karşı nümero

hyunin or jeongchan, hyunmin or seungchan

Günün son dersini de bitiren Hyunjin hiç istifini bozmadan eli cebinde binadan çıkmış, gayet sakin bir şekilde yürümeye başlamıştı. Tam bu esnada bir anda koluna giren iki elle yanına baktı.

"Sevgilim neden beni beklemeden yürüyor?"

Bakışlarını önüne çeviren Hyunjin bir cevap vermeden önce yürümeye devam etmiş, sonrasında sakince "Yavaş yürüyordum, sen de yetiştin." demişti.

"Ayıp oluyor ama. Sevgilini beklemelisin."

Adımlarını durduran Hyunjin Seungmin'in de durmasına neden olduğunda gözlerine odaklı baktı.

"Beni gerçekten sevgilin olarak görüyor musun Seungmin?"

"Görmesem birlikte olur muyduk?"

"Bir inat uğruna olurduN."

"Bir inat uğruna olduK."

"Ne?"

Arkalarından geçen Jisung ve Felix, ikilinin bakış açısına girdiğinde suskunlaşmıştı hyunmin çifti.

"Seungmin, gelecek misin?"

"Dedim ya, bu gün sevgilimle yemeğe çıkıyoruz. Jeongin'ler de gelecek."

"İyi eğlenceler öyleyse."

Jisung ve Felix uzaklaşırken Seungmin bakışlarını Hyunjin'e çevirdi yine.

"Prova yapmamız gerekiyor gibi duruyor Hyunjin. Donuk bakışların hiç samimi gözükmüyor. Jeongin'i nasıl elde etmeyi düşünüyorsun?"

"Doğruyu söyle, Chan'ı arzuluyorsun değil mi?"

"Kıskanmış olamazsın?"

"Kıskandım desem benimle devam mı edeceksin?"

"Sen de fena değilsin Jinnie. Olabilirdik."

"Bana Jin deme diye bir daha uyarmayacağım."

"Yoksa?"

Bakışları gayet dik ve kendinden emin bir şekilde Hyunjin'e bakıyordu Seungmin. Olacaklardan hiç korkusu yoktu ve başına ne gelirse gelsin kendine çevirmeyi iyi bildiğinden gücüne güveniyordu.

Bakışlarını devirip kolunu silkerek Seungmin'in elleri arasından kurtarmış, yoluna ilerlemişti Hyunjin. Buna karşılık yana kıvrılan dudakları eşliğinde arkasından bakmış, yavaş adımlarla o da ilerlemişti peşinden.

"Jin, Jin, Jin... Seni kendime aşık edebilirim."

"Ne saçmalıyorsun?"

"A? Jin dememe sinirlenmedin mi?"

"Defol Seungmin."

"Oysa ki benimle başlattığın ilk konuşma ne hoştu. Devam edememen kötü. İşimize yaracak olana devam etmelisin Jinnie~"

"Öyle mi?"

"Hmhm~"

Bir anda Seungmin'in bileğinden tutup duvara yaslayan Hyunjin, yüzlerini birbirlerine yakın kılarak baktı o'na. Aynı zamanda dişlerini de sıkıyordu.

"Waow! Haşin" kıkırdamaya başladı Seungmin.

"Ne istiyorsun söylesene? Chan'ı arzulayan bir itsin."

"Ay kıskandın sen."

"Saçmalama"

"Sanırım seni kendime aşık ediyorum?"

"Bunu bir daha yapma."

"Aşık etmeyi mi?"

"Gerizekalı!"