03 | jeon jeongguk.

64 21 14
                                    

"bir kadını sevdim; sevmemem gerektiği kadar sevdim ve bu sevginin bedelini ikimiz de ödedik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"bir kadını sevdim; sevmemem gerektiği kadar sevdim ve bu sevginin bedelini ikimiz de ödedik."

--

ben jeon jeongguk.

hayal kurmayı bıraktığımda, gerçeklik yüzüme tokat gibi çarptı.

sendeledim ve yere düştüm.

düştüğüm yerden kalkamadım, hâlâ batmaya devam ediyorum.

batmanın, dibe gömülmenin sınırı yok.

gerçekliğin sınırı olmadığı gibi.

-

ben hep geceye sığındım.

çünkü gece, bütün kusurları kapatıyordu.

gizlenmeyi seçtim.

acı çekmemek için gizlenmeyi seçtim.

ve bir şey deneyimledim.

acıdan kaçış yok.

bunu, acının içinde boğulduğumda fark ettim.

kaçışın ve kurtuluşun olmadığını.

-

aşk şiirlerinin sonunda, şair kafasına mı sıkmıştı?

hayır, o sadece hayallerine sıkmıştı o kurşunu.

hayalleri öldüğünde o da ölmüştü zaten.

daha fazla yaşamasının bir anlamı olmadığını da biliyordu.

insanlar birisi intihar ettiğinde, intiharın sadece fiziki yönüne bakar.

ama bu adam niye böyle yapmış, demez kimse.

kimse sorgulamaz.

sorgulamadan konuşmak her zaman daha kolaydır çünkü.

-

sana olan bağlılığımın abartma olduğunu, bu kadar fazlasının tehlikeli olduğunu söylüyor herkes.

kimse anlamıyor.

saplantılı bir aşıksın, diyorlar. hatta bazıları sadece takıntı olduğunu, hasta olduğumu söylüyorlar.

kendilerine bakmadan, benim hakkımda konuşuyorlar.

hiç susmuyorlar.

ama ben onları duymak istemiyorum.

zira hepsi, bir avuç aptaldan fazlası değil.

-

senin canını yaktığım için üzgünüm, sevgilim.

sana vurmak istemedim, yemin ederim.

sinirimi senden çıkarmaya hakkım yoktu, biliyorum.

umarım beni affedersin, bana küs kalmanı istemiyorum.

-

'senden nefret ediyorum jeongguk, adi herifin tekisin!'

'sen beni hiç sevmedin!'

'ben senin oyuncağın değilim, istediğin zaman sevip istediğin zaman dövemezsin!'

karşımda yarı ağlamaklı halinle bunları söylerken, öfkemden gözüm kör oluyor adeta.

sana bir kez daha el kaldırıyorum.

yemin ederim, ben yapmadım sevgilim.

içimdeki canavar yaptırdı, benliğimi ele geçirdi öfkem ve bencilliğim.

züne sertçe inen tokat yüzünden dengeni kaybedip yere düşüyorsun.

kafanı masaya çarpmışsın.

kan kaybından öleceğini bilemezdim, sevgilim.

her şey benim yüzümden oldu.

yaşamayı hak etmeyen adi herifin tekiyim ben.

benden nefret etmekte haklıydın belki de.

bunun için çok üzgünüm.

-

sandalyenin üstünde, tavana astığım halata boynumu geçiriyorum.

seni nefessiz bıraktım, şimdi de benim nefes almaya hakkım yok; biliyorum.

yaptığım şeyin gerçekliğini kavrayamayacak kadar bulanık zihnim.

bira şişesini büyük bir hiddetle duvara fırlatıyorum, paramparça oluşunu izliyorum.

seni de böyle mi paramparça etmiştim?

kocaman bir kahkaha atıyorum, kahkaham boş evde yankılanıyor.

delirdim belki de, hiç iyi değilim.

ya da sadece kafam fazla kıyak, bilmiyorum.

tek bildiğim, şimdi öleceğim ve asıl cezamı çekeceğim yere gideceğim.

birini öldürmenin cezasız kalmayacağını biliyorum.

cezamı çekerken gülümseyeceğim.

umarım senin ne kadar canını yaktıysam benim de o kadar yanar.

hatta daha fazlası.

sandalyeyi geriye itiyorum ve bedenim havada sallanıyor, sıkıca düğüm atılmış ilmek boğazımı sarıyor.

şeytan kanlı elleriyle beni kötülüğümde boğuyor belki.

nefes alamıyorum.

bir daha hiç alamayacağım.

aldığım nefesleri de hak etmedim.

bunun için de üzgünüm, tanrım.

toska, bangtan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin