor çünkü gözleri kan çanağı gibi ve gözlerinin altı mosmor''
''Arkadaşım sinirlerini kontrol edemiyor ve sinirini ya bizden ya da kendinden çıkarıyor ve geceleri de belki bir saat belki belki yarım saat uyuyor. Uyuduğunda da sürekli bağırarak uyanıyor.''
''Geçmişi nasıl peki biliyor musunuz?''
''Evet çocukluk arkadaşıyız. Babası ile kardeşi gözleri önünde öldürüldü ve annesi onu terk etti.'' dediğinde aklıma babam geldi ve bir kez daha daha ondan nefret ettim
''Bu seansı burada bitirsek bir dahaki seansta Deniz Beyin kendisiyle görüşsek daha iyi olacak''
''Ha bir de şey diyecektim Denizin gece uyuması için ilaç ya da hap gibi bir şey verebilir misini?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
Teen FictionBirbirimiz için imkansızdık ta ki İNTİKAM duygusu ortaya çıkana kadar...