"Elena yemek hazır aşşağıya gel!"
Hah herşey herzaman ki gibiydi annem olan kadın (annem olduğundan emin değilim) gene sinirliydi hissediyordum. Oflaya puflaya aşşağıya indim.
O:Elena ne zaman kız gibi bize yardım edeceksin!
-Olivia kes sesini!
O:Bana Olivia değil abla diyeceksin.
-Yeter ya ne istiyorsunuz siz benden?!
D:Elena yeter kapa çeneni ve odana çık!
-Anne sen zaten hep onu savun tamam mı? Ben senin kızın değilim zaten.
D:Ablan kız gibi davranıyor evet. Yakında nişanlanacak ve güzel bir ailesi olacak. Peki ya sen? Sen hergün arkadaşların ile içip,sıçıp gez!
-Hahahaha Felton ailesinin biricik oğlu ablamı seviyor mu sanıyorsun? Adama kızını yamadın resmen!
O:Terbiye sınırlarını aşma!
-Sanki ya-Yüzüme yediğim tokat ile cümlemi tamamlayamamıştım. Annem hala bana sinirli gözler ile bakarken hızlıca odama çıktım üzerimi giyindim,kulaklıklarımı taktım ve spor ayakkabılarımı giyip hışımla çıktım. Kendimi ne kadar sakinleştirmeye çalışsam da ellerim titriyordu. Şarkıyı tekrar edersem geçer diye düşünüp mırıldanmaya başladım.
I'm just so tired to share my nights.
I wanna cry and,I wanna love,
But all my tears,have been used up.
On another love,another love.
All my tears have been used up.
On another love,another love...
Gözlerim iyice dolduğunda daha fazla tutmadım artık. Ağlamaya başladım...
Bir süre sonra saatin 00.14 olduğunu fark ettim. Oturduğum bankdan kalkıp o iğrenç eve doğru yürümeye başladım.
Kapının önüne geldiğimde hala salonun ışığının yandığını gördüm. Kimsenin beni bu şekilde görmesini istemiyordum. Gözyaşlarımı sildim ve kapıyı açtım. Her ne kadar kafamı çevirmek istemesemde yabancı gelen bir sesle sağıma döndüm.T:Sana da merhaba güzelim.
-İşine bak Felton. Hem senin bu saatte burada ne işin var.
T:Hmm belki yakında ablan ile nişanlanayacağım içindir güzelim.
-Bana güzelim demeyi kes ve ablamla ilgilen benimle değil!
T:Hey hey sakin ol. Ağlamış gibiydin yardım etmek istedim sadece.
-Senin yardımına ihtiyacım yok çok sevgili "enişteciğim".
T:Peki.Üzülmüş gibiydi. Biri daha benim sayemde üzülmüştü. İnip özür dileme fikri aklımdan ve kalbimden çıkmasada hiçbirşey yapmayacaktım. Duşa girmeye karar verip üzerimdekilerden kurtuldum. Kışın ortasında soğuk su ile duş almak gibi bir fikrim olsada biryerlerim yemediği için sıcacık yıkanıp çıktım. Hızlıca üzerimi giyinip saçlarımı kurutacaktım ama saç kurutma makinasının burada olmadığını fark ettim. Tepinerek aşşağıya indim ve bağırmaya başladım.
"Olivia saç kurutma makinesi nerede!?"
Oturdukları yere ilerledim gördüğüm manzara ile kusacaktım. Tom ablamın saçlarını kurutuyordu hemde kucağında!
-Oh bende kurutma makinasını arıyorum 2 saattir. Verin benim makinamı. Hem kim aldı benim makinamı?
O:Tom aldı. Ben saçımı yıkamıştım o da kurutuyordu.
-Yorum yok gidin başka yerde kurulanın!Makineyi müstakbel eniştemin elinden kapıp odama çıktım. Ablamın yüz ifadesini tahmin edebiliyordum. Saçımı kurutup Tom ve ablamın kahkahalarını duyamamaya çalışarak uyuya kaldım.
***
-Efendim Dylan?
D:Naber güzelim?
-Idare eder O'brien.
D:Şimdi O'brien mi olduk?
-Evet.
D:Sende olsana.
-Kes sesini sen benim kankamsın.
D:Ee daha daha?
-Müstakbel eniştem ve ailesi gelecek akşam yemeğine kıyafet seçiyorum.
D:Sakın dekolteli birşey giyme.
-Hmm düşünmem gerek.
D:Bak gelirim oraya ha!
-Sen bilirsin kankacım.
D:Kızım sen ne inat birşeysin ya. Kocana acıyorum.
-Bende karına.
D:Neyse git kıyafetini seç sonra da bana fotoğraf at.
-Bakarız.