Acımasız: Bölüm 3

15 2 2
                                    

Merhaba Günlük,(Deniz'in günlüğü)

Ben çok kötü acılar çekiyorum günlük çok. Bana yardım eder misin bu acılardan kurtarmak için?
Bana yardım et günlük.

Şaşkın bir  şekilde ona bakıyordum ve bir anda vücuduma sinir salgılanmaya başladı ''Peki siz benim adıma nasıl böyle bir şey yapa biliyorsunuz he!'' dedim, Saadet'' Normalde seni bu işe dahil etmeyecektik ama senin babana olan sinirini biliyorum,...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şaşkın bir  şekilde ona bakıyordum ve bir anda vücuduma sinir salgılanmaya başladı ''Peki siz benim adıma nasıl böyle bir şey yapa biliyorsunuz he!'' dedim, Saadet'' Normalde seni bu işe dahil etmeyecektik ama senin babana olan sinirini biliyorum, bak kimse seni bu işe zorlamayacak , hem sen babandan intikam alacaktın hani?'', '' Ben size babamdan intikam alacağımı söyledim bu guruba üye olduğumu değil! '',sesi yumuşamış şekilde ''Bak Zehra gurubun sana ihtiyacı var, hem o guruba girersen geleceğin garanti. Lütfen .''
'' Tamam ama geleceğimiz nasıl garanti acaba bir mafya ile karşı karşıya geleceğiz ve geleceğimiz garanti?'', ''Tamam çatışma falan olacak elbet fakat çatışmada yaralanma ihtimalimiz %20 gibi bir şey , ölme ihtimalimiz %7  nasıl eminsin diye sorarsan yarın bizimle gel ve öğren tamam ''. Evet anlamında başımı salladım.'' Süper. Bak sonradan vazgeçmek yok.'' Ruhsuz bir şekilde tamam dedim ve yeşil çayı demleyip  odaya  geçtik. Kızlar  hala monopoly  oynuyordu.'' Kızlar yeni üyemize merhaba deyin '''dedi Saadet. Nil '' Kabul ettin ha Ziro bak geleceğin garanti ''

İç ses:
-Zehra böyle bir şey yapmayalım. Lütfen.

Ben:
-Yarın gidip, gördükten sonra kararımı öyle vereceğim. 

İç ses:
-Tamam sonuçta babandan intikam alman lazım.

Ben:
-Evet.

''Evet bende artık GAME OVER üyesiyim. Bir şey demek istiyorum GAME OVER ismi çok iconic değil mi?'', Nil ''Aha, bende aynı  düşündüm''. Hafif bir şekilde gülümsedim. ''Monopoly eşliğinde yeşil çay amazing '' dedi Deniz. Ufak bir kahka atı verdim. 

24 saat sonra

Saat 17.00'a geliyordu, bu  kadar geç gideceğimizi bilmiyordum guruba. 

İç ses:
-Heyecanlı mısın?

Ben:
-Sanırım evet, babamdan intikam almak beni bu kadar heyecanlı yapacağını düşünmemiştim.

İç ses:
-Bende. 

Guruba giderken hiç bir şey konuşmamıştık, şaşırmıştım. Sonuçta onlar guruba üye iken arkadaş değiller mi? Neyse dedim bunlar da böyle anlaşıyolar. 

Araç durduğu zaman guruba vardığımızı anladım. Dışı inşaat ve camların hepsi örtülü idi.
Ve içine geldiğimiz  zaman hayatımda bundan güzel ofis göremiyeceğimi düşündüm. Herkes takım elbise giymişti ve biz ise bir pantolon t-shirt  giymiştik, acaba bana neden söylememiştiler ki. Ve pantolon ve t-shirtü bize Saadet vermişti. Garip bir hissiyatı  vardı. İnsan onunla sonsuza kadar gibi.

İç ses:
-Acaba şimdi mi operasyon başlayacak?

Ben:
-Hiçbir şey bilmiyorum. Ama bana da öyle geldi. 

Dayanayamayarak ona sordum ''Saadet herkes böyle giyinmiş biz ise bir pantolon, bir t-shirt giydik. Çok sadeyiz. Ve bir şey daha bu pantolon garip bir hissiyatı var ve görünüşüne göre çok esnek ve t-shirt ise çok ağır bunlar...'' sözümü keserek ''Bunlar sana operasyonu anımsattı değil mi? Çok akıllısın ama bura ile öğrenmen gereken birçok şey var ve bizim ilk kuralımız plan yapılmadan asla ama asla operasyona başlanmaz. Ve böyle giyinmemizin sebebi ise buranın koruyucularıyız biz. Bak silah kullanmayı ve sayri bilmiyorsun ama burada herşeyi öğreneceksin ve operasyon ise onun için birkaç ay süre var.'' dedi Saadet. ''Biz daha 15 yaşındayız yani kanunen yasak değil mi?'' dedim dayanamayarak. Nil eğelenceli bir şekilde ''Burada kanun falan yok burası bizim dünyamız o yüzden burayı çok seviyorum istersem seni öldüre bilirlim fakat bana baya bir kızarlar çünkü bu ekibi bozduğum için o yüzden seni öldürmem ama bizden başka birini öldürürüm ve banada hiçbir şey diyemezler. Ha bu arada uyarmama gerek yok ama çünkü zaten sen anlamışsındır '' aynı  anda ''Burada düzen çok önemli '' dedik , Nil''Akıllı kız.''

Yaklaşık bir  yada iki saat geçmişti ve yanımıza biri gelip ona patron demişlerdi cilveli cilveli. Ve sonra beni onunla tanıştırdılar. O buranın şu an giydiğimiz pantolon ve t-shirtleri o yapıyormuş, ben bunlar neden ağır dememe kalmadan özeliklerini acıklamaya başladı. Özellikleri; Kurşun geçirmez- en dikkatimi çeken- yırtılmaz - yani kurşun geçirmeyen bir şey tabi yırtılmaz söylemene gerek yoktu- ve acayip şekilde esnek -anlaşılıyor-  bir şey daha ekleyerek bana daha güzelleride var gel gezelim dedi. 

2 dakika sonra bir odanın önüne gelmiştik ve patron denen adam - sahi gerçek adı patron mu? Evet olabilir ama ben buraya intikam almya gelmiştim, kıyafet falan benim için boştu- bizi içeriye geçirdi ve ilk gördüğüm üzerimde buluna kıyafetlerin aynısından onlarca ve burada gördüğüm insanların üzerinde bulunan takım elbiseden düzinelerce ve son olarakta çok güzel elbiseler vardı. Bunlar kendi gözümü yuvasından çıkacak şekilde açmamı sağlamışken patron'' Kızlar  bunlara daha birkaçı çok şaşırmamanızı öneririm'' dedi. Kızlar derken kızlarda mı daha yeni öğreniyordu? Dayanamayarak sordum'' Kızlar derken sizde mi buraya ilk defa geliyorsunuz ?'' Hepsi aynı anda evet dedi ama gözleri benim kadar açılmamıştı , buna şaşırmadım çünkü önceden bir şeyler görmüşlerdir elbet.

Sonra elbiselerin olduğu bölümü kendine çekerek bir oda açıldı kızlarla aynı anda  o tarafa doğru yöneldik ve içeriye baktığımız zaman ilk gördüğümüz şey silalarla dolu bir cephe içeri girdiğimizde  sağımızda bilgisiyar ve sayri, solumuzda ise anlamını çıkaramadığım birçok şey. Anlamını çıkaramadığım bir  kulaktıkacını alacağım zaman patron elime vurarak şöyle dedi ''Buradaki eşyalara dokunmak yasak biz size izin verdiğimiz sürece bu eşyalara dokuna bilirsiniz.'' Tamam anlamında başımı salladım 

O gün yetimhaneye gimedik orada kaldık. Çünkü plan hazırlıkları yarın başlıyacakmış. 

İç ses:
-Zehra arkana bakmadan kaç lütfen.

Ben:
-Duygularımız karşılıklı ama yapamam.

İç ses:
-Nil'in nasıl bir piskopat olduğunu, hissetiklerin, Zehra  biliyorsun ki senin 6. hissin çok kuvvetli.

Ben:
-Belki bu sefer yanlış çıkar. Uyumak istiyorum, lütfen sus.

İç ses:
-İyi be uyu! Can tehliken var diyorum uykum var diyorsun! Uyu ne halin varsa gör!

Uyku tutmayıp etrafı gezinmeye çıkayım dedim. Ve kaldığımız yerin çok çok büyük bir bahçesi vardı. Ve burası ayrıca eğitimde de kullanılıyordu. Bahçeye temiz hava almaya çıktım. Kapıya tırmanmayı deneyen bir kız vardı. İçimden bir his ona yardım et diyordu hissime uyup yanına gittim nasıl başlıyacağımı bilmeden '' Yardıma ihtiyacın var mı?'' diye sordum refleksle bana döndü, yüzünde şaşırmış bir ifade vardı. ''Ş-şey ben...'' , ''Sen kaçmaya çalışıyorsun, yardı ediyim mi?'', Kız ''Ciddi misin? onlardan biri değilsin değil mi?'', ''Evet ciddiyim ve onlar kim?'', ''Neyse yardım et bana bende sana yardım ediyim.'' dedi'.''Hayır ben kaçmıyacağım sana kaçman için yardım edeceğim'', ''Buradan kaça biliyorsan kaç'' içimdeki bir his kaçmamı söyledi. Neden diye sormadan ona yardım ettim, ardından bende arkasından çıkıp diğer tarafa geçtim, tırmanması gerçektn zordu.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
:)(:

AcımasızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin