Gerçekten kimse duymuyormuş bakışlarımda ki çığlıkları. Kimse görmüyormuş mutsuzluğumu.Susmaya, haksız olmaya ve yalnızlığa o kadar çok alışmışım ki; birine kendimi tanıtmaya, haklı olduğumu kanıtlamaya gerek duymuyorum artık. Çünkü ne kadar haklı olup kanıtlamaya çalışırsan yaptıklarını hatta yapmadıklarını bile yüzüne vururlar. Hep kötülükleri, yanlışları, hataları görürler. Nede olsa insanoğlu değil miyiz. Her şey bencillikten yana.
Aynı şekilde bir kağıda hakaret edip, buruşturup sonrada özür dileyerek eski haline dönecek diye beklemek gibi bir şey. Ama kimse senin için uğraşmıyor. Uğraşmayacakta . Sen birini ne kadar seversen sev, senin sevgin kadar senden kaçar.
Acaba biride benim suskunluğum altındaki çığlıklarımı duyar mı ? Ya da ne bileyim neden sustuğumu merak eden olur mu?
Çaresizliğim, korkularım, gözyaşlarım, hıçkırıklarım ve daha fazlası... Bunlardan başka dostum yok mu benim? Beni benden başka anlayan veya dinleyen olur mu ki? Zamanında bağıra bağıra susmaya alışmış olan ben, suskunluğum altında çığlıklar atıyorum. Sanki aynadaki yansımam ile yer değiştirmişim. Beni artık kimse göremeyecekmiş gibi. Ki zaten görende yoktu. Bir şeyleri kazanmam için savaşmam gerekiyor. Ama hayat bu savaşta bana yer bile vermemiş. Yaşamaya hakkım var ama savaşmaya yok.
Merak etme isyanım içimde büyüttüğüm, sevdiğim sana karşı değil. Bu savaşta bana yer vermemiş olan hayata...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yarım kalmış hikayeler
ChickLitDevam edebilmem için küçük desteğinize ihtiyacım var. Bu uzun yolda bana yardımcı olur musunuz?