2.BÖLÜM

51 2 0
                                    

15 Eylül, okulun ilk günü. Herkes gibi okuldan nefret edenlerdenim. İlerde pişman olucağımı bile bile nefret ediyorum. Ayaz bizim okul da olsaydı işler değişirdi.

Alarmları severim. Çünkü onlar olmasa uyanamam. Milletin annesi kızlarını kaldırıyo tabi. Benim annem erken kalkıcak da, beni uyandıracak da, nerde? Hepsi hikaye.

Yüzümü yıkamaya gidene kadar gözlerimden uyku akmaya devam ediyordu. Genelde cici bebe yerim. 17 yaşımda olduğum hâlde. 1 kâse dolusu bebek bisküvisi yiyince, okul kıyafetlerimi giymiştim. Gri etek, beyaz gömlek ve mat siyah kilotlu çorap. Nefretimin yarısı diyebilirim. Genelde Özge' yle okula giderim. Zorla arkadaş olmak kadar zor bişey yok. Aslında Ayaz' la Özge ayrıldığına göre benim Özge' yle arkadaş olma zorunluluğum da ortadan kalktı. Peki ben bunu Özge' ye nasıl söylicem?

'' Günaydın, naber? '' '' Sevgilisinden yeni ayrılmış birisine bu soruyu mu soruyosun? '' Onu boşver de, ya Ayaz beni sevdiği için senden ayrıldıysa?'' '' Cansu, deniyosun sen benim sevgilim de gözün mü var? '' '' Pardon ama sevgiln değil, eski sevgilim. '' '' Seni kardeşim gibi gördüm. Hayırdır olum sana?''

Özge'yi ilk defa bu kadar sinirli gördüm. Söz konusu Ayaz olunca öyle oluyor işte.

'' Tamam, Özge '' '' Nesi tamam be, siktir git ! '' 

Evet, okula vardım. Tabiki Özge'den kurtularak. Yapmam gereken tek şey buydu. Durduk yere kavga çıkarmak. Peki ben Ayaz' la nasıl görüşcem? Eski şubemin olduğu sınıfa girdim. Doğru, burası benim sınıfım. En arka sıraya geçicekken bizim eski, kendini okulda popiler zannedenler doldurmuş. Mecburen bir ön sıraya oturdum. Muhtemelen 11. sınıf kitaplarını alıcaktık. Hangi insafsız okulun ilk günü ders işler ki. Müdür yardımcısı sınıf kapısının girişinden, '' zemin katta ki resim odasına gidip, kitaplarınızı alın. '' dediğinde herkes arkadaşının koluna girip yürürken, ben de saf gibi yürüdüm. Yan sınıfta, aşşağıya doğru ilerliyordu. Tabi ki Özge hemen maydonoz gibi herkesi itekliyerek en önden yürüyordu. Onu gördüğüm de, onun mal gibi sözlerine yakalanmamak için tempolu yürüdüm. 4. kattan zemin kata inmek te neymiş. Sırf işkence. Kitaplarımızı aldık. Bir de şu işin yukarı çıkması da var. Hemde kitaplarla.

Sınıfa çıktığımız da ders işlemeyiz diye herkes telefonu açmış, mesajlaşıyordu. Bende telefonumu çıkardım. Yanım da asla telefon eksik olmaz. 3 cevapsız arama ve bir mesaj. Mesaj Ayaz' dandı. Onunla konuşmam gerek ama önce sessiz bir ortama gitmem lazım. Tuvalette gidince Ayaz' ı arıyordum. Yeterli bakiyeniz olmadığı için...... Hay, böyle işin ben. Şimdi bana kim telefonunu verecekti. Sınıfa doğru koştum. '' Ya kanki telefonu 2 dakika verir misin? '' '' Tamam, da napıcan? '' '' Birisini aramam gerek '' '' Tamam. '' En arka sıradan '' Cansu, kontürün mü bitti. '' '' Sen nerden duydun? Bi git işine ya '' Neyse ben onları sevmediğim gibi onlarda beni sevmiyo. 

'' Alo, Ayaz. Beni aramışsın. '' '' Evet. Okuldasın biliyorum. İlk gün ders işlemessiniz, serbest bıraktıklarını düşündüm. Doğru mu? '' Serbestiz. Söyleyebilirsin. '' '' Biliyosun, romantik ve jest yapmayı beceremeyen birisiyim. Daha doğrusu odunum. O yüzden hemen söylicem. Benim le çıkar mısın?'' 

EVET. BU KADAR. YORUM VE VOTE BEKLİYORUM. ELEŞTİRİSİNİN HER TÜRLÜSÜNE AÇIĞIM. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 18, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İHANET EDEMEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin