minho'yu bekletmemek için acele ile üzerime bir şeyler geçirdim
son anda minho'nun geçen gün giymem için verdiği kuzeninin etek ve kazağını almayı akıl edebildim
hemen onları da düzgünce katlayıp bir poşete tıkıştırdıktan sonra kapının önüne çıkıp hızlıca ayakkabılarımı giyindim
merdivenlerden inerken heyecandan bacaklarım titriyordu
onunla baş başa yüz yüze olmak benim için o kadar zordu ki hele hâlâ arkadaş iken..
dışarıya çıktığımda minho'nun arabasını gördüm
arabaya yaklaştım ve kapıyı açmak için hamle yaptım
ama ben açamadan minho oturduğu koltuktan ayaklanmış ve yanıma gelip oturmam için kapımı açmıştı
onun bu hareketine şaşırmış bir biçimde bakarken minho hafifçe tebessüm edip göz kırptı ardından sürücü koltuğuna oturdu
arabayı çalıştırdı ve kendi evine doğru sürmeye başladıminho: nasılsın?
jisung: iyiyim teşekkürler, sen?
minho: iyiyim hele seninle beraberim daha da iyiyim teşekkürlerbaşımı önüme çevirdim ve sırıttım
aniden çalan telefonum ile telefonumun bulunduğu cebime yöneldim
numarası kayıtlı olmayan biri arıyordu
açmak ve açmamak arasında kaldımminho: neden açmıyorsun bir sorun mu var?
jisung: tanımadığım bir numara açıkçası açmak ve açmamak arasında kaldım
minho: belki bir tanıdığın çıkar aç ve hoparlöre al böylece bir sorun olduğunda müdehale edebilirim
jisung: peki..telefonu açtım ve minho'nun dediği gibi hoparlöre aldım
jisung: efendim..?
??: jisung beni hatırladın mı?
jisung: hayır üzgünüm kimsiniz?
??: geçen gün barda tanışmıştık mingi ben
jisung: üzgünüm hatırlamıyorum
mingi: anladım.. öyleyse buluşmaya ne dersinminho'nun elimden telefonu kapması ile
vereceğim cevabı geri yutmak zorunda kalmıştım
oldukça sinirli görünüyorduminho: sarhoş biriyle eğlenmeye utanmıyor musun?
mingi: siz kimsiniz? jisung beyi geri verir misiniz?
minho: sevgilisiyim ve seninle buluşmaya falan gelmeyecek
mingi: sevgilisi olmanız jisung beyin özel hayatına karışabilecek olmanız anlamına gelmiyor
minho: s-kavganın uzamaması ve boş yere keyfimizin bozulmaması için ani bir hamle ile telefonu
minho'nun elinden çekip kapattımminho: ne yapıyorsun jisung
jisung: üzgünüm ama kavganın daha fazla uzamasının lüzumu yoktu
minho: herneysesesli bir şekilde nefes verdi
minho: kim bu mingi denen herif
jisung: bilmiyorum ki yüksek ihtimal ben sarhoşken tanışmışızdır
minho: işte bu yüzden sana fazla içmemeni söylüyorum jisung
jisung: bana adımla hitap etmeni sevmiyorum.. yanlış bir şey yapmışım da sen bana kızgınmışsın gibi hissediyorum
minho: zaten yanlış bir şey yaptın ve ben sana kızgınım
jisung: özür dilerim...
minho: geldik.kapımı açmaya çalıştım ancak açılmadı
jisung: m-
dudaklarımda hissettiğim sıcak baskı ile
gözlerim sonuna kadar açılmıştı
ardından ikimizde hemen geri çekilmiştik
inanamıyorum yanlışlıkla dudaklarımız temas etmişti
kıpkırmızı olduğuma eminim
jisung: b-ben k-kapım a-aç-açılmıyor d-diyecektim
minho: öhm kapını açmak için uzanmıştım bende... herneyse bekleminho arabadan inmiş ve kapımı açmıştı
o kadar utanıyordum ki minho'nun yüzüne bile bakamıyordum
minho yanıma sokulduminho: hey dert etme yanlışlıkla olan bir şey ama yakında bilerek olacak orası ayrı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
how can i trust you || minsung
Fiksi Penggemar|texting + düzyazı| minsung yan shipler; hyunlix chanmin jeongbin