02 | park jimin.

76 22 16
                                    

"insan kazanmak için kumar oynamaz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"insan kazanmak için kumar oynamaz. kazanmak işin kılıfıdır daima; temelinde hırs yatar."

--

ben park jimin.

'kumarda kaybeden aşkta kazanır,' lafının koca bir yalan olduğunu yaşayarak deneyimledim ve geri dönüşü olmayan bu yola saptım.

kumarda kaybettim, aşkta da kaybettim.

ben hiç kazanamadım.

-

eve geldiğimde, evin tamamen boşaldığını gördüm.

hiç kimsenin olmadığını.

nişanlım, yoktu.

ve ben bunun nedenini tahmin etsem de inanmak istemiyordum.

gerçekler acıtıyordu.

çok fazla acıtıyordu.

-

dünyamın başıma yıkılması, saniyeler sürmüştü.

ezilen ruhumun ağırlığı altında un ufak olmuş, kaybolup gitmiştim.

terk edilmenin verdiği o his tarif edilemezdi.

özellikle, tüm dünyanızın merkezi o olmuşken.

benim tüm dünyam ondaydı ve gidişiyle, kendi kurduğum dünyamı başıma yıkmıştı;

ve ben, ondan sonra oynadığım tüm kumarları kaybettim.

-

'son el jimin. bayağı zarardasın, ha? ortaya ne koyacaksın?'

'arabamı,' dedim hiç düşünmeden.

kaybediyordum ama hırsım yüzünden masadan kalkmıyordum.

şeytanın masasına oturmuştum.

oyun oynandı, kaybettim. ben ondan sonra, hep kaybettim.

-

cebimdeki son yirmiliği de tekelde harcadım.

iki şişe bira ve bir paket sigara aldım.

sigaradan bir dalı dudaklarımın arasına yerleştirirken, çakmakla ucunu ateşledim.

bedenime yayılan zehir, beni öldürmüyordu.

ölmek istedim.

çünkü ölüm, beş parasız ve sona gelmiş çaresiz bir adamın tek kurtuluşuydu.

-

ayaklarımın altındaki sonsuzluğa baktım.

ölüm belki de ilk defa bu kadar yakındı bana.

ve ben biliyordum ki geri dönüşü olmayacaktı.

kötü yollara sapmıştım ve hayatımı buna layık yaşamıştım, sonum da böyle olmalıydı.

böyle olmalıydı ki, yaşadığım hayata ihanet etmiş gibi olmasın ölümüm.

dibi kalmış bira şişesini kafama diktim.

ayık ölmek istemezdim.

en azından ölürken kafam kıyak olsun diye düşünüyorum.

önümde bana sonsuzluğu vaat eden uçurum, belki de ilk defa bu kadar güzel gözükmüştü.

çünkü kaybedecek bir şeyim kalmamıştı.

sadece oynamam gereken son bir oyun kalmıştı geriye. oturmam gereken son bir kumar masası.

hayat denen oyun.

tanrıyla oynayacağım bir kumar, ve kaybedeceğimin en başından belli olduğu bir oyundu bu.

kaybedeceğimi biliyorum ama bu yola girmiştim bir kere. artık geriye bakmamın bir anlamı yoktu, kapattım gözlerimi yaşana.

bedenimi ileri ittirdim ve uzunca bir süre havada asılı kaldığımı hissettim.

çok kısa bir süre zarfında ise bedenimin soğuk tuzlu suyla buluştuğunu.

daha sonra ise nefes alamadığımı.

bir damla nefese muhtaç olan ciğerlerimin parçalandığını.

ve hemen ardından ölümün beni kucakladığını.

ölmeden önce oynadığım son oyunu da kaybetmiştim.

zaten tanrıyla oynadığım bu kumarı kazanamayacağımı en başından beri biliyordum.

tanrının cennetinde yerim yoktu belki ama, şeytan cehenneminin kapılarını benim için açmıştı.

toska, bangtan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin