iki 🍵

168 16 2
                                    

uyanmıştım
yeni yeni ayılmıştım
gözlerimi araladım ve etrafta bir göz gezdirdim
yanımda oturup beni izleyen kişiye diktim gözlerimi
bu minho idi
minho: "demek uyandın"
jisung: "m-minho"
geçen yıllarda minho'ya karşı hislerim olduğunu fark etmiştim
o zamandan beri ona arkadaş gözü ile bakamıyordum
o yanımda olduğunda ellerim terliyor, utançtan kıpkırmızı kesiliyor ve kalbim hiç olmadığından daha hızlı atıyordu
en kötüsü de konuşurken kekeliyordum
minho: "sarhoş olduğunu duyduğum gibi geldim"
jisung: "..."
gözlerimi kaçırdım
bana karşı hep böyle ilgili davranıyordu
bu hoşuma oldukça gidiyordu
minho: "neden sarhoş olacak kadar içtin?"
ailem eşcinsel olduğumu öğrenmişti ve annem durumu normal karşılar, beni destekler iken babam bu duruma oldukça sert çıkışmıştı
bu yüzden sabah babam ile oldukça şiddetli bir kavga yaşamış ve ani bir sinir ile arkama bile bakmadan evden çıkmış ardından kendimi bar da bulmuştum
jisung: "keyfi"
minho: "hadi ama hepimiz mecbur kalmadıkça içkiye başvurmadığını biliyoruz"
jisung: "..."
minho: "bana her şeyini anlatabileceğini ve seni hiçbir şekilde yargılamayacağımı biliyorsun"
jisung: "konu ailem.."
uzun bir iç çekişten sonra konuşmaya devam ettim
jisung: "ailem eşcinsel olduğumu öğrendi annem her ne kadar normal karşılayıp beni desteklese de babam için aynı şey söylenemez"
minho'nun üzerimdeki güzel bakışlarını hissedebiliyordum
minho: "babanın da en kısa sürede seni anlayacağına ve destekleyeceğine eminim canım sadece akışına bırak olur mu?"
sözleri ile beni oldukça yatıştırmıştı
rahatlamış hissediyordum
jisung: "olur"
kafamı çevirip gözleri ile temas ettim ardından tebessüm ettim
tebessümüme o da çok içten bir gülümse ile karşılık verdi
minho: "eğer daha iyi isen beraber akşam yemeği yemeye gitmeye ne dersin?"
jisung: "k-kimle gideceğiz"
minho: "baş başa, neden ki birinin olması mı gerek?"
jisung: "h-hayır! sadece anlık anlayamadım da"
utanç bir tavır ile başımı kaşıdım
minho: "olur öyle boşver"
kocaman gülümsemesi ile bana bakıyordu
yataktan indim ve kapıya yöneldim
minho: "pijamaların güzelmiş herkesin gözü üzerinde olacak"
minho'nun alaycı sesini işitmem ile üzerimdeki pijamaya baktım
BU DA NEYİN NESİ
changbin cidden giydire giydire bunları mı giydirdin
mickey mouse'lu beyaz pijama... gerçekten harika... oldukça rezil olmuş hissediyorum hatta hissetmiyorum direkt rezil oldum
onu geçtim BEN NEYİN KAFASINI YAŞIYORUM PİJAMA İLE AKŞAM YEMEĞİNE GİTMEK NE HEMDE MİNHO İLE BAŞ BAŞA  B-A-Ş  B-A-Ş-A
jisung: "lanet olsun..!"
minho'nun yanına geri döndüm
utanıp başımı önüme eğdim ve ellerimdeki yüzükler ile oynamaya başladım
jisung: "şeey minho..."
minho: "buyur, dinliyorum"
jisung: "kıyafetlerime kustum.. ve kıyafete ihtiyacım var açıkçası..."
minho: "oh doğru hemen veriyorum umarım bende senin üzerine oturacak bir şeyler vardır"
minho dolabını karıştırmaya başladı
sonunda elindeki kıyafetler ile bana döndü
yüzünde kendini gülmemek için zor tutan bir ifade vardı
kıyafetleri yatağa serdi ve eliyle işaret etti
minho: "şey kız kuzenim burada kalıyordu ve bunlar burada kalmış..."
bir yandan minho'nun dediği şeyleri sindirmeye çalışırken bir yandan yatağa serdiği kareli bej rengi etek ve kırmızı-beyaz çizgili kazağa bakıyordum
seslice yutkundum
jisung: "t-tamam o halde giyinip geliyorum"
kıyafetleri kaptığım gibi hızla tuvalete girdim
kıyafetlerle bir süre daha bakıştıktan sonra minho'yu daha fazla bekletmemek için hızlıca giyindim
aynaya baktım üzerime tam olmuştu
son olarak saçlarımı düzelttim ve minho'nun yanına gittim
minho beni süzmeye başladı
seslice yutkundu
yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim
oldukça utanmıştım
bir an önce bu ortamı bozmak için konuşmaya başladım
jisung: "b-ben hazırım gidebiliriz"
minho başını salladı
affallamışa benziyordu
minho'yu beklemeden kapıya yöneldim
ayakkabılarımı giymek için eğildim
kalçamda hissettiğim el ile irkilerek arkama döndüm
minho eğildiğim için açılan kalçamı eteğimi düzelterek kapatmıştı
minho: "ayakkabını giyerken daha dikkatli eğilmelisin sonuçta kısa bir etek giyiyorsun"
sırıttı
utancımdan önüme döndüm ve yere çöktüm böylece kalçam açılmayacaktı
hâlâ daha demin yaşanan olayın etkisinden çıkamamış bir biçimde hızlıca ayakkabılarımı giydim ve minho'yu beklemeye koyuldum
yüzüklerim ile oynarken bir anda minho elimi kavradı
kocaman gülümsedi
minho: "hadi daha fazla oyalanmadan gidelim"
tamam anlamında başımı salladım

han'ın giydiği kıyafetler:

umarım beğenmişsinizdir ✨oy ve yorum atmayı unutmayın 🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


umarım beğenmişsinizdir
oy ve yorum atmayı unutmayın 🤍

how can i trust you || minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin