bana hyung deme

164 18 8
                                    

Altında yatan, nefesinden buram buram içki kokan küçüğünün gözlerine uzunca bakan Changbin, ara ara dudaklarına giden bakışlarıyla anın keyfini çıkarıyordu. Ellinin biri Felix'in beline ilişiyorken ince kıvrımlarını tanıyordu. Diğer eli yerden güç almak için kenarda duruyorken Felix'in o eline bakıp koluna aniden küçük buseler kondurması Changbin'in suratını güldürmüştü. Felix'in belinde olan eliyle bir anda yukarı çekip havaya kaldırması, Felix'in bakışlarını tekrar kendisine çekmişti. Küçük bir sırıtış sunan Felix kollarını Changbin'in boynuna dolayıp ellerini saçlarına daldırması sonucuyla ise Changbin zevke gelmişti. Eli Felix'in kalçasına ilerleyen Changbin küçüğünün kıkırtısını işitince daha çok sırıtmıştı.

"Benden hoşlanmadığın, sadece vücuduma hayran olduğun ne kadar da belli Changbin. Eğer bana karşı bir ilgin olsaydı ilk dudaklarımla oynardın."

Küçüğünün sözleri karşısında bütün iştahı yok olan Changbin diğer elini de yere tutturunca kollarını aşağı düşürdün Felix.

"Nasıl? Güzel zevk verebildim mi sana?"

"Dudaklarına direk oyun sergilersem hazzıma dayanamazsın. Çatının kiremitleri üzerinde, mart kedileri gibi s*x yapmak istiyorsan bana uyar."

"Şu an dayanamayan sensin Seo Changbin. Ben gayet rahatım."

Tek kaşı gülerek havalanan Changbin kendisini küçüğüne bastırdığında ufak çaplı bir yutkunma geçirmişti Felix.

"Bir kez daha düşün istersen?"

"Tasmayı boynuna dolayana kadar aklından geçen o geceyi yaşatmayacağım sana Seo Changbin."

Changbin'i ittirip altında çekilen Felix, kenarda duran yarım kalmış içkisini de kafaya dikmişti. Buna karşı ona düz suratla bakan Changbin omuzlarını düşürmüştü.

"O gün geldiğinde bunun acısını çıkaracağım Lee Felix."

~ × ~

"Ee? Salıncakların üstünde öylece oturacak mıyız Jeongin?"

"Sallanalım?"

Yavaş yavaş sallanmaya başlayan Jeongin'in salıncağının kendisine yakın demirlerinden tutarak sarsıntılı bir şekilde durduran Chan, küçüğünün gözlerine dik bakışlar atmıştı.

"Konuş, Jeongin."

Gayet sert tavırlar takınmış olması Jeongin'i biraz ürkütse de yutkunarak konuşmuştu, "Tamam, kızma."

Salıncak demirlerinden ellerini çeken Chan Jeongin'in konuşmasını beklediğinde dudağını dişleyerek baktı Jeongin.

"Biliyorum senden çok küçüğüm. Bu çok saçma bir düşünce.. ama senin de tavırların biraz beni etkiledi. Sanki benden hoşlanıyormuşsun gibi?"

"Ne?"

"Bana ilgin var mı Chan hyung?"

"Alıştıra alıştıra sorsaydın bari. Ne alaka şimdi?"

"Hyung, bana doğruyu söyle."

"Doğru"

"Ne?"

"Doğruyu söyle dedin ya. Doğru diyorum. İngilizcesi true olan."

"Dalga mı geçiyorsun?"

karşı nümeroHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin