11. Bölüm

1.4K 25 0
                                    

Fatih beni kucağına aldığı gibi havaalanina götürmüştü. Ona burda ne hatırlamam gerekiyor? Diye sordum.

Hiçbirşey dedi güldü ve arkasına dönüp yürümeye başladı. Aklıma bu adam ama yüzü tam yok yine birseyler söylüyor ve gülerek arkasına dönüp gidiyor. Ama benim için önemli olan yüzüydü. Onuda hatirlayamiyordum. Fatih arkasına baktı ve beni öyle kendimi suçlar gibi durduğunu fark etti. Nerden anladı bilmiyorum ama bana

Bu senin suçun değil benim suçum eğer ben senin üstüne gelmeseydim belkide suan sen normal olacaktın. Dedi. Ben de biraz kabaca ama ben seni hatırlamıyorum neden buraya geldin ve sen kimsin neden bu kadar seni hatırlamamı istiyorsun madem

Oda bana ben senin kardeşinim ve beni hatırlamak gerekir. Dedi haykırarak o lafına 2 dk sonrada şimdi benimle gelecek misin yoksa burda kalıp kendini suçlamalarına devam mi edeceksin? Diye sordu. Sanki hayatımın en zor sorusunu  cevaplayacaktim. Ama beni bu kadar zorlayan neydi bilemedim. Sonuçta onu tanımıyordum. Ve ondan hoşlanmıyordum. Ama beni bu kadar zora sokan neydi hiç bilmiyordum.

Ona -daha doğrusu ben dedim mi onu bile bilmiyorum- sadece evet gelirim dedim. Sozumden hemen sonra da New York- Türkiye uçağımız kalkmak üzere lütfen yerlerinizi alınız.  Diye duyuru yaptılar. Fatih elimi tuttuğu gibi koşmaya başladı.  Ona New York ta ikimizin ne olmsdugunu sordum. Bana soru yok dedi. Sonrada hepsi senin iyiliğin için dedi.

İşte New York... Hayallerimin gerçek olduğu ülke...

Ben geliyorum New York...

Üvey ÂşıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin