Evren büyük bir Hiçlik ile çevrelenmişti. Sonsuz bir boşluğun içinden güçlü bir ışık belirdi. Bu ışık sonsuz karanlığa ışığını yaydıkça şekil veriyordu. Önce gezegenler belirdi, ardından yıldızlar. Sonsuz boşluk ışığın gücüyle varlıkla doluyordu. Işık yayılmayı kestiğinde evrenin neredeyse tamamı hiçlikten sıyrılmış ve varlık kazanmıştı. Artık ışık var olan her şeyin içine nüfus etmişti. Böylelikle hiçliğin içinden zuhur eden ve tüm hiçliğe yayılan bu ışık yarattığı her şeye içkin bir şekilde bağlandı. Böylelikle evren yaratıldı ve ilk görünüşünü almış oldu.
Tek bir bilinç vardı evrende, evren bilinç ile özdeşti. Var olan bu bilinç kendine devinim verdi. Hareketin varlığı ile zamanın başlangıcı oluştu. Zamanın başlamasıyla birlikte tek bilinç zamanına tanıklar bırakmak kendi bilincinden bilinçli yeni canlılar yaratmaya karar verdi. Böylelikle ''kadimler'' bilinçlendi. Ardından ''Bitkiler ve Hayvanlar'' temel dürtülerde evrene yayıldı. Tam anlamıyla bir bilinç Böylelikle tüm evren yaşam ile tanıştı. Tek bir bilinçten var olan bu yeni bilinçler kendi iradeleriyle artık vardı. Bu iradenin gücü ışıktan ne kadar pay aldıysa o kadar yetkindi yaratılmışlarda. En büyük pay kadimlerdeydi. Bilinçleri diğer tüm var olanlardan üstündü. Ama kendilerinin yaratma, hiçliğe şekil verme gibi yetenekleri yoktu. Buna karşılık var olan bilinçleri istekleri dahilinde değiştirme, manipüle etme değişme gibi yetenekleri mevcuttu.
Böylelikle kadimler var olduktan sonra belli yetenekleri ile evrene yayıldılar. Çok uzun yıllar boyunca evrenin uçsuz bucaksız köşelerinde dolandılar ve bir birlerini bulmaya başladılar. Başlangıçta var olan kadimlerin tam sayısı bilinmez. Fakat Her galaksiye bir kadim düştüğü bilinir. Kadimler aynı zamanda hiçliğe şekil veren ışıktan haberdardılar. onun sesini duyabiliyordular. Varlığın başlangıcından var oluş nedenlerinden haberdardılar. Böylelikle Kadimler ışığın yarattığı boyaları ressam titizliği ile şekillendirdiler. Evren böylelikle son şeklini aldı.