memories

530 84 73
                                    


Ben yalnızdım.
Gerçek babamın kim olduğunu hiçbir zaman öğrenememiştim. Çoğu zaman annemin yanında birkaç günlük erkek arkadaşları olurdu ve hepside tekinsiz ucube tipler olurdu. Beni o tekinsiz tiplerden sakınacak hiç kimseye sahip değildim.
Ben yalnızlıktım.
Çok kısa süre kaldığım okullarda edindiğim tek arkadaş benimle en fazla iki hafta takılırdı ve daha sonra onlar da diğerleri gibi benden uzaklaşırdı sanki hastalıklıymışım gibi. Çünkü benim yanımda olanlarda aynı benim gibi dışlanır ve yadırganırdı çünkü diğer insanlar annemin bir fahişe olduğunu söylerlerdi. Bende fahişenin kızı olurdum ve böylelikle etrafımdakileride yalnızlaştırırdım.

Belki de onlar haklıdır belkide annem gerçekten bir fahişedir. Bilemiyorum.

O fahişeyse ben neden cezalandırılıyorum? Hiçbir çocuk doğacağı hâneyi kendi seçemez. O zaman neden?

Annem takıldığı adamlarla birlikte tekinsiz işlere bulaştığı için sürekli şehir değiştirirdik. Bazen kendimi fazlalık gibi görüyorum. Gittiği her yere öylesine götürdüğü bir eşya gibiydim sanki. Bana duygularım yokmuş gibi davranıyorlardı ama ben hissediyorum.

Keşke hissetmesem. Ama hissediyorum.

O günü hatırladım, o geceyi. Annemin sevgilisinin sarhoş bana saldırdığı geceyi ve daha sonrasını, ilerleyen vakitleri. Kumsala inmiştim ve onu görmüştüm. Kimsenin duymadığı yardım çığlığımı duyan ilk kişiyi, Jennie'yi.

Oradaydı, ıslak kumlara elindeki dalla resim çiziyordu. Sesi çıkmıyordu ama oradaydı işte, o vardı. Bende vardım. Biz vardık, duygularımızla beraber oradaydık. Birbirimizi hissedebiliyorduk.

Ufak adımlarla yanına yanaşıp ne yaptığını sormuştum. "Çiziyorum." Demişti. "Kendim için daha güzel bir hayat çiziyorum."

"Hayatı çizemezsin ki."

"Çizerim, en azından çizmeyi denerim. " Daha sonra elinde ki dalın ucunu iki kez ıslak kuma vurmuştu. "Bu dal sihirli."

"Öyle mi? Gücü ne?"

"Acı dolu hayatları değiştirebilir."

"Benim hayatımıda değiştirebilir mi?"

"Hayatın acı doluysa, evet."

"O zaman değiştirecek." Gülümsedim, göz yaşlarımın kuruduğu yanaklarım gerildi. Tekrar sordum. "Kendine nasıl bir hayat çizdin?"

"Şiddet ve kötü sözlerin olmadığı bir yer. Sadece mâsum ve iyi olanlara özel. Bak, her yerde çiçekler ve kelebekler var. Burası bir cennet." Diye anlatmıştı çizimindeki her bir parçayı eğilerek açıklarken. Açık kahve saçlarına denizin tuzlu suyu ve biraz kum bulaşmıştı. Uzanıp saçlarında kalmış kumu üstün körü temizledim.

"Adın ne senin?"

"Jennie. Sen kimsin?"

"Jisoo. Neden yüzünde morluklar var?"

"Dayak yedim. Sen neden ağlıyordun?"

"Korkuttular ve dalga geçtiler."

"Anladım. "

Yine sessizliğe büründük. Daha sonra tekrar soru soruverdim. "Evin burada mı?"

"Plajdaki barakalardan birinde kalıyoruz."

Daha sonra tekrar sordum. "Sihirli dalınla banada bir hayat çizer misin? "

"Neden kendin çizmiyorsun?"

"Ben güzel çizmem."

"Seni benim hayatıma ekleyeyim o zaman." Çizimdeki çiçeklerin arasında duran çöp-kızın yanına aynısından bir tane daha çizmişti. Fakat saçları daha uzundu, aynı benimkiler gibi. "Oldu, sende artık benim hayatımdasın."

Sevinemeden birisinin bağırışını duyduk uzaklardan. Birisi Jennie'ye sesleniyordu. "Gitmeliyim Jisoo." Demiş ve hızla sesin geldiği yöne koşmuştu. O esnada köpüklü bir dalga kıyıya hiddetle yanaştı ve bizim için çizdiği hayatı denizin derinliklerine doğru çekti. Çizim tamamen bozulmuş ve geriye pek bir şey kalmamıştı.

Durup Jennie'ye seslenmek ve çizdiği hayatımızın bozulduğunu söylemek istedim fakat döndüğümde o benden çok uzaklaşmıştı.

________________________

Ertesi gün Jennie'yi tekrar görebilme umuduyla sahile inmek istedim fakat annem önümü kesti. "Bugün misafirlerimiz var o yüzden evde kalacaksın." Misafirler beni ilgilendirmezdi, ben daha çocuktum. Neden kalıyordum ki o zaman? Yine de bir şey dememiş ve itaat etmiştim.

Annemle üvey babamın mutfakta bir ara tartışmaya girdiği duydum.
"Eğer onu ortadan kaldırmazsak o bizim canımıza kıyacak. Zaten yanındaki yaşlı sürtükle beraber bunun için geliyor buraya. Ödenmemiş ve çok birikmiş bir borcumuz var." Annem sigarasını kül tablasına bastırarak söndürürken konuşmuştu. Ardından devam etti. "Neyseki adamın zaafını biliyoruz ve Jisoo çok tatlı bir kız değil mi hayatım. İlk defa bir çocuğa sahip olmak bir işime yarayacak. "

"Bu çılgınlık." Demişti üvey babam kıkırdarken, yüzünde gezinen delilik bulutlarından iyi şeyler düşünmediğini görebiliyordum. "Adamın pedofili olmasını kullanacağız yani."

"Evet, Jisoo dikkat dağıtacak bizde işimizi göreceğiz."

Hiçbir şey anlamamıştım. Pedofili ne demekti? Ben kimin dikkatini dağıtacaktım ve neden dağıtacaktım. Sorularıma cevap ararken akşam çöktü ve beklenen misafirler geldi. Gelenler ellili yaşlarda tuhaf bir çift idi. Mutfak masasına geçtiler.

Uyuşturucular ve borçlar hakkında uzun bir tartışmaya girerken yaşlı adam benimle ilgilenmişti, daha önce hiçbir yetişkinin yapmadığı kadar benimle konuşmuştu. En sevdiğim renkten doğum günüme kadar birçok şey sormuş ve benimle sohbet etmişti. İlk defa kendimi görünmez hissetmemiştim.

Yaşlı kadının sesi giderek yükselirken adamın tüm dikkati bendeydi. Sonra olanlar oldu, üvey babam adamın belindeki silahı alıp ikisinide vurmuştu. Cansız ve kanlı bedenler masaya çarparken çığlık atarak evden çıktım. Kulaklarım çınlıyordu. Silah sesini hâla kafamın içinde duyuyordum. Sesim çatlayana kadar çığlık atmaya devam ettim kumsala ulaşınca dizlerimin üzerine çöktüm. Bir süre sesim çıkmadı ve nefesim kesildi.

Jennie yine oradaydı. Bu sefer bir şey çizmiyordu ayaktaydı ve denizi izliyordu. Üzerinde ki yırtık kıyafetlerden fena hırpalandığı belli oluyordu, yüzüne bakmaya korktum. Ama korkum ona yaklaşmama engel olmadı. Yüzü eskisinden çok daha kötü bir haldeydi.

"Jennie.."

"Sana yalan söyledim Jisoo. " Elinde tuttuğu dalı denize fırlattı. "Dalım sihirli değil ve hayatımızda değişmedi."

"Hayır, hayır! Dün sen gitmeden önce sana söyleyecektim. Deniz çizimini yuttu. Bizim yaşamak istediğimiz hayat şuan denizin derinliklerinde. " Uzanıp elini tuttum. "Onu bulup yaşayabiliriz Jennie, gel benimle."

"Ben yüzmeyi bilmem ki."

"Ben de, bu sorun değil."

Ve denizde açıldık.
Açıldık.
Açıldık.
Deniz bizi yutana ve nefeslerimizi kesene kadar yaşamak istediğimiz hayatı aradık.






Kötü bir two-shot oldu. Daha etkileyici bir şeyler yazmak isterdim. Okuyan herkese teşekkürler.







childhood memories » jensoo ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin