Kyungsoo daha fazla Sehun'un gözü önünde olmamak için, sağ diyarın daha tenha bir yerinde oturmuş gökyüzünü izliyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Luhan'ın cenaze töreni yapılmış. Sehun'un isteği üzerine cesedi yakılmak yerine gömülmüştü. Hava çoktan kararmış, herkes Sehun'un yanındaydı.
Bu geceyi onun yanında geçirecekler. Yarın ise ne yapılması gerektiğine karar verilecekti. Tabi ki bu yaptığı Kris'in yanına bırakılmayacaktı.
Arkasından hafif bir çıtırtı duyduğunda hemen yerinden kalktı Kyungsoo.
"Afedersin korkuttum galiba seni."
"Dalmıştım."
"Oturabilir miyim?"
"Elbette. Varlığım hep uğursuzluk getiriyor değil mi Kai?"
"Bunun seninle alakası yok."
"Hayır var. Kendimizi kandırmayalım. En başından Tao'nun Kris'in hayatına karşılık istediği şeyi yapmayı kabul etmeyecektim."
"Çoğu zaman yanlış kararlar verebiliriz Kyungsoo. Sonuçlarını bilemezdin."
"Özür dilerim."
"Ne için?"
"Sana yaşattıklarım için. Aslında haklıydın biliyor musun? Belki ben olsam aynını yapardım. Belki de daha fazlasını."
"Ne yapmaya çalışıyorsun Kyungsoo?"
"Hiç. Sadece özür dilemek istedim."
"Genelde bu tarz konuşmalar veda konuşmaları olur."
"Henüz ölmeye niyetim yok Kai."
"Buna sevindim." dediğinde, Kyungsoo ona tebessüm etti ve Kai'nin hiç beklemediği bir anda dudaklarını onun dudaklarına bastırdı.
Kai ilk anda öpücüğün gerçekliğiyle şok oldu. Sonrasında ise dayanamayarak ona karşılık verdi. Öpücüğü başlattığı gibi yine Kyungsoo bitirdi. Kai, bu hareketini anlamlandıramayıp ona bakıyordu.
"Neydi bu şimdi?" diye sordu şaşkınlıkla Kyungsoo'ya.
"Belki de son öpücüğümüz. Gitsem iyi olur. Lay beni arıyordur." diyerek Kai'nin yanından kalktığında, Kai adeta yerinde çivilenmiş gibi bir süre daha oturmaya devam etti.
Kai aniden yerinden fırladı "Hayır asla böyle bir şey yapmazdı. Bir şey planlıyor." diye içinden geçirdi. Sağ diyarın merkezine geldiğinde Xiumin'i gördü.
"Hey.. Xiumin."
"Efendim Kai. Neden böyle telaşlı görünüyorsun."
"Kyungsoo'yu gördüm mü?"
"Evet. Az önce onları uyuyacakları odaya götürdüm."
"Onlar?"
"Lay ile birlikte." deyince Xiumin, Kai bir nebze olsun rahatlamıştı.
