Sahibi olmayan bir gölge, sokakta yürümeye, daha doğrusu süzülmeye başladı. Mahallelinin "Harabe" dediği, milattan önce bile burada olduğu iddia edilen yıkık eve girdi, ardından biçimlendi.
Gölgenin sahibi yaklaşık 14-15 yaşlarında bir kızdı. Baştan aşağı siyah giyinmişti ve sarıya kaçan açık kahverengi saçları, düz ve küt bir şekilde omuzlarına iniyordu. Kızın gözleriyse çok ilginçti. Tek gözü mavi, tek gözü kırmızıydı.
Kızın elinde tek takı olarak bir yüzük vardı. Yüzük bir kafatası şeklindeydi ve kafatasını bir yılan sarıyordu. Gözleri tıpkı kızınki gibi iki renkliydi. Biri kırmızı, diğeri mavi...
Kız harabede yürüdü, bir kedi gibi sessizce üst kata çıkmaya başladı. Ardından bir kat daha çıktı.
En üst katta, bir adam onu bekliyordu. Adam da kız gibi simsiyah giyinmişti. Ancak kızdaki korku veren his, adamda yoktu.
Adam:
-İstediğimi getirdin mi?
Kız sırıttı, ardından minik bir kolyeyi adama uzattı. Adam kolyeye uzandı, ancak tam onu tutacakken kız elini geri çekip, adama bir ateş topu fırlattı.
-Hain! Diye kükreyen adam, bir şekilde ateşten sağ salim kurtulmayı becermişti. Fakat kız onu hazırlıksız yakalamış gibi görünüyordu, yer yarıldı ve adam kalın beton zemine girdi. Kız ise koşarak harabeden uzaklaştı, sonra sırtından simsiyah, damarları buz mavisi olan kanatlar çıktı,kız hızla yükselerek oradan uzaklaştı.